Yaşanılan tüm duygular, gelişim ve değişim için çok kıymetli ve özeldir. Kızgınlık, öfke, utanma, sevmek, nefret, hoşgörü, kıskançlık duygul

Yaşanılan tüm duygular, gelişim ve değişim için çok kıymetli ve özeldir. Kızgınlık, öfke, utanma, sevmek, nefret, hoşgörü, kıskançlık duyguları her insan da vardır. Fakat bunun bize ve çevremize vereceği etkiler önem arz etmektedir. Bu gün bu duygulardan “öfke” üzerinde durmak istiyorum. İkili ilişkilerinizde, iş çevrenizde böyle durumları mutlaka deneyimlemişsinizdir. Aslında kontrolden çıkan öfkede özellikle kişinin genetik yapısı, aile ve çevrenin etkisi, aynı zamanda öfkeyi nasıl yöneteceğimiz ile ilgili bir farkındalık kazanmamış olabiliriz.

Neden öfkeleniriz? İstediğimiz şeylerin bizim isteğimiz doğrultusunda olmadığında, duygu ve düşüncelerimiz bastırıldığında, haksızlığa uğradığımızda, sabırsızlık göstereceğimiz kimi durumlarda trafik, birini beklemek gibi, rencide edildiğimizi düşündüğümüzde kalp atışımız yükselir ve kişi kendini kontrol etmezse öfke patlaması yaşayabilir. Aslında bu sadece o ana özel bir tepki de değildir. Bu belki de o durum ve kişi ile ilgili olarak geçmişteki bir anıya dayanabilir veya biraz daha gerideki geçmiş travmatik bir olay da insanlarda öfke patlamasına sebep olabilir.

Peki, biz neden sinirlenince bir tık öfkemizi frenleriz. Çünkü yasalar, normlar, kurallar ve sağduyu bizim kendimizi frenlememize neden olur. Bu kuralı aştığımızda hem kendimiz hem de çevremizdeki kişiler bu duruma maruz kalan insanlar zor duruma düşer.

Öfkelenmeyi planlayamayız. Herkes öfkelenebilir. Bu duygu evrenseldir. Öfkelenme öğrenilen bir davranıştır. Öğrenildiği için bu duygu bize her ortamda zarar vermeye başlamışsa bu davranışı sağlıklı davranışlarla değiştirebiliriz.

Öfke duygusu da kıymetlidir. Çünkü ortada kişinin kendisi açısından bir sorun vardır. Bu sorunu anlayarak, dinleyerek, müzakere yapılarak çözülebilirse bu duyguyu dönüştürmüş oluruz.

Öfke duygusunu çok iyi biliyoruz. Peki öfkeyi nasıl kontrol eder, nasıl yönetiriz;

Bir olay cereyan ediyor. Bu durum bizi çok sinirlendirdi. Derin derin diyaframdan nefes alarak belki birkaç dakikalığına ortamdan uzaklaşarak rahatlama tekniklerini kullanabiliriz.

Kendimize telkin sözcüklerini kullanabilir. Rahatlatıcı sözler söyleyebiliriz.

Olayı içinde değil de bir parça olayın dışından durumu deneyimleyebiliriz. Belki de yarın bu olaya gülüyor olacaksınız.

Her şeyin bir anda mahvolduğunu düşünmek yerine bir parça bu durumun dünyanın sonu olmadığı farkındalığını oluşturmak.

Özdenetim çok kıymetli tabi fakat şunu da söylemek de fayda var. Agresif davranış ne kadar zarar vericiyse pasif saldırıda o kadar zarar verir. Çok öfkelendiğiniz halde bu durumu hiç olmamış gibi kabul etmek içten içe kişiye zarar veren bir tepki tarzıdır.

İnsan hayatına denge denilen o mucize sistemi alırsa, öfkelense bile bunu ne şekilde yansıtacağını bilir. Sorunun bir parçası değil, çözümün bir parçası olun.

Daha dengeli ilişkiler ve bir çevre için daha başka neler mümkün?

Ve oldu bile.