11 Eylül 2001’de “İkiz Kuleler’in El Kaide militanları tarafından vurulması”,  Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) bağlamında “Ortadoğu’ya demokrasi götürme operasyonlarına” gerekçe yapılmıştı. 7 Ekim 2023’te İsrail yerleşim birimlerinin Hamas tarafından roketlerle vurulması da, İsrail’in Filistin topraklarına demokrasi götürme operasyonlarına gerekçe yapılabilir...

Hindistan’da gerçekleştirilen G-20 Zirvesi’nde Çin’in Kuşak ve Yol projesine alternatif olarak, Yeni Baharat Yolu projesi’nin (IMEC) hayata geçirileceği duyuruldu. Türkistan coğrafyasını, Azerbaycan ve Türkiye’yi de devredışı bırakan bu proje, İran’ı bölge denklemi dışına savuruyor, İsrail’i hem Yeni Baharat Yolu’nun merkezi, hem de Ortadoğu’nun enerji terminali yapıyordu.

Çin ile Kuşak ve Yol projesi bağlamında yaptığı anlaşmaları iptal etmeye yanaşmayan İsrail Başbakanı Netanyahu, aylardır süren/sürdürülen protesto gösterilerine rağmen koltuğunu koruyor, yaptığı İbrahimi anlaşmalarla da Arap ülkeleriyle olan ilişkilerini geliştirerek, İsrail’in bölgedeki gücünü de artırıyordu. ABD Başkanı saldırının ilk dakikalarından İsrail’in yanında olduklarını söylüyor, ama Amerika’nın beka sorununa dönüşen Kuşak ve Yol projesine destek veren Netanyahu’yu affettikleri anlamına gelmiyor. 

Hamas’ın, Demir Kubbe’yi etkisiz kılan Aksa Tufanı saldırısını bir de bu cepheden bakarak değerlendirmek gerekmiyor mu? 

Bütün dünya nefesini tutmuş, 7 Ekim günü Hamas’ın İsrail’e yönelik başlattığı roketli saldırının ne gibi sonuçlar üretebileceğini öngörmeye çalışıyor. İsrail’in farklı yerleşim birimlerini hedef alan roketli saldırılar sonrasında İsrail-Gazze hattında gerilim yeniden yükseliverdi.

İsrail Başbakanı Hamas saldırısını, “Savaştayız, bu operasyon değil, bu bir savaş” şeklinde değerlendirdi. İsrail’in Hamas saldırısına hedef olan bölgelerinden yansıyan insanlık dışı görüntüler, bölgede yaşanacak büyük bir operasyonun habercisi olarak değerlendiriliyor.

Dünya televizyonlarına yansıyan/yansıtılan görüntülerde, İsrail yerleşim bölgerindeki görkemli binalar Gazze’den atılan roketlerle roketlerle çökertiliyor, Gazze’den İsrail’e sızmış Hamas’ın “İzzettin el Kassam Tugayı militanları” asker-sivil farkı gözetmeksizin insanlara ateş açıyorlar. Öldürdükleri İsraillilerin kanlı cesetlerini kamyonetlerin kasalarına yükleyip, ellerinde uzun namlulu silahlarla “Allah-u Ekber!” nidalarıyla sokak sokak dolaştırıyorlar.

İsrail sokaklarından yansıyan bu görüntülerde gördüklerimiz gerçekten Hamas militanları mıdır, yoksa, İsrail’in Gazze Şeridi’ne ve Batı Şeria’ya düzenlemeyi planladığı genişleme operasyonlarına bir gerekçe oluşturma hazırlığı mıdır, zaman gösterecektir.

ORTADOĞU’NUN “11 EYLÜL”Ü

11 Eylül 2001’de El Kaide militanlarının kullandıkları uçaklarla ABD’nin ünlü ticaret merkezi İkiz Kuleler’e yapılan saldırıyı ve Irak’ın işgali sonrasında IŞİD/DEAŞ militanlarının, “Allah-u Ekber!” nidalarıyla kafa kesmelerini anımsatan bu görüntüler, yakın bir gelecekte Ortadoğu’nun yeniden karışacağının habercileridir.

Hamas’ın bu saldırısı, yalnızca, İsrail-Filistin sürtüşmesi de değildir. Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında, I. Körfez Savaşı’yla (1991) başlayan yeni bir dünya düzeni kurma sürecinde, küresel aktörler arasında yaşanmakta olan rekabet henüz sona ermemiştir. Bu süreçte Çin’in ortaya attığı Kuşak ve Yol projesi, küresel aktörler arasında yaşanmakta olan mücadelenin derinleşmesine, yeni çatışmaların yaşanmasına, yeni yeni dengelerin oluşmasına neden oldu.

Tamamlandığında Çin’i küresel ekonominin lideri yapacak olmasından dolayı ABD’nin beka sorununa dönüşen Kuşak ve Yol projesi merkezli küresel çapta yaşanan mücadelenin kilit coğrafyası, tarihte olduğu gibi bugün de Ortadoğu coğrafyasıdır. Mc Kenzi Ortadoğu/Avrasya coğrafyasını, “dünyanın kalpgâhı” olarak tanımlar.

11 Eylül 2001’de “İkiz Kuleler’in El Kaide militanları tarafından vurulması”,  Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) bağlamında “Ortadoğu’ya demokrasi götürme operasyonlarına” gerekçe yapılmıştı. 7 Ekim 2023’te İsrail yerleşim birimlerinin Hamas tarafından roketlerle vurulması da, İsrail’in Filistin topraklarına demokrasi götürme operasyonlarına gerekçe yapılabilir. Hamas militanları olduğu belirtilen caniler tarafından katledilen İsraillerin cesetlerinin kamyonet kasalarında, “Allah-u Ekber!” nidaları eşliğinde dolaştırılmasını, İsrail’in genişleme politikası bağlamında Filistin’e yapmayı planladığı operasyonları haklı göstermek amacıyla kurgulanmış görüntüler olmasını diliyoruz. “İslamiyet bu mudur?” dedirten ve küresel çapta İslamofobiyi köpürtecek bu görüntülerde rol alanların Müslüman oldukları sanmıyoruz. Bu caniler Müslüman olamazlar! Bu caniler Filistinli de olamazlar.

Bu görüntüler nedeniyle Türkiye, İki tarafa da itidal dilemekle yetinmek zorunda kalmıştır.

SİYONİSTLERE DERS VERMEK Mİ?

Hamas Lideri İsmail Haniye, operasyonun amacının “Siyonistlere ders vermek” olduğunu açıkladı. Haniye, sivil yerleşim birimlerine roketler yağdırarak, İsrailli belediye başkanlarını ve sivil halkı katlederek Siyonistlere ders verilemeyeceğini ve bu saldırıların karşılıksız kalmayacağını bildiğine göre, Hamas, bu saldırlarla nasıl bir kazanç sağlamayı hedeflemiştir?

Son zamanlarda İsrailli bazı fundamalistlerin Mescid-i Aksa’da dini ayinler yapmaları, bazı kişi ve kuruluşların burada ayin düzenleyenlere ödüller vermeleri gerilimin giderek artmasına neden olmuştu. Ayrıca İsrail’in Batı Şeria’da yeni yeni yerleşim birimleri oluşturdukları, bu operasyonlar sırasında Filistinlilerin arazilerini ellerinden alarak göçe zorladıkları biliniyor.

Bu saldırı, “Filistinlilerin İsraillilerin genişleme politikasına isyanı” olarak değerlendiriliyor. İsrail’in, Trump’ın Golan Tepeleri’ni İsrail’e bağışlamasından ve özellikle de, Arap ülkeleriyle imzaladığı normalleşme anlaşmaları imzalaması sonrasında, yıllar önce Oslo’da Filistinlilere verdikleri genişlememe sözünü unuttukları söyleniyor..

Fakat, İsrail’in genişleme politikasının roket saldırılarıyla durdurulması mümkün müdür? Hamas bu saldırılarla İsrail’in Gazze’ye ve Batı Şeria’ya yapmayı planladığı saldırılara gerekçe oluşturduğunun farkında değil midir?

Gazze İsrail sahilinde küçük bir yerleşim birimi; İsrail istihbaratının bu avuçiçi kadar olan bir yerde üretilen binlerce roketten haberdar olmaması mümkün müdür?

Hamas’ın Gazze’de ürettiği binlerce roketi, “Demir Kubbe”ye rağmen, İsrail yerleşim birimlerine savurabilmesi, binlerce militanını İsrail yerleşim birimlerine sızdırarak sokakları Cehennem’e çevirebilmesi, kolayca göze alınabilecek ve kolayca gerçekleştirebilecek bir operasyon değildir.

Peki, küresel çapta şok etkisi oluşturan bu operasyonda Hamas’ı kim desteklemiş ve nasıl bir kazanç hedeflemiştir?