Bin yıllık ameliyat!





Turan, ölüm nedenlerinin savaş değil de daha çok kronik hastalıklar veya kemiklerde iz oluşturmayan rahatsızlıklardan kaynaklandığını vurgulayarak, kemiklerde enfeksiyon hastalıklarının etkisinin görüldüğünü, sadece bir mezardaki kafatasında belirgin olarak tıbbi bir girişim tespit ettiklerini söyledi.



- "Ameliyattan sonra yaşamına devam etmiş"

Henüz cinsiyeti belli olmayan bu kişinin kafatasında tıbbi bir operasyonun izinin belirgin olduğunu ifade eden Turan, şu bilgileri verdi: "30 yaşın üzerinde olan kişinin kafatası, günümüzdeki beyin ameliyatlarındaki gibi tıp adamları tarafından çok nizamlı kesiyle açılmış. Kafatasının açılması ağrılı ve acılı bir işlem. Kişinin bu acıya dayanabilme imkanı yok. Bunu yapabilmek için kişiyi uyutmak gerekir. O dönemde bu şekilde operasyon yapmaları, tıbbi müdahalelerde bir çeşit anestezinin kullanıldığını düşündürüyor. Kemiklerde yapılacak biyolojik çalışmalarla hangi maddenin kullanıldığını öğrenebileceğiz. Kafatasındaki operasyon yapılan bölgede iyileşme izleri çok belirgin. Bu kişi operasyondan sonra da yaşamına devam etmiş."



- Dokumacı kadının dişindeki oyuk hala belirgin

Adli Tıp Uzmanı Dr. Ömer Turan, başka bir mezardan da 22-25 yaşlarında 1 metre 55 santimetre boyunda bir kadın iskeleti çıktığını ifade ederek, kadının ön kesici dişinde bir oyuk görüldüğünü anlattı.

Bu oyuğun kronik kullanıma bağlı zaman içinde oluştuğunu belirten Turan, "O iskeletin yanında dokumada kullanılan bir alet de gördük. Kadının mezarına yaptığı meslekle ilgili bir hediye bırakılmış. Bu kişinin yoğun olarak iğne gibi sert bir metal kullanmasından dolayı dişinde oyuk meydana gelmiş. Kadının terzilik, dokumacılık gibi bir meslekte çalıştığını düşünüyoruz" dedi.

(AA)