CUM’A SOHBETİ ( 6/46)

DENİZOLGUN AİLESİ!...

Feriha Ferhan Sultan Abla’nın Zevci Seyyid Hüseyin Kamil Denizolgun, (1927) doğumlu olup(07.09.1991)’de vefat etmiştir. Kendisinden birer yaş küçük, ( 1928) doğumlu Ertuğrul, (1929) Abdi isimlerinde kardeşleri vardı. Onlar da vefat ettiler.Denizolgun kardeşlerin babaları, Şehzâde, Yusuf İzzettin Efendi’nin yaverlerinden, Abdi Paşa’nın oğlu, Şurâyidevlet Aza’sı( Günümüzde karşılığı, Danıştay) Cevdet Bey’dir. Anne’leri Fatma Nesibe Hanım aslen Kastamonu’lu Kastamonu’dan 1800 yıllarda Babıâlî’de, Sadrazamlım, vezirlik, paşalık unvanlarıyla bilinen Büyük Mustafa Reşid Paşa’nın sülalesindendir.

Süleyman Fatih Denizolgun, Büyükbabası, Seyyid Hüseyin Kamil Bey’in dede’lerinin, aslen, Antalya, Akseki’den olduklarını iddia ediyor: Büyükbabamını Büyükbabası’nın Babası Hacı Kamil Marlalı ( Marla ya da Marulya) o dönemlerde Akseki’nin adıdır Marlalı Hacı Kamil Bey, 1865’te Kısıklıya, ( muhtemelen, Şehzâde, Yusuf İzzettin Efendi’nin Köşkü’nün yakınlarındaki Sel^ami Ali Vakfı Cami’i’nin yakınlarında tavattun etmiştir.) Hacı Kamil Maralı’nın oğlu Hacı Arif Maralı, hem Kuvvacı, hem 1920 Kurucu Meclis’in İstanbul mebu’slaürından idi. Hacı Arif Bey’in damadı da uzun yılar İçel mebu’sluğu yapan Doktor Tevfik Marulyalı idi. Hacı Arif Bey’in kız kardeşi Padişahlar halası, Esma Sultanın oğlu Müşîr Paşa ile evlenmişti.

“Süleyman Efendi’nin torunları Mason, Büyük Mustafa Reşid Paşa’nın torunları çıktı,” iddia ve ithamlarını vuzuha kavuşturmak ve cevabını muayyen tahlillerle vermek gerekiyor.

Denizolgunların Babaları tarafından dedeleri, nesepleri, Anadolu’dan, Akseki’den geldikleri, Paşalık, meb’usluk, yaverlik gibi Osmanlı Devleti unvanlarıyla, Devlet-i aliyye’mize hizmet ettikleri anlaşılıyor.

Diğer taraftan, valide’leri, Fatma Nesibe Hanımın neslinin Sadrıazam, Büyük Mustafa Reşid Paşaya’ya dayandırıldığı anlaşılıyor. Ancak, birisi’nin Neslinin geçmişinde kötü bir kişinin bulunması, hata bunun mason olması, onun nesillerinden tevâlî edip gelenlerin de kötü bireyler olmasını gerektirmez.

Bütün bu izahlardan ortaya çıkan netice şudur: Mehmed Beyazıd, Arif Ahmed ve Ayşe Gülderen, Hazreti Üstazımızın Küçük Kızı Feriha Ferhan Sultan ile Seyyed Hüseyin Kamil Denizolgun’un çocukları olduğuna, kan bağıyla Hazretiumizin torunları değillerdir. Kan bağıyla Cevdet Bey’in torunlarıdır. Ali Erhan Kuriş ile Tuna Kuriş, Kızının kızından kız torunundan doğdukları için yine kan bağıyla bağlılıkları bulunmuyor, Bunlar Sabri Kuriş’in babası’nın torunlarıdır.

Bu tesbitten sonra, kat’iyyetle ve sarahaten tebarüz ettirmek isterim ki,” Allah ölü’den diri, diri’den ölü çıkarır.” Pekçok müfessir, “ mü’minden kafir, kafirden mümin, çıkarır,” diye tefsir seçmişler, nifaktan uzak durmuşlardır Hanzala EbÎ Amir, MübÂrek na’aşını meleklerin etmiştir. İslâm tarihinde emsali çoktur; Azılı münâfıklardın ba’zılarının çocukları İslamı yıkadığı, şehid sahabi ve Bedir’de şehid olan Abdullah bin, Abdullah Übey gibi Sahâbî...

Ebû Leheb ki. Kur’ân-ı Kerim’de künyesi geçen müşrik ile karısı Ümmü Cemil’in kızı Dürre İslâm ile şerefyab olup Sahâbî olma şerefine nail oldu. Ebû Cehl’in kızı Cüveyriye, oğlu, İkrime İslâm ile şerefyap olup, Sahâbî oldular, üstelik İkrime radiya’llâhu anh Tebük Muharebesinde şehadet mertebesine ulaşmıştır. Buna mukabil, “ Allah, inkâr edenlere, Nuh’un karısıyla Lût’un karısını misal verdi. Bu ikisi Kullarımızdan iki salih kişinin nikâhları altında iken onlara hainlik ettiler. Kocaları Allah’tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı; onlara haydi ateşe girenlerle beraber siz de girin,” denildi,”( Tahrim 66/ 10)

( Âyette bahsedilenlerden Nuh’un karısı kavmine Nuh’un mecnun( delirmiş) olduğunu söylerdi. Lût’un karısı da kocasına gelen erkek misafirleri gece ateş yakarak gündüz de duman çıkararak haber verirdi ikisi de layık oldukları cezalara çarptırıldılar.)

“ Gemi dağlar gibi dalgalar arasında onları götürüyordu. Nuh gemiden uzakta bulunan oğluna; Yavrucağım! ( Sen de) bizimle beraber bin, kafirlerle beraber olma diye seslendi.” “ “Oğlu; beni sudan koruyacak bir dağa sığınacağım, dedi.( Nuh); “bugün Allah’ın emrinden( azabından), merhamet sahibi Allah’tan başka koruyacak kimse yoktur,” dedi. Aralarına dalga girdi, böylece o da boğulanlardan oldu.” “ Nuh rabbine du’a edip dedi ki: “ Ey Rabbim! Şüphesiz oğlum da ailemdendir. Seni va’din ise elbette haktır. Sen hakimler hakimisin.” “ Allah buyurdu ki: Ey Nuh! O asa senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir. O halde hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme! Ben sana cahillerden olmamanı tavsiye ederim.” ( Hûd/11/43,45,46)

8 Hazreti Nuh’un oğlu b.abasına iman etmemişti. Nitekim babası inanaları gemiye bindirirken ayrılarak bir kenare çekilmişti. Diğer oğulları Sâm ve yâfes babalarınıa inanmış ve onula birilikte gemiye binmişlerdi. Türk Milleti’nin Yâfes’in “Türk” adıdaki oğlundan türediği rivâyet edilir.