DÜRÜST ve DOĞRU OLMA ÇABAN İYİ!

İnsanız yaşıyoruz, yaşadığımız sürece, ergen yaşları geride bırakmış isek, doğru olmak, dürüst olmak, adaletli olmak insan olmanın temel gereklilikleri, benimsemek de uygulamakta keyfiyetimiz değil mecburiyetimiz. Hemfikiriz, ekseriyetle hemfikiriz de, sorun ve sıkıntı tam da bu noktada başlıyor. Doğru insan olmak için, aralıksız dürüst ve adaletli olmak için büyük bir hassasiyetle mücadele verip ödünsüz hayatımıza devam ediyoruz. Örnek olup, örnek gösterilecek insan diye düşünürken bu muazzam hasletlerin yanına akla hayale sığmayacak, aklın ve vicdanın kabul edemeyeceği bir tutum daha katmış kendince “Tarafsız Olmak”. İnsan hangi derecede adaletli, dürüst, doğru olursa olsun toplumdan insanlıktan doğadan sıyrılarak bir başına hayatı idame ettiremeyeceğine göre, tarafsız olmak insanın kendi benliğine de insanlığa da hakarettir, düşmanlıktır.
İnsan, ergenlik yaşlarını geride bırakmış her insan bireydir, ferttir. İnsanın kendi başına doğru, dürüst, adil yaşama ve bu yaşam halinin içinde mutlu olma gayreti var ise, zira olmalı, müdahili olduğu toplumun da mutlu olması gerekir. Doğru, dürüst, adaletli halde yaşaması ve sürekliliği için tarafsızlık değil iyinin, haklının, mazlumun, adaletin gerektirdiği kişi ya da neticenin yanında olma bilincinde ve sorumluluğunda olma mecburiyeti vardır. İnsan bitaraf olamaz, tarafsız kalamaz, olay hakkında, tarafını belirleme hakkında, doğru karar vermek, isabetli karar vermek için zaman gerekliliği makuldür. Aceleci atak tavırlar iyi ve doğru olmakla birlikte alınan kararın doğru ve adaletli olması da elzemdir. Nihayetinde her insanın insanlığın sekteye uğramadan devamı için, katkı vermek için, doğrunun yanında, dürüstün yanında, haklının yanında olmak ve hemen olmak, yalpalamadan, etiket ve ekseri eğilimlerden, para makam gibi dünyevi kazanımların kararına yön değiştirme izni vermeden, insan olmanın ve insan kalmanın eminliği ve erdemiyle kararını verip tarafını belirgin kılmalıdır.
İnsanların bugün yaşadığımız ve sayılarla basitleştirip, eski köy kuralı diye sıradanlaştıramayacağımız, insanlığın, dünyanın her coğrafyasında kabul görmüş, benimsenmiş, tüm hayatlara yasa, kanun, talimat olarak olmasa da insani formel kurallar olarak girmiş binlerce tespiti vardır.
Bilim ve teknolojide ki ilerleme neredeyse her gün hayatlarımızı kolaylaştıran, rahat yaşamamıza katkı sunan alet, edavat, cihaz, aparat, tamamlayıcı takımlar, makineler, yazılım ve data kurulumları vardır. Bilim teknolojide ki bu gelişmeler ve hızlı ilerlemeler insanın gözünü kör etmeden, insan kimliğinden uzaklaşmadan, daha sıkı ve daha net insan kimliğine sarılma, hak taraftarı olma, doğru, dürüst, adaletli olanın yanında yer alma sorumluluğunu getirmiştir. Tarafsız kalma, taraf olmama geçici menfaat ve çıkar için meselelerden uzak durma, kaçma eğilimi insanın insanlık savaşından kaçmasıdır ki, hiçbir süreçte hiçbir coğrafyada haklılık edinmesi mümkün değildir. Mir Murat Demir