FRANZ KAFKA ‘DAN DÖNÜŞÜM

Bir haftalık aradan sonra yeniden sizlerle buluştuk. Umuyorum ki geride bıraktığımız hafta hepiniz için huzurlu, sağlıklı ve mutlu bir şekilde geçmiştir. Hepimizin daha çok okumaya, daha çok araştırmaya ve daha çok sorgulamaya ihtiyacı var. Kitap okuma alışkanlığını bir kez kazandıktan sonra ise okuma, öğrenme ve araştırma arzularımız zaten giderek artıyor. Günümüzde gelecek nesilleri kitap okumaya teşvik edebilmek, kendi adıma en büyük girişimcilik projem. Dolayısı ile bu köşede yazacağım kitap inceleme yazılarımın, kitap okuma oranının artmasına ve gelecek kuşaklara kitap okuma sevgisini kazandırmasına yardımcı olmasını umuyorum. Siz kıymetli okurlarım için ikinci yazımda Franz Kafka ‘dan Dönüşüm kitabını incelemeye aldım. Herkese keyifli okumalar dilerim.

Franz Kafka

3 Temmuz 1883 ‘de Prag ‘da dünyaya geldi. Yahudi bir ailenin çocuğuydu. Almanca ve Çekçe ‘yi çok iyi konuşurdu. Prag Üniversitesi ‘nde hukuk okuduktan sonra, bir sigorta şirketinde çalışmaya başladı, akşamları ise yazma tutkusunun peşinden koşmaya devam etti.

1912 ‘de F.Bauer ile tanıştı, iki kez nişanlandı hiç evlenmedi. 1920 ‘lerin başında Milena ile tanıştı, ancak Milena evliydi ve üç yıl mektuplaştılar, hatta yazarın bu mektuplarını kaleme aldığı Milena ‘ya Mektuplar, kitaplarından en çok okunanları arasındadır.

1923 ‘ün başında hem işi bırakıp tamamen yazarlık kariyerine odaklanması amacıyla hem de ailesinin baskısından kaçmak için Berlin ‘e yerleşti. Babası ile ilişkisi hiçbir zaman iyi olmadı ve babasına karşı her zaman kırgın olarak hayatını sürdürdü. Babaya Mektup kitabı da babası ile olan bu ilişkisini tüm açıklığı ile gözler önüne seriyor.

Eserlerinde özgürlük, suçluluk ve yabancılaşma gibi temaları ele aldı. 3 Haziran 1924 günü yani 41 yaşında tüberkülozdan hayatını kaybetti. Dava, Milena ‘ya Mektuplar, Babaya Mektup, Ceza Sömürgesi, Aforizmalar ve bu yazımda ele alacağım Dönüşüm en popüler eserlerinden bazıları.

Üniversite yıllarında tanıştığı yakın arkadaşı Max Brod ‘a yazdığı bir mektupta, ‘’ Sevgili Max, bir ay kadar süren, zatürre olması muhtemel akciğer ateşinden sonra arzum, bütün yazılarım içinde kalabilecek olanlar, Yargı, Dönüşüm, Ceza Kolonisi, Köy Hekimi ve kısa öykülerden oluşan Açlık Sanatçısı. Ancak bunların haricinde bana ait olan her şey yakılmalı’’ diye bahsetmiştir.  Ancak Kafka ‘nın eserlerinin çoğu, ölümünden sonra yakın arkadaşı Max tarafından yayımlandı. Eğer Max, Kafka ‘nın bu isteğini yerine getirmiş olsaydı belki de bizler bu büyük çağdaş dünya edebiyatçısını tanımayacaktır. O yüzden teşekkürler M.Brod.

Dönüşüm

Kafka kitabında böceği değil de haşereyi tercih eder. Sebebi de ele aldığı haşere ile kitapta yer alan protagonistin hem topluma faydalı olmayan birey hem de değersiz kişi olduğunu vurgulamak istemesidir.

Kitapta ana temamız toplumun farklı olanlara yaptığı muameledir. Konu olarak ise kendisinden, kendi yaşamından vazgeçip, ailesinin borçlarını ödemek için tatil bile yapmadan gece gündüz çalışan, kendinden uzaklaşmış, yani başkalaşmış bir bireyin hayatını anlatıyor. İşte bu başkalaşmayı, haşereye dönüşme olarak ele alıyor Kafka.

Ailesinin patronuna olan borçlarını ödemek için hiç tatil yapmadan çalışan, kendi hayatından ödün veren ve kendine yabancılaşan Gregor Samsa bir sabah haşereye dönüşmüş olarak uyanır. İşte bu andan sonra patronu, ailesi ve diğer insanlar tarafından haşereye dönüştüğü için, toplumdan farklı biri olduğu için dışlanır. Artık topluma faydasız biri olduğu düşünüldüğü için de Gregor ‘un ölmesi hepsi için gayet sıradandır. Kitabın devamında ise ailesi ve toplum tarafından Gregor ‘a karşı yapılan tutuma ve Gregor ‘un hayat mücadelesine tanık oluyoruz.

Burada altını çizmem gereken ilk konu, kitapta bir sayfada Gregor, ‘’ailem beni bir kutuda taşıyabilirdi’’ diyor. Bence burada Gregor ‘un endüstriyel sistemin robotlaşmış bireyi olmasını ve sadece ailesinin borçlarını ödemek için hiç tatil bile yapmadan gece gündüz çalışmasını kabullendiğini, kendi hayatından vaz geçtiğini görüyoruz. Çünkü kendi durumuna itiraz bile etmeden, ailem beni bu halimle taşıyabilirdi diyor.  

Kitapta ikinci dikkat çekici yer kız kardeşi. Gregor çalışıp para kazanırken kardeşine bakıyor, okutuyor hatta konservatuvara göndermeyi bile düşünüyor. Bu zamanlarda kız kardeşi Gregor ‘u çok seviyor. Gregor haşereye dönüşünce ise kimseye bir faydası olmayacağı için kız kardeşi çalışıp kendi parasını kazanmaya başlıyor, yani Gregor ile çıkar ilişkisi bitiyor ve bu saatten sonra evden Gregor ‘un ilk atılmasını isteyen o oluyor. Karşılıklı çıkarlar bitince, insan ilişkilerinin geldiği noktaya ve insanların kendisi ile sadece çıkarları için ilişki kurduğuna değiniyor Kafka.

Üçüncü incelenmesi gereken yer ise Kafka ‘nın babasına değinmesi, çünkü hikâyede Gregor son darbeyi babasından alıyor. Buradan da Kafka ‘nın babasına ömrü boyunca nefretle baktığını ve kırgın olduğunu çok iyi anlıyoruz.

Franz Kafka ‘nın kaleme aldığı Dönüşüm, toplumun kendinden farklı olanlara karşı yaptığı tutumu, insanların karşı taraf ile çıkar ilişkisi bittiğinde gösterdiği davranışları ve insanın ailesinden görmeyi beklediği desteği göremediğinde kendisinde oluşan travmayı muazzam bir şekilde anlatıyor.

Yazımı bu kitaptan aldığım harika bir alıntı ile bitiriyorum.

‘’Sürekli değişen, hiç kalıcı ve samimi olmayan insan ilişkileri. Şeytan görsün hepsinin yüzünü’’ Çok okuyun, kitapla ve sevgiyle kalın…