Moritanyalı siyaset bilimci Şankiti, "Halep kentinin düşmesi, bölgedeki mezhep kaynaklı tehlikeyi artıracaktır" dedi.

Moritanyalı düşünür, şair ve siyaset bilimci Muhammed Muhtar Şankiti, Suriye'nin Halep kentinin tamamen rejimin kontrolüne geçmesinin ardından bölgede mezhep kaynaklı tehlikenin artabileceği uyarısında bulundu.

Katar'daki Hamad bin Halife Üniversitesi Siyasi Etik ve Dinler Tarihi Profesörü Şankiti, Halep başta olmak üzere Suriye'deki son gelişmeler ve bölgesel yansımalarına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

"Halep kentinin düşmesi, bölgedeki mezhep kaynaklı tehlikeyi artıracaktır." diyen Şankiti, "eşit olmayan güç dengesi" göz önüne alındığında süregelen savaşın şu an izlenen yolla devam edemeyeceğini belirtti.

Şankiti, "Muhalif gruplar arasındaki ayrılık ve Suriye halkına destek olan ülkelerin ABD çatısı altında hareket edip onu aşamamaları, mevcut durumu siviller için acı, sonu kaçınılmaz bir savaş haline getirdi." diye konuştu.

Bölgede, İsrail çevresindeki ülkelerin bölünmesini öngören uluslararası bir stratejinin uygulanmakta olduğunu savunan Moritanyalı akademisyen, "Batı, İran ve Rusya'nın hırslarını bölgedeki büyük devletlerin bölünmesi için kullanıyor. Bu, Suriye ve Irak'la başladı." ifadelerini kullandı. Şankiti, Türkiye'de 15 Temmuz'da yaşanan başarısız darbe girişimini de bu stratejinin bir parçası olarak değerlendirdi.
Türkiye'nin bölgedeki durumu

Son olarak İstanbul'da meydana gelen Türkiye'deki terör saldırılarına da işaret eden Şankiti, büyük bir kargaşa ortamı ve risklerle kuşatılan Türkiye'nin hedef alınmaya devam edebileceğini söyledi.

Şankiti, "Türkiye'nin, bölgedeki pek çok devletin maruz kaldığı sıkıntılardan muaf olmasını, İslam ümmetinin içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtuluşun Türkiye'den başlamasını temenni ediyoruz." ifadesini kullandı.

"Türkiye, Suriye krizinde sınırlarını Suriye halkına açıp çok sayıda sığınmacıyı karşılayarak övgüye değer bir rol üstlendi." diyen Şankiti, Suriye krizinin Türkiye'ye yansımalarına dair şunları kaydetti:

"Türkiye'nin her istediğini yapamadığı ve kısıtlandığı açık. Rusya ve İran'la bir savaş içine giremez. Ayrıca Batılı müttefikleriyle bazı sorunları var, bu ülkeler her an ona ihanet edebilir. Türkiye'nin durumunun çok kritik olduğunu anlıyorum. Suriye'de yaşananlar nedeniyle Türkiye ve Suudi Arabistan büyük bir tehlike içinde."
İran'ın yayılmacı politikası

Moritanyalı siyaset bilimci, Osmanlı ve Safeviler arasındaki çatışmanın İranlılar ve Şiilerin hafızalarında hala tazeliğini koruduğunu belirterek İran'da bir büyüklenme halinin gözlemlendiğini savundu.

Halihazırda Arap coğrafyasındaki otorite boşluğu ve karşısında durabilecek herhangi bir gücün olmamasının İran'ı cesaretlendirdiğini söyleyen Şankiti, "İran'ın isteklerinin bir sınırı yok. İran yayılma, nüfuzunu genişletme ve Şiiliğin yayılması çalışmalarına ara vermeden devam edecektir. İran, Şii imamet ilkesiyle tarihsel bir bağı bulunmayan Zeydilerden ve Alevilerden bile faydalanıyor." ifadelerini kullandı.
Kırsal bölgelerde gerilla savaşı önerisi

Muhaliflerin Suriye'deki mücadelede yeni bir savaş stratejisine geçmesi gerektiğini dile getiren Şankiti, şöyle devam etti:

"Bu yeni strateji, kentten uzakta kırsal alanlardaki bir gerilla savaşı olabilir. Kent savaşları, Suriye halkı için külfetli ve yanlış bir strateji oldu. Tarihteki kurtuluş savaşları sadece kırsal alanlardaki gerilla savaşlarından ibaret. Suriyeli muhaliflerin, kurtuluş savaşına yönelmesi ve iki ordu arasındaki klasik savaşı bırakarak gerilla savaşı stratejisini kullanması gerekiyor."

Şankiti, muhaliflerin, tek çatı altında, Suriye'nin kuzeyinde Türk ordusunun bulunduğu alandaki bölgede güvenli bir üste, Türkiye'nin desteğiyle kırsal alanda gerilla savaşı taktiğini benimsemesi durumunda daha iyi bir direniş sergileyebileceğini düşündüğünü ifade etti.