Hayat Çok Kısa..

Diyelim ki, ecel kapıya dayanırsa, en çok neyi yaptığınızdan ya da yapmadığınızdan pişman olurdunuz? Mesela; ecel geldi ve dedi ki; artık bu kadar.


Ecel sert bir ses tonuyla cevap verir; hopp yeter artık. Kafayı mı yedin? Bütün bunlar daha sayfalarca da yazacaklarının benim için kıymeti yok. Bu güne kadar ne yaptıysan yaptın. Geçmiş olsun.
* * *
Peki şimdi bir şansın var. Ölmeden önce neleri yapmak istersin. Sen kendin oldun mu bu güne kadar? Kendi kendini yönetip arzu ve isteklerine kavuştun mu? Yoksa hep başkaları mı seni yönetti. Birilerinin hayatını mı yaşadın? Yoksa kendi hayatını mı yaşadın? Şimdi kendi hayatını yaşamak istesen, neler yapardın. İstediğin mesleği seçemedin belki. Baban veya annen dediği için hiç senle ilgisi olmayan bir bölümü bitirdin. Kolay istediğin mesleği kendin seçebilirsin. Yani olduğu kadar ama mutsuz olduğun bir alanda her gün işkence çekmene gerek yok.
Şimdi insan bir yaptıklarına bir de yapamadıklarına pişman olur. Hayatta zaten bir yaptığımız hatalara bir de yapamadıklarımız bizi üzer. Ne zaman üzer, artık belli bir yaşa gelip de, bir hastalıkla baş etmeye çalışırken o zaman kafayı duvara vururuz.
Bunu içinde neler vardır. İhtiraslarımız, egomuz, pişmanlıklarımız..
Ailemize yeterince zaman ayırmayız. Orada oluruz ama aklımız başka bir yerdedir. Ya geçmişin muhasebesi ile uğraşır. Ya da geleceğin kaygılarının içinden çıkamayız.
Arkadaşlarımız hep orada bekler, bir gün bir bakarız bazıları bizden uzaklaşmış.
Ya tembellikten ölürüz ya da deli gibi çalışırız.
Kendimizi mutlu etmek için değil, sıkıntı üretmek için çabalarız.
Sonra ilaçlara, doktorlara para veririz.
Of tamam… Bu hayat sizin onu nasıl yaşamak istiyorsanız öyle yaşarsınız. Hayatın kalitesi, kendinizle sevecen, doğayla dost, eşinizle, sevgilinizle barışık, doğru nefesle cennete dönüştürmek elinizde..
HAYDİ KOLAY GELSİN.