Dilin tutulduğu, sözün yazılmadığı dönemlerdeyiz. Gözlerimiz doluyor, belki içimize yutuyoruz, belki de göz yaşlarınız bir göl yaratıyor. Giden 39 can, 154 yaralı.. Kelimeler düğüm düğüm boğazımızda. Alışmamalıyız teröre, alıştırılmamalıyız. O kadar şey yazmak istiyorum ki ama köşe müzik köşesi. Yine de acımızı görmezden gelemiyorum, elimden geldiğince tarif etmeye çalışıyorum bu lanet olası acıyı. Yüreğim sıkışıyor, nefes alamıyorum. Ne kadar tarif edilir ki? Ateş düştüğü yeri yakıyor ya bizde ciğerimizin yandığını sanıyoruz, asıl 38 canın yakınlarını düşünün. Kim bilir, ölen gencecik siviller ülkemiz için ne kadar başarılı olacaktı, ne doktorlar, ne güvenlik güçleri çıkacaktı aralarından. Ya o evine,çoluğuna çocuğuna gidecek olan güvenlik güçlerimiz, ahh içimde sessiz çığlıklar var. Bizleri koruyan, Türkiye Cumhuriyetini, Türk Milletini koruyan emsalsiz başarılara imza atan güvenlik güçlerine yapılan bu saldırıyı maalesef ki sadece kınayabiliyoruz. Keşke elimden, elimizden bir şey gelse, eminim sizde bu cümleyi söylüyorsunuz, keşke elimizden bir şey gelse. Bir şeyler yapabilsek, bizleri koruyan o güvenlik güçlerine bir yardımımız dokunabilse.. Biz Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşı olarak tek bilek, tek yumruk olduk. Bölünmeyeceğiz, amacı bu ülkeyi bölmek isteyenlere inat, biz bir ölür, bin diriliriz. Ve maalesef ki yüreğimizde acı varken ben müzik ile ilgili yazılarımı yazmak zorundayım. Nasıl ki bir fırıncı normal hayatına devam ediyorsa bende bu yazıyı üzülsem de, haykırsam da, teröre lanet ede ede, bizi bölmeyeceklerini söyleye söyleye ben yazımı yazmaya devam edeceğim. Ama bu haftaki yazımda yorumlarım olmayacak, yeni çıkan müzik haberlere yer vereceğim.
Korkmuyoruz, hayatımızı zindana çevirmelerine izin vermiyoruz, alışmıyoruz. Alışma Türkiye.