AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisince İtfaiye Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuşmasına, Hatay'ın hoşgörü mimarları Habib-i Neccar'a, Bayezid-i Bestami'ye, Davud-i Antakiyi'ye selam ederek başladı.

Davutoğlu'nun "Ana vatana bağlandıktan sonra hep semasında albayrak dalganan Hatay'ı ebediyen albayrağın gölgesinde yaşatacak mıyız? Bu albayrak, Hatay'a gölgelik olan bu albayrak 780 bin kilometrekarelik vatan toprağın ve ötesinde dalgalanmaya devam edecek mi? İşte bizimi davamız budur" sözlerine üzerinde meydandakiler '"evet" yanıtını verdi.

"Huzurunuza geldiysek, emin olun sizlerden sadece oy talep etmek için, destek talep etmek için gelmedik. Sizlerle beraber Ortadoğu'ya haykırmak için geldik" diyen Davutoğlu, şunları söyledi:

"Etrafımızda bir ateş çemberi var. Kardeş kardeşi kırıyor. Herkes bir zalimden kaçabilmek için sığınacak diyar arıyor. Bu ateş çemberi içinde Irak'ın, Suriye'nin, Lübnan'ın, Ukrayna'nın, Mısır'ın, Libya'nın ateş çemberi içinde bir ülke var ki demokrasisiyle ayakta, birliğiyle, beraberliğiyle ayakta. O ülke, Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Türkiye Cumhuriyeti Devleti..."

"Kılıçdaroğlu o zalimle yolunu kesiştirdi"

Esed'in minareleri yıktığını, teravihten çıkan cemaati kurşuna dizdiğini dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Gittik ve kendilerine anlatmaya çalıştık. 2011'de bir ramazan günü 6-6,5 saat 'Halkına kıyma, halkına zulmetme, teravih namazından çıkanları katletme' diye bu zalim Esed'e anlatmaya çalıştık. Dinlemedi, dinleseydi bugün Suriye huzur içinde olurdu. Dinlemedi. Dinlemeyince 'Bizim düsturumuzca bir zalim, eğer kardeşimiz bile olsa o zalimle yolumuzu ayırırız' dedik ve yolumuzu ayırdık ama Kılıçdaroğlu o zalimle yolunu kesiştirdi. Milletvekillerini gönderdi, elini sıktırdı, şimdi de 'işbirliği halinde Suriyelileri geri göndereceğiz' diyor. Nasıl Bayırbucak Türkmenlerini geri vermezsek Reyhanlı'nın karşısından gelen ve bu toprakları her zaman beraberce paylaştığımız Arap kardeşlerimizi de vermeyiz ya da Halep'ten gelen Kürt, Arap, Türkmen kardeşimizi de vermeyiz, Sünni kardeşimizi de vermeyiz, Nusayri kardeşimizi de. Müslüman, Hristiyan kim gelirse gelsin bu al bayrak gölgesinde olan herkes bizim namusumuzdur. Onun korunması, bizim onurumuzdur, izzetimizdir."

Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Yolları buraya düşerse onları bu mesajla karşılayın. Kılıçdaroğlu'nu, Bahçeli'yi, kim gelirse gelsin, kimin yolu düşerse düşsün, kim buraya gelirse hepsine aynı mesajı söyleyin ve deyin ki 'Biz Habib-i Neccar'ın torunları, biz onun mirasını devralanlar, biz mazlumları yurdumuzda, evimizde barındırırız. İstismar etmelerine izin vermeyin. Bu Kılıçdaroğlu, Avrupa'da olsa buna yabancı düşmanlığı derler. Gelip burada bizim milletimizi, Suriyeli kardeşlerimize neredeyse karşı tahrik ediyorlar. Hataylılar, siz bir insanlık destanı yazdınız. Yüz yıl geçse bin yıl geçse Hatay'ın bu insanlık destanı nesilden nesle aktarılacak. İşte bizim anlayışımız budur. Her an tahrik ediyorlar.

"Kılıçdaroğlu'nun asgari ücreti palavra"

Tahriklerin bitmediğini ifade eden Davutoğlu, "CHP Genel Sekteri 2 gün, 3 gün önce 'Türkiye 48 saat içinde Suriye'ye girecek' dedi. Bu ne biliyor musunuz? Hataylılar, hani bunu örnek alın bak 48 saat geçti girmedik değil mi? Bu kadar palavra olur mu?" diye konuştu.

İddianın palavra olduğunu söyleyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kılıçdaroğlu'nun asgari ücreti de o kadar palavra, o kadar palavra. Kılıçdaroğlu'nun verdiği sözlerin hepsi de o kadar palavra. Ama tabi şimdi iki gün içinde test etmek kolay, gerçekleşmedi, bitti. İki günde attığı palavra boşa çıktı.

Millet iktidar vermez ya hadi denemek için hani 23 Nisan'da çocuklara bir gün başbakan koltuğunu veriyoruz, 48 saatliğine Kılıçdaroğlu'na versek memleketi batırır, batırır. Şimdi diyor ki 'Bana 4 yıl verin yeter'. Niye öyle diyor biliyor musunuz? Gözleri fal taşı gibi açık. AK Parti hazineyi doldurdu. 36 milyar dolardan, 146 milyar dolara Merkez Bankası rezervi çıktı, hazine dolu. Dediği şey şu aslında, ben yorumlayayım; 'Bana 4 yıl verin şu hazineyi bir tüketeyim, ondan sonra çekip gideceğim.' Biz ise ne diyoruz, bize 4 yıl yetmez, biz büyük Türkiye inşa ediyoruz, biz asırlık yola çıkmışız, bize 4 yıl yetmez, cumhuriyetin 100. yılında da var olacağız, 2053'te de 2071'de de Malazgirt'in bininci yılında da AK Parti farklı kişilerle ama mutlaka inancıyla davasıyla bu yolun hizmetkarı olacak."
Editör: TE Bilisim