Köken Araştırmaları: III

Batı Anadolu’da yaşayan kendilerini ‘Türk’ olarak tanımlayanlarla farklı köylerde yaşayan ve kendilerini ‘Türk’ olarak ifade eden köyler arasında evlikliklerin yapıldığı ve genellikle bu köyler arasında nüfus değişimlerinin yaşandığını görmek mümkündür. Buna verilebilecek en güzel örnek yine bizim aileye ait bir örnektir.

Babamın dedesi Menye’de sözü geçen ve en köyün fazla nüfuz ve nüfusuna sahip Kavaslar Sülalesinden Osman, Kara Mehmet, Kamil Hatice, Ayşe ve Mehmet kardeşlerden büyük dedem Mehmet’in 1900’lü yılların başında Akviran Köyüne gelip yerleşmesidir.

Yapılan görüşmeler sonunda varılan kanaat üzerine Menye’de (Gökçeören) yaşayan Gavaslar Sülalesinin ne zaman Menye’ye geldiği bilinmezken kendilerini Menye’nin kendilerini her zaman ‘Türk’ olarak ifade ettiği ve Karakeçili aşiretinden olduğunu bilinmektedir.

Karakeçili Aşiretinden Gavaslar Sülalesi Menyede sayılan, sevilen ve sözü geçen nüfus ve nüfuza sahip bir sülaledir. Öyleki Menye’de bulunan ‘Gavaslar Odası’ uzun yıllar köye gelenlerin konakladığı köy odası olarak hizmet vermiştir. Bina halen ayaktadır.

Büyük dedemiz (babamın dedesi) Menyeli Mehmet’in 1900’lerin başında bir sebeple aynı boydan insanların yaşadığı ve kendilerini ‘Türk’ olarak tanımlayan, aynı gelenek ve göreneklere sahip Akviran Köyü’ne gelmiş ve 1912 yılında ölümüne kadar hayatını Akviran’da devam ettirmiş, Babamın ninesi Rukiye ninemizle evlenmiş ve bu evlilikten Hüseyin Yengin (d.1328 (1912) öl.1982) dedem dünyaya gelmiştir.

e-devlet üzerinden “Alt Üst Nüfus Kayıt Örneği” bilgilerine göre bizim sülaleye ait en eski tarihi kaydın 1856’da babamın ninesine (Rukiye ninemizin) ait olduğu görülmektedir.

Kayıtlarda şu bilgiler yer alır:

Mehmet Yengin’in (1941) Annesinin (Rukiye) annesinin adı: Dudu Özdemir. Doğum: d.01.07.1856, ölüm. 02.03.1939, doğum yeri Salihli, Akören Köyü. Aile nüfus kayıtlarında daha eskiye dair bilgiler bulunmamaktadır.

Resmi kayıtlara göre babam Mehmet Yengin 84 yaşında (1941). Ancak evlenirken yaşı büyütüldüğü için gerçek yaşı 83(1942). Babamla 28 Nisan, 10 Haziran 2025 tarihlerinde yaptığımız görüşme sonrası hatırladığı kadarıyla aile köklerimizle ilgili şu bilgileri verdi:

Babamın dedesi Mehmet Menye (Gökçeören) köyünde doğmuş. Menye’de Gavaslar Sülalesinden. (Gökçeören’de halen iki Gavaslar sülalesi bulunmaktadır. Bizimkiler daha varlıklı ve hatırlı, Menye’nin eski sahipleri olduğu söylenen Gavaslar sülalesinden.. Şu anda soyadları Açık ve Açıkel olanlar...)

Büyük dedemizin kardeşleri, akrabaları ve ailesi Menye’de (Gökçeören) kalmış. Büyük dedemiz Mehmet’in Menye’de kalan akrabalarının torunlarından Selim Açıkel’den 3 Haziran 2025 tarihinde aldığımız bilgiye göre büyük dedemiz Mehmet’in Osman, Kara Mehmet ve Ayşe adında kardeşleri vardır. Köyde Gavaslar Sülalesi olarak bilinirler Gavaslar Köy odası bulunmaktadır. Köyün ileri gelenlerinin ve köye gelen misafirlerin Gavaslar Köy Odasında misafir edildiği bilinmektedir.

Büyük dedemiz Mehmet hangi sebepten olduğunu bilmediğimiz bir gerekçe ile Akviran (Akören) köyüne gelip Hacı Osman Ağa’nın çiftliğine yerleşmiş. Babamızın dedesi Mehmet’in Menye ile bağları her zaman devam etmiş. Tarlalarını, akrabalarını yaz aylarında ekmeye, bakmaya devam ziyaret etmeye devam etmişler. Hüseyin dedemizin de annesi Rukiye ninemizle birlikte Menye’de akrabaları olduğunu, zaman zaman Menye’ye giden bir dere kenarındaki bahçede, tarlada çalıştıklarını babama antamıştır.

Büyük dedemiz Akviran Köyünde Rukiye büyükannemizle evlenmiştir. Rukiye ninemizin akrabaları bir taraftan Pehlivanlara, diğer taraftan ise Hacı İbrahimlere dayanır. (Ali Süzük ve akrabaları). Büyük ninemizin erkek kardeşi Pehlivan denilen güreşçiymiş. Bu nedenle lakap olarak hala Pehlivanlar denilmektedir.

Büyük dedemiz Mehmet’in yüzlerce koyundan oluşan sürüsü bulunmaktadır. Mehmet ve Rukiye çiftinin üç çocukları vardır. Rukiye ninemizin daha önceden evlendiği eşinden iki çocuğu vardır. Bunlar: Ayşe ve Iraz Halalarımız (Akbulut- Ali Akbulut eşi).

Büyük dedemiz Mehmet ve büyük annemiz Rukiye’nin evliliğinden Hüseyin dedem dünyaya gelir. Ayşe ve Iraz halamız ana bir baba ayrı kardeşlerdir.

Ayşe halamız Salihlide yaşamıştır. Çocuk ve torunları Salihli’de yaşamaya devam etmektedirler. Çocukları olur ve orada ölür. Babam sağlında Ayşe halamızla göştüklerini, çocuklarını tanıdığını ifade etmektedir.

Raziye (Akbulut) biz ona Iraz Hala derdik. Benim de yakından tanıdığım, sık sık gidip geldiğim, ekmeğini, aşını yediğim birisidir. Kızı Saniye’yi de hala diye hitap ederdik. 1980’li yıllarda vefat etti. Her zaman evlerine giderdim. Bizim yan komşumuzdu. Bahçeli, toprak örtü önü açık bir evde Ali (Akbulut) Dayı ile otururlardı.