Muğla / Ortaca/ Sarıgerme’de insanlardan uzak orman içindeki meskenimde kafa dinliyorum. Önemli bir konu ve doğru habere susamış siz değerli okurlarım söz konusu olduğunda akan sular duruyor ve bir süredir ara verdiğim klavyenin tuşlarına dokunmak farz oluyor benim için.
Her seçim arifesinde yeni partiler kurulur biliyorsunuz. Başlarındaki liderler herkes tarafından bilinen bıkıp usandığımız kişilerdir. Amiyane tabirle bu zat-ı muhteremlere yandaş tüm televizyon kanalları ardına kadar açıktır. Konuştukça konuşup beyinlerimizi yakarlar!
Yaptıkları iş, seçmenin kafasını çelerek ana muhalefet ile, bir ümittir diye yola çıkan çerez muhalefet partilerinin oylarını tırtıklamaktır. Bu sayede 20 yıldır ülkeyi yönetenleri tekrar göreve getirmek için adeta birbirleriyle yarışırlar.
Kim olduğu sağır sultan tarafından bilinen bu isimleri uzun uzadıya yazmaktansa Atatürk’ten sonra adam gibi devlet adamı İsmet İnönü ve oğlu Erdal İnönü hariç herkes demek bu soruya verilecek en isabetli cevap olacaktır.
Oyunu kullanmakta kararsız ve gelecekten umudunu kesen seçmen, bu kez umarım birilerinin çıkarına hizmet ettiği bilinen bu ve bu gibi zatı muhteremleri daha yakından tanırda tuzağına düşmez!
Bu arada umarım erken seçim sinyallerini alıyorsunuzdur!.
O halde vurgun niteliğinde yapılacak erken seçimde partilere çok büyük ve hayati görevler düşmektedir. En kısa zamanda AKP ve MHP’nin dışındaki tüm partilerin “Söz Konusu Vatan Olduğunda Gerisi Teferruattır” şiarıyla bir çatı altında birleşerek seçimlere katılması tek ve son çare gibi duruyor.
(Not: Buna; küresel batıdan icazet almayı bir tarafa bırakmak kaydıyla birleşmek dersek daha doğru ifade etmiş oluruz!)
Zira Zaman Daralıyor!
Seçmen tercihini; Atatürk’ün inşa ettiği Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet yaşatılmasından yana kullanırsa tünelin sonunu görme ve kurtulma şansı olabilir. O nedenle bu gün sizlere nerede ne yapacağı belli olmayan fırıldak liderlerden biri olan ve fakat hala çözülememiş olduğu gözlenen bir başka siyasetçiden(!) bahsedeceğim!
Adı: Doğu Perinçek!...
Bana göre bu zatın ismi geçince orada durup bir el şakakta diğer el ise arkayı emniyete alacak şekilde düşünmek gerekiyor!
Fatih Altaylı’nın 20Ağustos 2021 tarihinde kaleme aldığı yazısı Doğu Perinçek’i daha yakından tanımamıza olanak sağlıyor!. Zaman bulanlar aşağıdaki erişimden okuyabilirler.
*** Unutmayalım ki, 1979-1989 arası Rusya’nın, 2001- 2021 arası ABD’nin hedefi haline gelmiş Afganistan 30 yıl savaşlarında büyük tahribata uğratılmıştır. Her iki ülke tarafından silahlandırılan Afganistan’ın adam öldürmekten başka yapabileceği hiçbir meziyeti kalmamıştır.
Bu güruhun -başta eğitim olmak üzere ayakta durup karşı koymasını sağlayacak olan tüm Milli Güç Unsurlarının (MGU) içi boşaltılmıştır.
Bırakın devlet olmayı, millet olma özelliğini bile kaybetmiş Afganistan vardır şimdi bu haşin coğrafyada!
Hal böyle olunca Perinçek’in, “Taliban'ın Afganistan’a hakimiyetini , Atatürk ve silah arkadaşlarının Türkiye Cumhuriyetinin kurulması için gerçekleştirdiği olağanüstü mücadelelerle eşdeğer tutması” akıllı bir siyasetçinin stratejik yaklaşımı olamaz!
Yine bana göre, Fatih Altaylı’nın 'Allah hiç kimsenin sonunu Perinçek’e benzetmesin' sözü, Perinçek tarafından dile getirilen akıl dışı iğrenç benzetmeye okkalı bir tokat niteliğindedir.
Ne yazık ki Doğu Perinçek’in ekranlardan Türk Ulusu’nun gözünün içine bakarak sarf ettiği bu sözler kişiliğini ortaya koymakla kalmayıp muhteşem tarihimizin berrak sayfalarına kara bir leke olarak geçmiştir.
Bu nedenle Fatih Altaylı’nın yazısını dikkatle okuyunca yıllardır bildiğim doğruları okurlarımla buluşturmak farz oldu.
Çarpıcı bir örnek vermek gerekirse 2002’den bu yana, okuma ve düşünce yapısı yüksek insanlar, yıllardır nasıl oluyor da düzeyi, özyapısı yerlerde sürünen biriyle yeni bir Türkiye (!) inşa etmeye soyunuyor hep anlamakta güçlük çekmişimdir!.
“ABD’den sinyal ve destek almadan” Uzan, Perinçek ve benzerlerinin yaklaşan seçimlerde ortaya atılıp büyük kalabalıklar oluşturmaları mümkün müdür sanıyorsunuz?! Geçin efendim bu safsataları!.
Soğuk savaş bitmiştir artık!.
Dünya AB-D gibi tek kutuplu gücün kontrolündedir! Soğuk savaş döneminde olduğu gibi “altı defa gidip yedinci kez iş başı yapma” yöntemi tarihin derinliklerine -bir daha kullanılmamak üzere- atılmıştır.
Amiyane tabirle kafaları hinliğe çalışanlar! küresel batı tarafından kurulan tuzakların pimi çekilmiş bombalarıdır!. BİRİNCİ BÖLÜM