‘Şeytan’a pabucunu ters giydiren Aslan

Galatasaray, Şampiyonlar Ligi grubu kurasını çektiğinde bazılarımız şöyle bir kurmuştu kafasında; “Kopenhag’ı geçer bu takım her türlü, Manchester United’la da 2.lik yarışı verir bir şekilde.” Dün akşamki maçtan sonra ise olay şu noktaya geldi; “Bayern Münih’i de evde yenip liderlik yarışı verir mi acaba bu takım?” Evet zor, ama bu ihtimali soktu kafaya, işte öyle bir maçtı Manchester United maçı. Okan Buruk için bir sınav, Ten Hag içinse ölüm kalım mücadelesiydi. Okan hoca bu sınavı daha önce Başakşehir ile geçmişti, biliyordu ne yapacağını. Maçtan 2-3 gün öncesine kadar Kaan Ayhan tercihi kimsenin aklına dahi gelmemişti, ancak hoca o denemeyi taktik antrenmandan önce ilk Ankaragücü maçında yapmıştı çaktırmadan. Nelsson’u Torreira’nın yerine alıp stopere koymuş, Kaan Ayhan’ı orta sahaya geçirmişti. Takımın vazgeçilmezlerinden olarak görülen Torreira’yı bile yeri geldi mi yedekleyecek isim olmuştu Kaan Ayhan, United maçında da görevi kaptı, hakkını verdi. Bu arada eğer Galatasaray maçı kaybetseydi, en çok da Kaan Ayhan hamlesine olacaktı saldırı, “Ne gerek vardı böyle bir fanteziye” şeklinde yorumlar havada uçuşacaktı. 10 numarada olumsuz bir oyun sergileyen Kerem’i sahada tutup Zaha’yı oyundan almak da büyük işti bu arada, Okan Buruk, Kerem’e o kadar güveniyor ki skora bir şekilde katkı yapacağından bir hayli emindi, o da Okan hocaya yazar… Hak ettiği değeri pek göremeyen, kötü sonuçta da direkt olarak hedef tahtası olan yerliler, adeta gövde gösterisi yaptı bu maç. Abdülkerim’inden Kaan’ına, Kerem’inden Barış Alper’ine hepsi kalitesini gösterdi. Madalyonun öteki yüzüne de gelelim; Angelino’yu bu maçta da beğenmedim maalesef. Sacha Boey muazzamdı, sezon sonu bir Avrupa devine gider bu performansla, Fransa Milli Takımı yolu da gözüktü zaten. Davinson Sanchez’e bakıyorum; bir maçta 2 asist yapan stoper mi olur abicim! Ayağının kaydığı pozisyon da nazar boncuğu olsun. Maç önü basın toplantısına çıktığında sözleriyle estiren Zaha, çıkıp bir de golünü atıyor zorlaya zorlaya, kazıya kazıya… Burada tek tek saymakla bitmez ama en son Icardi ile Mertens’e geleyim; Ya Mertens, sende nasıl bir zeka var ki pas verip asist yapabileceğin bomboş pozisyonda Casemiro’ya kırmızı yedirtip bir de penaltı alıyorsun! Bu adam 30’larının başında gelseydi Türkiye’ye, neler olurdu tahmin bile edemiyorum. Ve Mauro Icardi… Geçen sezonki Karagümrük maçından sonra yeni bir özellik açtı adam; penaltı kaçırınca hemen arkasından daha zor pozisyonda golü atıp herkesi bir anda susturuyor. Tam eleştiri gelecek, ağızlara çıkmadan tıkıyor sözleri, bambaşka bir seviye… Galatasaray Avrupa ruhunu yakaladı, herkes şimdi bambaşka puan hesapları yapıyor grupta. Bu galibiyette en ufak emeği geçen, bizi böylesine mutlu eden herkese sonsuz teşekkürler. Daha nice Avrupa galibiyetlerinde görüşmek üzere…