Sistematik galibiyet ve gol yeme alışkanlığı

Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi 3. maçında İsveç ekibi Elfsborg’u evinde konuk etti. Sarı-kırmızılı ekip, Okan Buruk yönetiminde ilk kez 3-4-1-2 sistemiyle sahaya çıkarak Osimhen - Icardi çift forvet ve üçlü savunma olayını Elfsborg karşısında denemiş oldu. Cimbom ilk yarıda bulduğu 3 golle adeta şov yaptı, hatta kaçırdıklarını da bir değerlendirse neler olacaktı Allah bilir. Yeni sistem takır takır işliyordu Galatasaray’da, Osimhen - Icardi ikilisi bir arada olunca Icardi de iyice şahlandı. Hatta Mauro oyun içerisinde her yerdeydi, kaptanlık kendisine çok yakışır Muslera da kendisine bir jest yapıp arkadaşına devretse kaptanlığı hiç fena olmaz… Sakatlığını atlattığı için son 2 maçta yeniden formunu bulmaya başladı Icardi. Dönelim maça; ikinci yarı ise taraftarın korkulu senaryosu yine yaşanmaya başladı. Çabuk dağılan bir takım; 52 ve 65’te bulduğu 2 golle maça neredeyse yeniden ortak etti Galatasaray Elfsborg’u. Hatırlayın Kasımpaşa ve Rigas maçlarını; Galatasaray’ın bu seneki en büyük problemi skoru elde tutamamak. Peki nedir bunun sebebi? Takım dinamik ve hızlı başlayınca bazı oyuncular yaşından dolayı belli bir dakikadan sonra oyundan düşüyor bazıları da mental olarak düşüyor. Özellikle de tamamen bireysel hataya açık isimler var baskı altında kalınca, açık konuşayım o isimler de Barış Alper ile Abdülkerim. Abdülkerim geçen sezonun ortasından beri formsuz, tam “düzeldi” dedik bu sezonun başında ama yine geriye sardı. Ben yine söylüyorum bu takımın en garanti savunmacısı Nelsson’dur. Geçen sezon ligde gol yemediğin 18 maçın 16’sında Nelsson vardı. Nelsson oyuna girdikten sonra da 1 gol yedin ancak maç ritmini ve oynama alışkanlığını kaybetmiş oyuncunun performansından oyuncu eleştirmek bana göre etik değil. Gelelim Barış Alper’e; 1 gol attı ancak bir penaltı yaptırdı bir başka golü de engelleme fırsatı vardı kademeyle engellemeyemedi 1 direkt 1 endirekt 2 golde hata. ‘Yorgunluk’ diyorduk bu performans düşüşünün sebebine ancak artık sadece yorgunluk olmadığı da ortaya çıkıyor gibi. Yunus Akgün’ün o Messi vari golü Galatasaray’a galibiyeti getirdi ancak şunu da not düşelim orada bencil davranıp Osimhen’e pas vermemesi Osimhen’i kızdırdı. Öyle dakikalarda 3-2’lik skorda kesinlikle denenecek olay değil atarsan kahramansın atamasan neler konuşulurdu Allah bilir, ver adama tekte atsın. Çocuk da iyi gol attı şimdi Allah için neyse, pozisyon gol olduğu için fazla konuşmanın anlamı yok, Yunus da zaten maç sonu Osimhen ile konuştu konuyu. Sen 4’ü atsan bile adamlar uzatmalarda 3’ü buldu, Galatasaray Elfsborg’dan ne olursa olsun böyle ilerlettiği bir maçta 3 gol yememeli Elfsborg’un mentalini de tebrik etmek lazım. Galatasaray yeni sistemiyle güzel bir galibiyet aldı, ancak bu gol yeme konusunun çözülmesi lazım. Savunmada forma değişiminin ve maç içerisinde düşen oyuncuların erken değiştirilme vaktinin geldiğini düşünüyorum. Derbiden sonra yeniden görüşmek üzere…