Herkesin bir tarzı olduğuna inananlardanım. Herkesin takıntılı olduğu bir renk ve aksesuar vardır. Nitelikleri de kişilere göre değişir.
Kimi insanlar ise bohem olmak için üstün bir çaba harcarlar. Dikkat çekmeleri gerekiyormuş gibi hissederler. Özellikle de kendini toplum üstü gören insanlar.
İster beyaz yakalı olsun ister mavi yakalı isterse de yeşil yakalılar olsun, herkesin önce toplumla bir olması gerekmektedir. Başta buna yönelik çalışmak gerekir.
Kendisini yakasının rengine göre toplumdan ayıranlara ne kadar ilgi, sevgi, saygı duyulur bilinmez ama kendilerini farklı yerde görmeleri için sebep nedir, bakmak gerekir.
Topluma faydalı bir iş yaptıysanız ve bunu insanlığın ve dünyanın geleceği için yaptıysanız ayakta alkışlayabiliriz. Fakat yüksek kademelilere yaranmak için yapıyorsanız da kaynak ve emek israfından başka bir şey değildir. Ya da kendinizi farklı sınıflara sokmak içinse eyvah eyvah demekten başka yapacak bir şeyimiz yok.
Yapılan hizmet de yapılan sanat da toplumları bir yere taşımalıdır. Çoğu kişisel tatminler için de olsa bir fark yaratmalıdır.
Hizmet zaten toplum içindir. Toplum refahı ve toplumun geleceği içindir. Sanatsa kişisel tercih ve yetenekle kişisel tatmin ya da geride kendilerinden bir şey bırakmak içindir. Diğer yandan da tolumun yararına olmalıdır.
Hizmet insanı da olunsa sanatçı da olunsa toplumdan ayrı düşünemez kimse kendini. Kendi özellik ve seviyesine göre kademelendirilse de.
İnsanların neyi ne şekilde yapacağı da tarz meselesidir. Kendilerine biçtikleri rol de üzerlerine biçtikleri kıyafet de tarz meselesidir.
Tarzı en olursa olsun bohemliğe çok da gerek yok. Çünkü tarzı ne olursa olsun insanların toplum üstü değildir kimse…