TURUNCU BULUT - 15 -

İçeri girer girmez, sandığı eşiğe bırakıp işaret parmağını şakacı bir tavırla Duru’ya doğru savurdu Baran, “Sakın dokunayım deme!” Duru


Duru cevap vermedi sımsıcak yanaklarını Baran’ın hacimli göğsünün üzerine dayamış içini çekerek ağlıyordu. “Her şeyim ne oldu birden?” dedi Baran tekrar özür diler gibi bir ses tonuyla. Duru Baran’ın yüzüne bakmadan konuşmaya başladı,
“Seni hak ediyor muyum ki ben!”
“Anlamadım sevdiğim…”
“Bilmiyorum… bak bunu daha önce konuşmak istedim aslında. Ama seninle yaşadığım her duygu bu tarz detayların üzerindeydi. Sırası gelmedi. Söyleyecektim aslında sana. Saklamak için beklememiştim…” Duru’nun neden söz ettiğini anlamıştı Baran. Daha sıkı sarılıp “Allah aşkına neden bahsediyorsun, lütfen tek bir kelime bile daha söyleme!” diye girdi araya. Duru’ya derin bir sessizlik çöktü Baran oflayarak devam etti, “Sevdiğim!” dedi “bu mesele üzerine kuracağımız her cümle bizim aramızdaki bağa hakaret, bize hakaret. Lütfen… Benim sana olan saygımda ya da aşkımda bu tarz bir sebepten en ufak bir azalmanın olacağını nasıl düşündün, neden çekindin bu kadar anlamıyorum. Sende böyle bir intiba bırakacak ne yaptım acaba bunu düşünüyorum şu an. Sakın bir daha aklına getirme bu konuyu, hem beni basitleştirirsin hem kendini üzersin yok yere. Ben Baran’ım, Baran! Senin Baran’ın. Sen de benimsin. Bunun dışında bilmemiz gereken ne öncesi var, ne sonrası.”