Var olabilmek

Geldim, gördüm, yaşadım ve gidiyorum… Yaşadım koca bir çınar gibi tam 1000 sene diyebilmektir. Var olmak; İnsan evladının doğumuyla gerçekleşen


Var olmak Kader değil, asilliktir, asalettir. Kendi gerçek kimliğini ortaya çıkartmaktır. Ama çoğu kez kader kimliği ile var olmak kimliği birbirleri ile karıştırılır. Bundan dolayı da kaderin belirlediği yaş sınırında son nefesimizi veriyoruz. Oysaki biraz kabiliyetli olan, kendinin farkına varan insan, kaderin ötesinde bir kader yaşar ve son nefesi ölümsüzlüğe kazılır. İşte gerçek var olmak demek kaderin ötesinde bir kadar yaşayana denir. Tanrı bizi dünyaya getirirken bunun yanında bir çeşit yetenekler de aşılamış ruhumuza. Bunun farkına varmak ve bunu gün yüzüne çıkartmayı da irademize bırakmış. Kimisi üçüncü, dördüncü göz olan güçlü irade gözünü de açar ve ben de buradayım deyip adeta kaderin ötesinde ki kaderine parmak kaldırır. Kimisi de kaderin belirlediği çizgi üzerinde sıradan hayat dediğimiz kaderini yaşar. İşte o kaderin ötesine parmak kaldıranlar koca bir çınar olur 70 80 senelik bu dünyada sonsuz yaşarlar. 70 80 senelik dünya diyorum çünkü ne kadar yaşarsan dünyanın ömrü senin için o kadar olur, sonrası yok. Peki, öyleyse insanlar her gün doğuyor buna müteakiben dünya da her gün yeniden mi doğuyor? Evet, o insan için dünya yeniden doğuyor kişi dünyaya gözünü açar açmaz dünya da o kişi için yepyeni doğmuş gibi yeniden oluşuyor. Böyle olunca da dünya aslında sürekli yeniden doğmuş oluyor. Yaşlı, kocamış dünya terimini bundan dolayı yanlış buluyorum. Çünkü yeni doğan birinin kimliğinde doğduğu günün tarihi atılır. O dünyaya yeni geldi dünya onun için yepyeni.
Bu dünya da kaç sene yaşadığımız önemli değil bu dünyadan taşınırken gelecek dünyalara neleri miras bıraktığımız önemli. Biz kaç sene yaşadığımızla değil yaptıklarımızla ancak ölümsüzlük rütbesini taşıyabiliriz. Var olmak bundan dolayı çok önemli.