Yanardöner’in Sıradan Mucizesi

Kitaptan önce bu kitabın çok kıymetli yazarı Dilek Neşe Açıker Hanım'a teşekkürlerimi ileterek başlamak istiyorum. Çünkü “Yanardöner’in Sıradan Mucizesi”ni kitap kulübümde Dilek Hanım'ı konuk ederek konuşma fırsatı bulduk ve çok entelektüel bir kitap buluşması yaşadık. Kitap hakkında yazarımıza birçok soru sorma fırsatını bulduk, kitabın içindeki ince detaylara ulaşma imkânını yakaladık. En kıymetlisi ise Dilek Hanım ile tanışmak ve konuşmak mutluluğuna eriştik. O yüzden kendilerine çok teşekkür ediyorum.

İlk olarak kitapta yer alan kişiler açısından kitaba bakacak olursam, bu kitabın bir filmi olsaydı ve beyaz perdede izleme şansım olsaydı, sanırım kitapta yer alan insanlar gözümün önünde bu kadar güzel canlanmazdı. Kurgu değil de gerçekten yaşanmış bir hikâyeyi okudum ben.

Hatta kitapta okurken hissettiğim duyguları beyaz perdede bu kadar net hissedemezdim diye düşünüyorum. Mora, Teyze Narel, Sedna, Marlin, Balıkçı, Ayda ve Nida, hepsinin karakterlerini tanımak ve acısıyla, tatlısıyla, hüznüyle, mutluluğuyla, bazen keyifli anlarda bazen duygusal kısımlarda yaşadıkları duyguları hissedebilmek çok keyifliydi. Özellikle Teyze Narel ve Mora bir de Sedna ve Mora arasındaki ikili konuşmalar ve duygusallıklar muhteşemdi.

Kitapta ikinci bir muazzam durum: Bir kitapta betimlemeler bu kadar entelektüel olabilir mi? Dilek Hanım’ın, ilk olarak “Evladıma Miras Bu Sevda” kitabını okumuştum ancak Instagram’da yer alan “rotkaliolsun” sayfasında takip ettiğim kadarıyla kendilerinin çok entelektüel bir hanımefendi olduğunu tahmin ediyordum ancak “Yanardöner’in Sıradan Mucizesi”ni okuyunca ve kitapta yer alan betimlemeleri keşfedince, bunun kesinlikle böyle olduğuna inandım. Kesinlikle okumanız gereken bir hikâye.

Dilek Neşe Açıker’in “Yanardöner’in Sıradan Mucizesi” kitabı, sıradan görünen bir hayatın içinde gizlenmiş olağanüstü güzellikleri ve insan ruhuna dokunan yaşanmışlıkları kusursuz bir dille anlatıyor.

Kitabın dili, yalın ve çok akıcı, ayrıca karakterlerin duygusal dünyası çok zengin bir şekilde yansıtılmış. Karakterlerin kurguda yaşadıkları, olaylardaki duyguları, düşünceleri ve birbirleriyle olan ikili konuşmaları, okuyucunun herbir karakterle ayrı ayrı empati kurmasını ve sadece protagonisti değil tüm karakterleri derinden hissetmesini sağlıyor.

Kurguda tempo ara ara yavaşlarken, hemen birkaç sayfa sonra çok farklı bir durumla karşılaşarak, “Hadi canım.” diyebiliyorsunuz, bu da yazarın kaleminin ustalığı ve ince dokunuşları olmuş. Dilek Hanım’ın olayları direkt ortaya koymaktan ziyade okuyucusunu düşündürmesi ve olayı çözümlemeye zorlaması, bazıları için biraz ağır gelebilir. Dolayısı ile asla basit bir polisiye&hikâye gözüyle bakılmaması gereken bir eser.

Spoiler vermek istemiyorum çünkü bu kitap cinayet içeren ancak tam bir polisiye olmayan hikâye tadında bir kitap. Ancak kitapta sayfalar ilerledikçe Yanardöner’i keşfetmeye uğraşacak ve Yanardöner uğruna bazı şifreleri çözmenin içinde bulacaksınız kendinizi. Kitabın en zevkli ve sizleri sayfalarına çeken kısmı da zaten burada yer alan kurgu ve bu kurgunun hem merak uyandıran gizemi hem de sürükleyiciliği.

Şifreleri çözmek ve kitapta yer alan iki kadını tam olarak anlamanız ve Yanardöner’i keşfetmeniz zor ama keyifli olacak. Her karakter ve olay çok açık bir şekilde anlatılsa ve okuyucuya düşünme ve şifreleri çözme fırsatı sunulmasaydı inanın kitap bu kadar gizemli, keyifli ve merak uyandırıcı olmazdı. Dolayısı ile bu yönüyle de kitap muazzam bir kurgu olmuş. Benim en sevdiğim yanı da bu oldu.

İki travmalı kadının, patlama noktasına gelme süresinin hikâyesinde, yalnız ve kendini boşlukta hisseden bir kadının sabrı, tesadüfleri ve hayal gücü ile yarattığı mucizesi ise kitabın sonunda aydınlanıyor mu buna siz karar vereceksiniz?

“Yanardöner’in Sıradan Mucizesi” aynı zamanda umudun, direncin ve yeni başlangıçların hikâyesi. Protagonistin karşılaştığı zorlukları, iç dünyasının derinliklerinde yaşadıklarını ama bir yandan da hayatın getirdiği beklenmedik güzellikleri ve insan ilişkilerinin iyileştirici gücünü sayfaları okurken keşfedeceksiniz. Protagonist kendi iç dünyasına yaptığı yolculuğun yanı sıra, çevresindeki insanların yaşamlarına ve onların kendi mücadelelerine de ışık tutuyor.

“Yanardöner’in Sıradan Mucizesi”, hayatın zorluklarıyla yüzleşmenin ve acının ortasında bile güzellikleri bulabilmenin, mucizeyi yaratmanın dokunaklı bir anlatımı olmuş. Yalın dili, güçlü karakterleri ve kurgusuyla okuduktan sonra uzun süre aklınızda kalacak ve “Bu kurgunun devamı gelecek mi?” diye merak uyandıracak bir kitap. Eser sadece karakterlerin yaşadığı olaylar ve bu olaylardaki duygusallıklarıyla değil aynı zamanda günlük hayatın sıradanlıkları ve bu sıradanlıklar içine monte edilmiş bazı detaylarıyla da okuyucusuna farklı bir tat vermiş.

Dilek Hanım, sıradan olayların ve bazı zorlukların içindeki olağanüstü güzellikleri ortaya çıkarırken, eserinde tüm zorluklara karşı hayatı yeniden kucaklamanın yolunu gösteriyor.

Gelelim kitaptan aldığım en güzel alıntılara:

“Yeni sandığın, altta kalanın üstüne inşa ettiğin illüzyondan ibarettir.”

“Boşluk çok güçlüydü. İnsan onunla yaşamayı öğrenmeliydi.”

“Her kötü tecrübe, ardında acı veren izler bırakıyordu.”

Keyifle okuyacağınız ve kesinlikle tavsiye ettiğim bir roman. Kaleminize ve emeğinize sağlık Dilek Hanım, mürekkebiniz hiç bitmesin. Lütfen daha çok yazın.

Son olarak kitapta yer alan ve Sn. Dilek Neşe Açıker’den bahseden sayfadan minik bir paylaşım yapacağım ki Dilek Hanım’ı merak edenler için ufak bir tanıma fırsatı yaratmak olsun. 1995 yılında İ.T.Ü. Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’ndan mezun olan Dilek Hanım, eğitiminin ardından müzik sektöründe profesyonel olarak çalışmaya başladı. Uzun yıllar pek çok albümün yapımına imza atan yazar, çeşitli projelerde yer alan şarkılara söz yazarı ve besteci olarak katkı verdi. Kültür sanat programları ağırlıkta olmak üzere, televizyonda metin yazarlığı ve proje yöneticiliği yaptı. 2010 yılında spor yazarlığına başladı. Çeşitli gazete ve dergilerde spor yönetimi, spor pazarlaması benzeri konularda köşe yazıları yayınlanan yazarın 2013 yılında “Evladıma Miras Bu Sevda”, 2014’te “Denizin Hikâyesi”, 2015’te “Gündüz Kelebeği” ve 2018’de ise “Şarkısı Güzel” isimli kitapları çıktı. 2020 yılında ise ilk baskısı ile “Yanardöner’in Sıradan Mucizesi” çıktı.

Çok okuyun, kitapla ve sevgiyle kalın…