Devletin içine düştüğü yok olma tehlikesinin korkunç derinliğini görmekten aciz olan zavallılar, elbette ciddi ve hakiki çareyi görmemek için gözlerini yumarlar. -Gazi Mustafa Kemâl Atatürk- (1924)
Millet İttifakına mensup Altı siyasi parti, liderleri ve tüm teknik ekipleri ile iki yıla yakın bir süredir özveriyle gösterdikleri olağanüstü birlik, beraberlik ve dayanışma çalışması ile içine girdiğimiz seçim ortamını çok olumlu bir seviyeye taşımışlardır. Tüm çalışmalarını milli bir mutabakat halinde ortak metinlerle kamuoyuna sunmuşlar ve halka karşı sorumluluklarını resmen kayıt altına almışlardır.
İttifak bileşenleri, demokratik parlamenter düzene yeniden dönüş olarak belirlenen müşterek hedefleri istikametinde bugüne kadar siyasi tarihimizde benzeri görülmeyen muhteşem bir dayanışma göstermişlerdir. Bu ciddi ve tutarlı tutum sebebiyle doğal olarak kendi parti tabanları ile birlikte tüm milletimizin de takdirine mazhar olmuşlardır.
Türkiye seçim ortamına girmiştir ve hızla 14 Mayıs seçimlerine doğru koşmaktadır. Yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, Millet İttifakı ve bu birlikteliğin Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu kısa sürede hem İttifakın ve hemde halkımızın yüksek teveccühlerini kazanmıştır. Büyük bir ihtimalle Türkiyenin on üçüncü cumhurbaşkanı olacağı anlaşılmaktadır..
Durum böyle iken İyi Partinin eski parti sözcüsü Yavuz Ağırali’nin TBMM çatısı alında CHP lideri ve ittifakın ortak Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki anlamsız sözlerinin hiçbir geçerli açıklaması ve mazereti olamaz.
Sayın Ağıralioğlu’nun Türkiye'deki siyasi hareketliliğin nabzını tutamayacak kadar sorumsuzca yaptığı talihsiz açıklamaları Sayın Meral AKŞENER ve Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU’na yapılmış çok büyük hakaret olarak görüyorum. Bu siyasetçinin böyle bir davranışı yer, zamanlama vede üslup bakımından çok yanlıştır.
Altmış yıllık ülkücü geleneğine sahip bir Türk aydını olarak bu şahsı şiddetle kınıyorum. Sonuca çok az zaman kalmışken muhtemel bir yol kazasına uğranmaması için Sayın Akşener’in süratle çevresindeki benzeri düşüncedeki arkadaşlarını acilen safdışı bırakması gerektiğini vurguluyorum.
Bu bir tenkit değildir. Dostça bir tavsiyedir. Çünkü bu altılı grubun önlerine aşılacak dağlar gibi sorunları vardır. Bu engeller kendi içinde birbirini kırarak değil, anlaşarak vede uzlaşarak çözülecektir.