13 Bölümü, Süleyman Demirel’in vasıflarını, unvanını (Barajlar Kralı) ve icraatlarını kısaca açıklayarak sonlandırmıştım.
Yine yaşanan eski tarihi gerçekleri günümüze taşıyarak kısa ve fakat aydınlatıcı bilgileri sizlere aktarmaya çalışacağım.
Konu ‘Barajlar ve Kralı Süleyman Demirel’ olunca barajların öneminden bahsetmemek olmaz.
Baraj Yapmak Demek; Boşa akan kaynağı haznelerde/bentlerde toplayarak elektrik üretimiyle aydınlanmaya (!) sanayi alanında kullanarak kalkınmaya katkı sağlamak demektir.
Yurdun dört bir yanına kanallar ve kanaletler döşeyerek çağın en önemli cevheri olan suyun %70’ni tarım alanına kaydırmak demektir! Bu sayede doğanın yeşertilmesine ve verimli hale getirilip ürün alımına olanak sağlanacaktır!
Şimdi de ülkemizdeki barajlara bir göz atalım. Son tahlilde ülkemizde faal olan baraj sayısı 504 adettir. .
Dünya Su Zengini olabilmek için ise yılda kişi başına 8000-10000 m3 su düşmesi gerekmektedir.
Ancak yapılan araştırmalar sonunda bırakın su zengini olmayı, üç tarafı denizlerle çevrili, irili ufaklı 42 akarsuya ev sahipliği yapan ülkemizde ne yazık ki “Su Fakiri” konumundayız.
Özellikle verimli topraklardan elde edilecek yeraltı, yerüstü kaynaklarımızın işlenmesi ve istifadeye açılması maalesef doyumsuz akbabalarca cebren ve hile ile engellenmektedir.
Yasaklara rağmen vatan millet aşkına yapılan özverili çalışmalar karşısında ne gibi engellerle karşılaşıldığını bir kez daha söylemeye dilim varmıyor inanın!
İyisi mi, “Su Savaşları ve Su Zengini olmak” konusunda daha evvel yayınladığım üç(3) erişimi tekrar paylaşarak bu konuda hafızalarınızı tazelemeye çalışayım.
Çünkü, su zengini olamayışımızın, o kutsal ve verimli topraklardan göçe zorlanışımızın altında yatan gerçekleri göremediğimizde, nasıl savaşacağımızın da adını koyamayız diye değerlendiriyorum.
Buda küresel doyumsuzlarca sömürüleceğimiz, direnenlerin ise acımasızca engelleneceği anlamına gelir!
Sizlerle paylaşacağım aşağıdaki gerçekleri lütfen dikkatle okur musunuz?
SU SAVAŞLARI VE SU ZENGİNİ OLMA KONULU ÜÇ (3) ERİŞİM…
***
Tam da burada can alıcı bir soru sorarak sizleri düşünmeye davet ediyorum.
Süleyman Demirel’e neden barajlar kralı unvanı verilmiştir?.
Çok baraj yaptığı için mi?
Bu sorunun cevabı hem evet hem de hayırdır.
Kral olmanın da bir bedeli oluyor!. Altı defa gidişin ve de yedi defa gelişin altında yatan bir başka neden de budur zaten!.
Erişimleri dikkatle incelediğimizde güneydoğu Anadolu bölgesine yatırım yapan iktidarların akıbetleri de birbirine çok benzer!
Bu nedenle aşağıdaki yedi(7) coğrafi bölgede inşa edilen baraj miktarına bakıldığında gerçeklerin ne kadar acıtıcı olduğunu görme imkanı olur.
İç Anadolu bölgesi : 75, Güneydoğu Anadolu bölgesi : 15, Ege bölgesi : 48, Akdeniz bölgesi : 46 ,Marmara bölgesi : 50, (!)Karadeniz bölgesi : 54
Küresel batının ilgi alanına girmeyen iç Anadolu bölgesinde bu güne kadar 75 baraj inşa edilmişken verimli kutsal topraklarda inşa edilen baraj sayısı on beşle (15) sınırlanmıştır. NEDEN ACABA!..
Hem de verilen 40 yıllık bir emekten sonra! Devam edecektir.