Ah! Sen aşk bugünlerde kalbimde dolanan mavi can rengi bir pıhtı gibisin; hem umutsun hem de kaybetmekten korktuğum bir can mumu gibisin adeta…

Ah! Sen aşk bugünlerde kalbimde dolanan mavi can rengi bir pıhtı gibisin; hem umutsun hem de kaybetmekten korktuğum bir can mumu gibisin adeta…
Seni haykırmak istiyorum; kuşlara, dağlara, ceylanlara…
Kalbimin içinde ki bu mucizevi duyguyu kağıdıma anlatayım diyorum sonra soruyorum kalbimin olmayan aklına hangi kitaba sığar ki senin tarifin ey aşk bilemiyorum.
Ama bir türlü ne yapsam beceremiyorum. Anlatmak istiyorum fakat sonsuz derinliğinde ben kayboluyorum, ey aşk! Mürekkebim nasıl limana varsın...
Tarifsiz bir şey bu, anlatmaya çalıştığım her an sonsuz tarif yağmurlarına tutulup pes ediyorum. Sanki soyut bir denizin içindeyim, kalbim beynimi çiğnemiş kelimelerimde bir sürü cümleler açmış da ruhuma bahardan cemreler  düşmüş gibi…
Ah sen aşk başlı başına tanımsız olan sen aşk öyle bir şeysin ki seni yazmak için çabalamak bile bambAŞKa bir aşk…
Ve ben matematikteki ‘n’ sayısına benzetiyorum seni… Varsın, sonsuzsun ama elimle tutamıyorum yapabildiğim tek şey şiirlerimle kifayetsizliğini okşamak…