Bizim zamanımızda ‘mektup’ vardı. Varsa bir hasretin, vereceğin bir haberin, bir derdin mektup yazar, tanıdıkların hepsine selam eder, büyüklerin

Bizim zamanımızda ‘mektup’ vardı.
Varsa bir hasretin, vereceğin bir haberin, bir derdin mektup yazar, tanıdıkların hepsine selam eder, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öper, kağıdı zarfa koyar yollardın.
Mektubun kaç günde gideceği, gidip - gitmeyeceği, alıcısına ulaşıp – ulaşmayacağı, cevabın gelip – gelmeyeceği şansa kalmıştı.

Daha sonra Seksen’li yıllarda evlere ufaktan telefonlar bağlanmaya başladı.
Öyle her isteyene telefon verilmez, sıra beklenirdi.
Normal vatandaşlar birkaç yıl telefon beklerken ‘torpil’i olanlar bir yıl içinde telefon alınca kendilerini özel hissederlerdi.

Hatta önemli bir iş olunca mahallede telefonu olan evin numarası verilir, orasının aranması söylenirdi.

2000’li yıllarda teknoloji iyice gelişti.
Ve ‘bilgisayar – internet çocukları’ meydana geldi.
Eminim ki;
Bu çocukların çoğu yukarıda anlattıklarımı gülerek okumuşlardır.
Ülkenin nerelerden geçtiğini pek bilmezler.

Kısa zaman içinde bu internet çocukları kendi kültürlerini de yarattılar.
Kendilerine has bir dil, yaşam biçimi ve insan ilişkileri oluşturdular.
Örneğin;
‘Selamın Aleyküm’ yerine ‘Sa’ yazdılar,
‘Aleyküm Selam’ yerine ‘As’ yazdılar,
‘Merhaba’ yerine ‘Mrb’,
‘İyiyim’ yerine ‘İiiii’ yazdılar…
Oysa bu dil bizlere baştan çok komik, çok yabancı, çok ilkel gelmişti.
Zamanla bu dile bizleri de alıştırdılar.

Saatlerce bilgisayar veya cep telefonu başından ayrılmayan bu çocuklar sosyalleşmeyi de kendi ilgi alanlarına yönelik kurdukları gruplarda buldular.
Yüz yüze görüşemeseler de tüm dünya ile bağlantı kurabiliyorlar, kendi eğilim ve zevkleri doğrultusunda iletişim kurabiliyorlardı.
Ve hemen hepsinin hemen hemen tüm sosyal medya platformlarında hesapları oluyor, kendilerini diledikleri alanda rahatça ifade edebiliyorlardı.

Bu platformlardan bir tanesi de ‘internet yayıncılığı’…
Bu alanda kendi içinde farklı birkaç bölüme ayrılıyor.
You Tube, Twitch, Facebook, Twitter, İnstagram vs. gibi.
Ve elbette bu paltformlarında bazı ‘etkili adam’ları var, ‘önemli adam’ları var, ‘popüler adam’ları var.
Bu adamlara da ‘internet fenomeni’ diyorlar.
Yani ünlü bir sinema yıldızı gibi ya da ünlü bir şarkıcı gibi.

Mustafa Yavuz da internet fenomenlerinden biri.
Peki günlük hayatta çok kullanıyoruz ama ‘Fenomen’ ne demek?
Fenomen; Fransızca kökenli bir kelime.
‘Olgu, olay’ demek.
‘Hayranlık uyandıracak kadar dikkat çekici olan şey veya kişi’ anlamında da kullanılıyor.
Şayet bir kişiye ‘internet fenomeni’ deniyorsa o kişi; hayranlık uyandıran, herkes tarafından takip edilen, meşhur birisi demektir.

Dedik ya; Mustafa Yavuz da bir internet fenomeni.
22 yaşındaki Mustafa Yavuz İstanbul doğumlu.
Gelişim Üniversitesi’nde öğrenci.
4 yıldır twitch, 2 yıldır da you tube yayıncısı.
Ve 402 bin takipçisi var.
Yani sıradan bir tv kanalından daha çok izleniyor, daha çok takip ediliyor.
Kendine has sponsorları da var.

Takipçilerinin çoğu onu Mustafa Yavuz olarak tanımasalar da internetteki adıyla ‘Hazreti Yasuo’ olarak tanıyorlar.
‘Hazreti Yasuo’nun da kendine has bir dili var.
Bizim yaşımızdakilere göre oldukça kaba bir dili olmasına karşın hayran kitlesi o dile bayılıyor.
Bu arada bilmeyenler için söyleyelim;
‘Hazreti’ kelimesi ‘saygı duyulan kişi’ anlamında kullanıldığı gibi ‘sayın’ anlamında da kullanılıyor.

‘Hazreti Yasuo’ geçenlerde canlı yayınına babasını aldı.
Babasıyla yaptığı yayın sonrası sağolsun beni de canlı yayına aldı.
‘oradan – buradan’ konuştuk işte.
Canlı yayın sırasında yine canlı olarak izleyenler de yorum yazabiliyorlardı.
Gelen yorumları okurken kimi zaman kahkaha krizine girdim; Akla, hayale gelmeyecek yorumlar yaptılar, hem de kendi jargon ve ifade tarzıyla.
Her adamın katlanacağı yorumlar değildi ama dedik ya; bu kuşak böyle işte…

Mustafa Yavuz son derece efendi, güzel bir adam.
Ve fakat ‘Hazreti Yasuo’ durdurulamaz bir çılgın.

Hangi adını kullanırsa kullansın ben o adamı çok sevdim. Kendi işinde son derece başarılı birisi. Yolu açık olsun.

‘O yaşta sen o adamı nereden tanıyorsun?’ diye soran olursa söyleyelim.
Oğlum Ozan’ın arkadaşı.
Ozan da aynı yolda yürümeye çalışıyor.

İnternete ‘Hazreti Yasuo’ yazın ve kanalına abone olun.
Çocuklarımızın önü açılsın.
Gelecek bilişim’de , konuyla ilgilenenlere destek olmak lazım.