MANİSA

Soma'daki maden faciasına ilişkin 8'i tutuklu 46 sanığın yargılandığı davada, kazadan yaralı kurtulan mağdurların dinlenmesine başlandı.

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 18'inci oturumu, duruşmada dinlenecek kazadan yaralı kurtulan mağdurların kimlik tespitiyle başladı.

Mahkeme başkanı Aytaç Ballı'nın ilk olarak söz verdiği mağdur Bilal Altıntaş, yaklaşık 40 dakikalık elektrik kesintisinin ardından mesai bitimiyle çıkışa yönlendiklerinde kükürt ve yanmış bant kokan yoğun duman dolayısıyla mekanize ayağın içine kaçtıklarını, H panosunda çalışanların da gelmesiyle 145 kişinin burada beklemeye başladığını söyledi.

Bu süreçte kendilerine olayın mahiyeti hakkında bilgi verilmediğini, ocaktaki havalandırmanın ters çevrilmesiyle bulundukları yerin pis havayla dolmaya başladığını, kendisinin de karbonmonoksit maskesi takmasına rağmen yaklaşık yarım saat sonra bayıldığını aktaran Altıntaş, şöyle devam etti:

"Maskem, tam çalışmıyor, nefes aldıkça küf kokusu geliyordu. Maskelerin bir kısmı da çalışmıyordu. Ben, saat 21.20'de ayıldım. Üzerimde biri çırpınan, biri hareketsiz 2 kişi vardı. Kendi imkanlarımızla yürüdük, pis havanın bitimine yakın tahlisiye ekibindekiler, ocak çıkışına kadar yol gösterdi."

Altıntaş'ın olayı anlatmaya başlamasıyla ağlama seslerinin yükseldiği salonda, bazıları fenalaştı. Fenalaşanlara, sağlık ekiplerince müdahale edildi.

"İşine bak.."

Ocakta 2010 yılında işe başladığını, işe girişte 3 günlük eğitim aldığını, Celal Bayar Üniversitesine verdirilen eğitime ise unvan kazanmak için bir gün katılmasına izin verildiğini, iki kez de üstünkörü mesleki eğitim verildiğini ileri süren Altıntaş, tehlikeli durumlarda ne yapacakları konusunda bilgi verilmediğini, genel tatbikat düzenlenmediğini dile getirdi.

Altıntaş, çalıştıkları bölgelerde acil durum yaşanması durumunda, 50-60 metre uzaklıktaki anayoldaki telefonlarla bilgi verebildiklerini belirterek, kazanın meydana geldiği bölgenin yakınındaki kılçık baca mevkisinde son dönemde sıcaklığın çok arttığını, bazı madencilerin bu bölgeden geçtikten sonra bir süre oturup dinleme ihtiyacı duyduğunu ifade etti.

Olaydan yaklaşık 4-5 ay önce göçük meydana geldiğini belirttiği bölgedeki sıcaklık artışına neden olarak, çalışması biten yerin kapatılmaması ve buradaki kömürün kızışma sonucu yanmasını gösteren Altıntaş, dinamit atımlarının ardından karbonmonoksit ölçümü yapılmadığını, atımdan genelde 5 dakika sonra çalışmaya geri döndüklerini öne sürdü.

Bilal Altıntaş, gaz maskesinin kontrolünün, çalıştığı 4,5 yıllık sürede bir kez ağırlığı tartılıp yapıldığına değinerek, tespit ettikleri sorunları üstlerine bildirdiğinde, "işine bak" karşılığı verildiğini söyledi.

"Müfettiş gelmeden, sadece ilerlemeye bakıyorduk"

Altıntaş, müfettişlerin denetimiyle ilgili soruya, şu yanıtı verdi:

"Müfettişler gelmeden 7-10 gün önce haberimiz oluyor, ona göre hazırlık yapıyorduk. Nereyi kontrol edeceklerse düzene koyuyorduk. Müfettiş gelmeden, sadece ilerlemeye bakıyorduk. Sadece malzeme geçirmemiz sorun olunca, temizlik yapıyorduk. Müfettişin habersiz geldiği olmadı. Müfettiş daha yavaş ve güvenli ilerleme ister. Devlet günde 1 metre ilerleme ister, biz bazen 5 metre ilerliyorduk. Müfettiş gelince ilerlemeyi durduruyorduk, gerekiyorsa o bölümü kapatıyorduk. Olmayacak işe olacak diye ısrar ediliyordu. Bunun karşılığında prim vadediliyordu ama hiç prim dağıtılmadı."

İş başvurusunda, şirket tarafından "Mis" adlı taşeron şirkete yönlendirildiğini, burası aracılığıyla işe girdikten sonra bir daha taşeronu görmediğini anlatan Altıntaş, taşeron adına çalıştığı ileri sürülen ekip başlarının fazla çalışma karşılığı prim aldığı iddiasıyla ilgili bilgisi bulunmadığını dile getirdi.

Altıntaş, ocakta yangın tertibatı bulunmadığına değinerek, sanıklardan ise şikayetçi olmadığını söyledi.

Sanık avukatlarına tepki

Mahkeme başkanı ve cumhuriyet savcısının sorularını yanıtlamasının ardından Altıntaş'a, sanık avukatları sorularını yöneltti.

İlk olarak söz alan tutuklu sanıklardan işletme müdürü Akın Çelik'in avukatı Yusuf Koçyiğit'in "Yanlış beyanda bulunmak, adaleti yanıltmak suçtur" demesine, salondakiler ve müşteki avukatları tepki gösterdi.

Mahkeme başkanı Aytaç Ballı, mağdura gerekli uyarıları yaptığını belirterek, avukatları zaman kaybına yol açmaması için mağdurun cevap verdiği konularla ilgili tekrar soru sorulmaması çağrısında bulundu.

Soruları yanıtlayan Altıntaş'ın, müfettişler geldiğinde tam olarak ne yapıldığını sorulması üzerine verdiği "Kepçeyle çalışılmayacak yerde çalıştık. Müfettiş gelecek diye buranın girişini, içindeki kepçeyle bantla kapattık" cevabını, salondakiler alkışlarla karşıladı.

Altıntaş, müfettiş gelmeden bazı yerlere sensör konulduğunu, emniyetçileri, telefonla arayınca gelmedikleri için çoğunlukla sözlü çağırdıklarını anlatarak, "Üretime kapatılmış yerlerde, ısınma oluyordu. Mekanize ayağın çalışmasının bittiği yerde, ısınma sorunu çıkmıştı. Burayı soğutmak için kullandığımız suyun sıcaklığında, banyo bile yaptık" diye konuştu.

Sanıklar da mahkeme başkanı Aytaç Ballı aracılığıyla mağdura sorularını iletti.

Bilal Altıntaş, yer üstünden gelen kamaların, öncelikle üretimdeki ayaklarda paylaştırıldığını, kalan olursa çalıştıkları bacalara gönderildiğini belirterek, "Biz de ilerledikçe arkadaki kamaları söküp, önlere takıyorduk" dedi.