Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında gerçekleştirilen milletvekilleriyle istişare ve değerlendirme toplantısının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Ocak ayında başlayan milletvekilleriyle istişare ve değerlendirme toplantılarını tamamladıklarını belirten Çelik, toplantılarda milletvekillerinin yerel ve uluslararası siyasetle ekonomik ve sosyal hayatla ilgili sorular sorduklarını ve Erdoğan'ın da soruları cevapladığını ifade etti.
Söz konusu istişare toplantılarının sonunda, geçen dönem yapılan çalışmalara ilişkin milletvekillerinin illerinde gerçekleştirdikleri ziyaretlerde edindikleri gözlemlerle birlikte büyük bir veri ortaya çıktığını aktaran Çelik, "Bunların hepsi not ediliyor ve bugünden sonraki siyasetlerimize boyut kazandırmak açısından, derinlik kazandırmak açısından kapsamlı şekilde ele alınacak." dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda, önümüzdeki dönemde hem bakanlıkların hem de AK Parti Genel Merkezi ile teşkilatlarının çalışmalarına ilişkin ortaya çıkan tablonun temel bir yol haritası olarak değerlendirileceğini belirten Çelik, çok sayıda milletvekilinin aynı zamanda uluslararası platformlarda görev yaptığını bildirdi.
Bu çerçevede milletvekillerinin Gazze'deki soykırım, Rusya-Ukrayna Savaşı ve en son ortaya çıkan politik gündemle ilgili katıldıkları platformlardaki konuları aktarma imkanı bulduklarını söyleyen Çelik, bu konuların da kapsamlı bir şekilde değerlendirildiğini belirtti.
Gerek sosyal konularla, gerek ekonomik ve siyasi konularla ilgili milletvekillerinin önerileri olduğunu ifade eden Çelik, "Bu öneriler de not edildi ve önümüzdeki dönemki siyasetimizin belirlenmesine, boyut ve derinlik kazandırılmasına dönük ele alınacak." dedi.
İstişare toplantılarının ocak ayından başladığını hatırlatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Genel başkanvekillerimiz, genel başkan yardımcılarımız ve grup başkan vekillerimiz bu çerçevede toplantılara katıldılar. Bunun son aşaması ise hepinizin bildiği gibi 11-13 Temmuz'da gerçekleştireceğimiz kamp olacak. Böylece bu istişare toplantılarını, yapacağımız geleneksel Kızılcahamam kampımızla birlikte tamamlamış olacağız.
Kampla birlikte önümüzdeki dönemde siyasi konuların boyutlandırılması, derinlik kazandırılması ve yönlendirilmesi açısından kapsamlı bir istişare sürecini Ocak ayından Temmuza kadar yayarak gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Gerçekten çok başarılı ve verimli oldu. Bir anlamda, arkadaşlarımızın yerel, ulusal ve uluslararası siyaset alanında edindikleri gözlemlerin partimizin bundan sonraki politikalarına yön vermesi bakımından çok büyük bir veri ortaya çıktı."
"Tepkilerin hesap edilmemiş olduğunu değerlendirmiyoruz"
Bir mizah dergisinde Hazreti Muhammed'e yönelik karikatür çiziminin yayımlanmasının, saygısızlık olduğunu ve en güçlü şekilde tepki verdiklerini söyleyen Ömer Çelik, şöyle devam etti:
"Bunu bir kere daha lanetliyoruz. Tabii vatandaşlarımızın da bu konudaki hassasiyeti, milletimizin Peygamberimize aşkının, sevdasının bir tezahürü olarak gündeme geldi. Tabii burada çok boyutlu bir çerçeveden bahsediyoruz. Çok uzun zamandır Avrupa'da maalesef Kur'an-ı Kerim'e, Hazreti Peygamber'e dönük olarak birtakım faşistler tarafından yapılan saygısızlıklara şahit oluyoruz. Bu İslamofobik akımlarla da mücadele ediyoruz. Bu çerçevede bakıldığında, esasında bu karikatürle ilgili yapılan bazı açıklamaları gördüğümüzde bu ortaya çıkacak tepkilerin hesap edilmemiş olduğunu değerlendirmiyoruz. Bunun herhangi bir şekilde bir sanatla, fikirle, fikir özgürlüğüyle, sanat özgürlüğüyle herhangi bir alakası yok. O şekilde yorumlanması mümkün değil.
Bize göre doğrudan İslam düşmanlığı yapan, Hazreti Musa'ya düşmanlık yapan, Peygamber Efendimize saygısızlık yapan bir nefret suçudur. Avrupa'da faşistler bunları gerçekleştirirken, birkaç tabloya rast gelmiştik. Birincisi, orada birtakım ülkelerde polis güçleri Kur'an-ı Kerim yakanlara bu saygısızlığı yapanlara korumak için güvenlik tedbiri alıyordu ama birisi Tevrat yakmaya kalktığında onu engelliyordu. Biz de şöyle söyledik, 'Tevrat'ın yakılmasını engellemeniz doğrudur. Hiçbir kutsal kitaba saygısızlık yapılmamalıdır ama Kur'an-ı Kerim'in yakılmasını da engellemeniz gerekirdi.' Yani bu konuda bir çifte standart olmaması gerekir. Yine biliyorsunuz herhangi bir şekilde Müslümanlar kendi değerlerinden aldıkları güçle yapılan bir saygısızlığa saygısızlıkla cevap vermezler. Hazreti Peygamber'e yapılan bir saygısızlık neticesinde, Müslümanlar biliyorsunuz bazı Avrupa ülkelerinde Hazreti İsa Efendimize saygı geceleri düzenlemişlerdi. Doğrusu budur."
"Birtakım yanlışların içine düşülmemesi lazım"
Gazze'yle ilgili gösteri yapan Müslüman gençlerin Amerikan üniversitelerinin bahçelerinde namaz kılarken Hristiyan gençler tarafından çember kurularak korunduğunu hatırlatan Çelik, şunları kaydetti:
"Doğru tutum, doğru davranış biçimi budur. O sebeple İslam düşmanlığı, değerlerimize hakaret, hangi dinden olursa olsun, bu değerler karşısında saygısızlık yapanlara karşı. Bu bizim en net şekilde sürdüreceğimiz hem siyasi hem de sosyal hem de zihniyet mücadelesidir. Tabii ki hukuki mücadelemizi de bu çerçevede vereceğiz. Dün bütün bu hassasiyeti gösteren vatandaşlarımıza buradan saygılarımızı, sevgilerimizi ve hürmetlerimizi iletiyoruz. Bu hassasiyet son derece değerli bir hassasiyettir, kutsala ve insanlık değerlerine sahip çıkmaktır. Bütün bunlar yapılırken bir kere daha dünyaya bu değerler konusundaki en net mesajımızı vermiş olduk. Fakat bunlar yapılırken, bazı kişilerin polis güçlerine saldırması, emniyet güçlerine fiziki şiddet uygulamaya kalkması gibi davranışlar tabii ki kabul edilemez. Unutmayalım ki tepkimizi gösterirken muhakkak surette hakkaniyet çizgisinde, hakkı savunan bir tutum içerisinde kalmak lazım. Birtakım yanlışların içine düşülmemesi lazım. Yanlışların içine düşenlere de fırsat verilmemesi lazım."
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın, açılış konuşmasında, bir kere daha "Terörsüz Türkiye" konusunda yapılması gereken çalışmalardaki kararlığı ve hassasiyeti ifade ettiğini söyleyen Çelik, bu konudaki çalışmaları kararlılıkla sürdürdüklerini belirtti.
"Terörsüz Türkiye açısından önümüzdeki günler son derece önemli olacaktır"
"Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin güncel durumun" sorulduğu Çelik, "Sayın Cumhurbaşkanımız, DEM Parti heyetini haftaya kabul edecekler. Tabii hangi gün olacağı Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirlerinde. Muhtemelen hafta başı kesinleştiği zaman Cumhurbaşkanımızın programı, bu bildirilecektir zaten, hepiniz duyacaksınız onu. Bu kabul haftaya gerçekleşecek." yanıtını verdi.
"Terör örgütü PKK'nın silah bırakma sürecine ilişkin bir takvimin belirlenip belirlenmediğine" ilişkin soru üzerine Çelik, "Kesin bir takvim vermek istemem şu aşamada. Bu konudaki çalışmalar kendi doğası ve takvimi içerisinde, yaptığımız çalışmalar çerçevesinde, doğru bir şekilde, kendi ritmi içerisinde ilerliyor. İlk bunu haftalar evvel sorduğunuzda, bunun aylar içinde gerçekleşmesini bekliyoruz demiştim. Daha sonra en son basın toplantımızda haftalar içinde demiştim. Artık günler içinde gerçekleşeceği bir aşamaya gelmiş oluyoruz. Dolayısıyla Terörsüz Türkiye açısından önümüzdeki günler son derece önemli olacaktır." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün yapacağı konuşmanın "Terörsüz Türkiye" konusundaki çerçeve açısından önemli olacağını vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
"Burada tabii iki şeyi bir arada söylüyoruz. Bir 'Terörsüz Türkiye' diyoruz. Bir de tabii bunun bölgemiz için ilham kaynağı olacağını ve terörsüz bir bölge iradesinin ortaya çıkmasına da katkı sağlayacağını görüyoruz. Çok uzun zamandır terör örgütleri vekalet savaşının bir unsuru olarak kullanılıyor. Bölgede en son Suriye'de gerçekleşen kiliseye dönük saldırıyı yine bir terör örgütü üstlendi. Dolayısıyla 'Terörsüz Türkiye ve 'Terörsüz Bölge' iradesi bölge halklarının da aynı zamanda bu terörün yükünden uzaklaşması ve önüne daha doğru bir şekilde daha rahat bir şekilde bakabilmesi açısından kıymetlidir. Burada vatandaşlarımızın haklı olarak soruları, tereddütleri oluyor. Şunun bilinmesini isterim ki hepsini büyük bir saygıyla karşılıyoruz. Biz siyasetçiler olarak, siyaset kurumu olarak bunların hepsini gittiğimiz yerlerde cevaplıyoruz, cevaplamaya devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde de bu cevapları vereceğiz. Milletimizin gözünün önünde Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi, 'Tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak' ilkesi çerçevesinde bütün bu çalışmalar yürütülüyor."
"Türkiye'siz bir denklemde Avrupa güvenliği yoktur"
Cumhur İttifakı'nın çağrıları ve iradesiyle başlayan sürecin devlet politikasına dönüştüğünü belirten Çelik, "Sayın Devlet Bahçeli'nin tarihi çağrısı, Sayın Cumhurbaşkanımızın ilerleyen dönemde ortaya koyduğu irade ve bugün Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir politikasıdır, 'Terörsüz Türkiye' politikası." dedi.
Çelik, çok sayıda dezenformasyon olduğunu, bunları da net bir şekilde görüp cevapladıklarını ifade ederek, "Partiler arasında zaten istişareler oldu, ziyaret trafikleri oldu, bunların hepsi kıymetlidir. Dolayısıyla milletin iradesi, milletin verdiği yetki çerçevesinde, bu süreç şu aşamaya kadar gayet kendi takviminde doğru bir şekilde geldi. Bundan sonrasında da inşallah günler içerisinde bu sonuçların ortaya çıkmasını bekliyoruz." diye konuştu.
Ömer Çelik, bir basın mensubunun, "Avrupa medyasında Eurofighter tedarik sürecine ilişkin, 'Türkiye'ye olumlu cevap verildiği' yazıldı. Bununla alakalı şu anda süreç ne durumda? Siz bu yapılan haberleri nasıl değerlendirirsiniz?" sorusu üzerine, şu yanıtı verdi:
"Avrupa'nın, Avrupa Birliği'nin anlamadığı konulardan bir tanesi, esasında Türkiye'siz, Avrupa'da bir sosyal barış olmayacağı gibi aslında güvenlik de olmayacağı şeklindeydi. Biz uzun zaman boyunca esasında bugün Avrupa Birliği'nin yaşadığı konuları, Türkiye eğer Avrupa Birliği'ne tam üye olsaydı, Avrupa'nın hiçbir şekilde yaşamayacağını ifade ettik. Şunu da sık sık ifade ettik. Türkiye, tabii ki bir Akdeniz ülkesi, bir Karadeniz ülkesi, Orta Doğu'da güçlü bir boyutu var, güçlü bir Balkan ülkesi. Ama aynı zamanda da tarihsel olarak köklü bir Avrupa devletidir Türkiye. Bütün bu boyutlarının yanı sıra 100 yıldır da bir bakıma bir Avrupa demokrasidir. Dolayısıyla bütün bunları bir arada düşündüğünüzde Avrupa'nın daha vizyoner davranması lazımdı. Ama bunu yapmadılar. Bugün gelinen noktada Avrupa Birliği'nin kendi içerisindeki tartışmaları görüyorsunuz. Birlik, genişleme konusundaki ilkelerini Türkiye söz konusu olduğunda ilkesizliğe doğru evirince bugün Birlik kendi içerisindeki bütünlüğünü koruyamaz hale geldi. Çünkü aynı tartışmalar oraya doğru devam ediyor. Bu çerçevede bakıldığında Avrupa'nın güvenliği açısından Türkiye vazgeçilmezdir. Yani Türkiye'siz bir denklemde Avrupa güvenliği yoktur."
"Eurofighter ve diğer meselelerde somut adımlar atılmalı"
Türkiye'nin, kendi milli egemenliğine dönük saldırılar karşısında kendi güvenliğini korumak için adımlar attığını belirten Çelik, şunları kaydetti:
"Türkiye kendi güvenliğini sağlıyor. Ama bu dolaylı olarak ya da otomatik olarak Avrupa güvenliğine de her zaman olumlu bir katkıda bulunmuştur. Dolayısıyla birtakım yaptırımlarla Türkiye'nin arzu ettiği silah sistemlerinin engellenmesi ve benzeri uygulamalar aslında büyük bir vizyonsuzluğun, büyük bir siyasi akıl yoksulluğunun neticesi olarak gündeme gelmişti. Ama bir kere daha görüldü ki ortaya çıkan tablo yani bütün bu çatışma bölgelerine baktığınızda ve bu çatışma bölgelerinin yayılma ihtimali olan bölgelere baktığınızda Türkiye'siz herhangi bir şekilde Avrupa güvenliği tanımlanamaz bile. Bu çerçevede bahsettiğimiz bütün bu konularda daha iyi bir noktaya gelindiğini görüyoruz. Daha olumlu bir aşamaya gelindiğini görüyoruz. Önemli olan bu aşamadan sonra Eurofighter ve diğer meselelerde somut adımların ivedilikle atılmasıdır."
"Lanetli bir eylem gerçekleştirmişlerdir"
Çelik, Hazreti Muhammed'in karikatür çizimini yayımlayan derginin, "sadece Muhammed ismini kastettiklerine" ilişkin açıklamalarına dair görüşlerinin sorulması üzerine şunları kaydetti:
"Tabii ortaya çıkan bu tepkiler neticesinde yapılan bir açıklama. Fakat şu var, yani minimum akıl sahibi birisinin, Avrupa'daki bu İslam düşmanı ve İslamofobik yaklaşımları da takip eden ve bu kadar bunlar gündemken bunların görünmemesi mümkün değil. Bunun nasıl anlaşılacağını bilmemesi mümkün değil. Dolayısıyla bunun arkasında ne var, ne yok? Nasıl bir şeydir? Bunu tabii savcılık makamı değerlendirecektir, soruşturmasını yapacaktır. Emniyet de soruşturmasını yapacaktır. Ama ben bir siyasi değerlendirme olarak şunu net bir şekilde söyleyebilirim. Orada peygamber efendimizi ve Hazreti Musa'yı temsilen böylesine çirkin bir örnekleme yapılması esasında soykırımı gerçekleştirenlerle, soykırıma maruz kalanlar arasında sadece bu mesele basit bir din tartışmasıymış, basit bir din kavgasıymış gibi sunmaya çalışan, geri planında siyonizmi, siyonist soykırımcılığı mazur göstermeye çalışan bir zihniyet dünyası var. Bu net bir şekilde görülüyor. Şimdi bunu birazcık entelektüel birikimi olan, biraz dünyayı takip eden birisinin fark etmemesi mümkün değil. Bu karikatürle birlikte bu ortaya koyulduğu zaman bunun nasıl anlaşılacağı çok net. Dolayısıyla sonrasındaki yaptığı açıklamalar... Tabii dediğim gibi hukuki kısmını, soruşturma kısmını emniyet ve adliye yapacaktır. Ama siyasi için siyasi olarak değerlendirme açısından bizim için yok hükmündedir. Lanetli bir eylem gerçekleştirmişlerdir ve bunu bir kere daha en güçlü şekilde kınıyoruz.
"Anayasa Komisyonu toplantılarında sürece ilişkin netlik kazanan bir durum var mı?" sorusuna Çelik, Türkiye'nin bir sivil anayasaya ihtiyacı olduğunu, birçok değişim geçirmesine rağmen mevcut anayasanın darbecilerin izlerini taşıdığını ifade etti.
Toplantıları AK Parti'nin kendi arasında gerçekleştirdiğini belirten Çelik, bu konuda "siyasi çerçeve" ve "siyasi ve hukuki tutum belgesi" çıkarmaya yoğunlaştıklarını dile getirdi.
Çelik, "Siyasi ve hukuki tutum belgesi ile ilgili çalışmamız bu AK Parti'de yaptığımız çalışmanın birinci safhası. 1-2 ay daha vaktimizi alır, ondan sonra diğer aşamalara geçeceğiz. Daha sonra Cumhur İttifakı kendi içerisinde bütünlüklü bir çerçeve toplantılarla ortaya koyacak. Daha sonra siyasi partilerle istişare süreci başlayacak." ifadelerini kullandı.