Öncelikle zina sebebiyle boşanma hakkında kısa bir bilgi ile başlayalım; Zina sebebiyle boşanma davası, adından da anlaşılacağı üzere eşlerin sadakat yükümlülüklerini ihlal ettikleri bir boşanma davası türüdür. Zina sebebiyle boşanma davasında, zina eylemini gerçekleştirmiş olan eş, diğer eşin aslında kişisel haklarına da manevi bütünlüğüne de zarar verdiğinden mütevellit manevi tazminat yükümlüsü de olma ihtimali oldukça yüksektir. Zina nedeniyle, eşin aldatması nedeniyle boşanma davalarına oldukça sık rastlanılmakta ve boşanma davalarının gerekçesini bu ve benzeri durumlar fazlasıyla işgal etmektedir. Şimdi zina sebebiyle boşanma davasını genel nitelik ve özellikleriyle anlatmaya çalışalım. Ancak konuya geçmeden önce belirtmekte fayda vardır ki özellikle boşanma davalarındaki hak kayıplarının fazlalığı sebebiyle bu tür davaların alanında uzman boşanma davası avukatı vasıtasıyla takip ettirilmesini önemle tavsiye ederiz. Zina, evli olmayan iki kişinin cinsel ilişkide bulunmasıdır. İslam hukukunda ve bazı ülkelerin ceza kanunlarında suç olarak kabul edilir. Zina, evlilik kurumunun ihlali olarak görülür ve toplumsal normlar tarafından da kabul edilemez bir davranış olarak nitelendirilir. Bazı ülkelerde zina suçu cezalandırılırken, diğer ülkelerde cezalandırılması yasaklanmıştır. Ancak, birçok ülkede zina eylemi halen cezai bir suç olarak kabul edilmektedir. Bizim ülkemizde zina suç değildir ancak boşanma sebebidir.

Zina Sayılan Davranışlar Nelerdir?

Zina sayılan davranışlar kanunda düzenlenmemiştir ancak somut olayın özeliğine ve yargıtay içtihatlarına göre çıkarımlar yapılabilmektedir. Buna göre zina eylemi olarak tabir edilebilecek davranışlar;

* Eşin bariz bir şekilde bir başka kişi ile cinsel ilişkiye girmesi,

* Eşin herhangi bir zorunluluk yokken karşı cinsten bir kişi ile aynı evde kalması,

* Eşin karşı cinsten bir kişi ile zorunluluk hali yokken geceyi aynı yerde geçirmesi,

* Eşin bir başka kişiyle aynı otel odasında zorunluluk hali yokken kalması gibi durumlar örnek olarak verilebilir. Tabi ki bu hususlar çoğaltılabilir ki bir eşin başka bir kişi ile cinsel ilişkiye sebebiyet verme ihtimali olduğu bir ortamda kaldığı durumlar

* zinaya girebilecektir.

Zina davası Türk Medeni Kanunumuzun 161. maddesinde düzenlenmiştir ve madde gereği zina sebebiyle boşanma davasının açılabilmesi belirli bir süreye bağlanmıştır. Buna göre Zina sebebiyle boşanma davası zina eyleminin öğrenildiği tarihten itibaren 6 ay içinde açılmalıdır. Ancak her halükarda zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçmemiş olmalıdır. Eş zina eylemini öğrendikten itibaren 6 ay içinde dava açmaz ise artık zinaya dayalı olarak dava açamayacaktır. Fakat unutulmamalıdır ki bu durumda evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılması nedeniyle dava açılabilecektir. Ancak eşin affedilmiş sayılması hususlarına da dikkat edilmelidir. Yukarıda da dile getirdiğimiz gibi affeden tarafın dava hakkı olmayacaktır. Affetmeye örnek verecek olursak kişinin aldatma eylemini öğrenmesinden sonra dava hakkını kullanmayıp aldatan eşle aynı evde yaşamaya devam etmesi ve bunun makul kabul edilebilecek sürenin üzerinde olması, çevresindekilere eşini affettiğini ve bir daha olması durumunda boşanmaya karar vereceğini söylemesi gibi durumlar örnek verilebilir.

Zina Davası İle Genel Boşanma Davası Arasındaki Fark Nedir?

Zina davası ile genel boşanma davası dediğimiz evlilik birliğinin temelden sarsılması ya da eski tabiri ile şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davası arasındaki fark zinanın özel bir boşanma sebebi olmasıdır. Yani kanun zina ve birkaç hususu özel olarak düzenlemiş ve zina sebebiyle açılacak boşanma davalarında zina hususunun ispat edilmesi ile birlikte artık evlilik birlikteliğinin sarsılıp sarsılmadığının araştırılmasına geçilmeyecek mahkeme davayı açan eş için evliliğin çekilmez hale geldiğine kanaat kılacaktır. Anlaşılacağı üzere zinanın ispatı yeterli olacaktır. Peki, kişi zina sebebiyle boşanma davası değil de genel sebebe dayanarak sadakat yükümlülüğünün ihlali nedeniyle evlilik birlikteliğinin sarsılmasından dolayı boşanma davası açamaz mı? Tabi ki de açabilir. Ancak burada davayı açan kişinin diğer eşin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini ortaya çıkartması yani ispatlaması ile bu hususun kendisi için evliliği çekilmez hale getirdiğini ortaya koyması gerekecektir. Zina sebebiyle boşanma davası evliliğin çekilmezlik koşulunun araştırılmasına gerek kalmadığından dolayı mutlak boşanma sebeplerindendir. 

Aldatılan Eşin Hakları Nelerdir?

Aldatılan eşin zina sebebiyle boşanma davası açıp da bu hususu ispat ettirmesi durumunda aynı boşanma davası içinde ya da sonradan açacağı davalar ile maddi ve manevi tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır. Tabi ki bu tazminat talepleri TMK 174. maddeye ilişkin tazminat talepleri olmalıdır. Aynı şekilde müşterek çocuk bulunmakta ise bu çocuk ya da çocukların da velayeti talep edilebilir. Yine çocuklar için tedbir ve sonrasında iştirak nafakası ile eşin kendisi için tedbir ve sonrasında yoksulluk nafakası talepleri mahkemeden istenir. Zina sebebiyle boşanma davasında davacı eşin yani zina mağduru olan aldatılmış eşin en büyük haklarından bir tanesi boşanma davası sonrasında görülecek olan mal paylaşımı davasındaki kanunen düzenlenmiş olan haklarıdır. Eşler evlilik birlikteliğinin başlamasından itibaren kanunen edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olurlar. Bu bakımdan boşanma davası sonrasında açılacak mal paylaşımı davasında evlilik birliği içinde elde edilmiş olan malların yarı yarıya paylaşımı yapılacaktır. Ancak zina sebebiyle boşanma davası sonrasında açılacak mal paylaşımı davasında hakim, zina eden eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir. Anlaşılacağı üzere eşin normalde hakkı olan mal paylaşımında elde edeceği değer zina ettiğinden dolayı hakim tarafından azaltılabilir yahut kaldırılabilir.