Ortadoğu'da 10 yıldır kendi sınırlarını bile kontrol edemeyen bir Türkiye düşününün ki; şu anki konumununda pek bir farkı yok, ama

Ortadoğu'da 10 yıldır kendi sınırlarını bile kontrol edemeyen bir Türkiye düşününün ki; şu anki konumununda pek bir farkı yok, ama bugünkü konjukture göre durumlar daha farklı diyebiliriz.


Nasıl mı? Aslında herşey durum değişikliği sebebi ile ortaya çıkıyor. Sınırlarımıza yakın ülkelerde savaşlar olup kan gövdeyi götürür iken; ve bu ölen insanlar ise bir şekilde bize yakın, öldürende öyle; ama biz her defasında şunu açıklarız; Ortadogu' da sınır bütünlüğü ve sınır bütünlüğünü savunuruz yani hakim ülkeler bölünme istiyor iken, biz dış politika olarak; istemiyoruz politikasını savunduk.


Bu topraklarda bütünlüğün bozulmaması adına girişimler yaptık.


Yani neymiş efendim toprak bütünlüğü meselesi imiş, birde bu konu bizim kırmızı çizgimiz imiş gerçi kimsede bu kırmızı çizgilerimizi takmıyordu ya olsun,


Değişen tutum, 2011'de oldu paradigma değişime uğradı. Bu değişimin daha öncesi de var ama; son nokta 2011'dir devletin tehlike algısı degişti. Yani İmralı 'daki zat'ın bir işareti ile de pekişti artık Türkiye ortadogu' da kimsenin toprak bütünlügünü desteklemiyor aksine, parçalanmasını istiyor.


Öyle kırmızı çizgiler felanda yok, parçalanırsa, parçalansın hatta iyi de olur. Düşüncesi ile hareket eden bir tutum var. Bugüne kadar bu konuda aksini düşünen, ve her defasında toprak bütünlüğü derdine düşen Türkiye'nin bu tavrı bölgede tam bir şok etkisi yaratmıştır. Bunu bir meydan okuma gibi tehdit gibi algılanmasını istedi. Bu belkide dünyanın ortadogu' da planları olan, aktif rol alan diğer ülkelerin hepsinde şok etkisi yarattı. Başta ABD olmak üzere İngiltere dahil olmak kaydıyle Almanya ve hatta Fransa Tüm istihbari bilgiler dahilinde Türkiye'nin dış politikası bir değişime girdi.


Peki ne olacaktı? Bundan sonra Türkiye elbette ortadoğu' da bir işgal yapamaz, buna dünya izin vermezdi ama ortaya çıkacak en küçük bir parçalanma olgusu olursa, derhal destekler parçalanmasına izin verir ve o bölgede uzun yıllar ortağı olan kürtlere buyrun diyebilirdi. Bunu yaparakda kendi içindeki sıkıntıyı da kısmen ortadan kaldırabilirdi. Ve öyle de yaptı. Irak bu şoku atlatamadı. Türkiye' nin paradigma degişikşigi İran ve Irak üzerinde etkili oldu. Ve ilk sorun Irak' ta başladı.


Türkiye' nin askerinin başına çuval geçirildiği; günden bu yana desteklenen illlegal örgütler ve bir anda bir anda ortaya çıkan Işid. Ortalık karıştı,kan gövdeyi götürdü. IŞİD elbette Saddam'ın ve Türkiye' nin büyütüp beslediği bir örgüttür bunu herkes bilir ama kimse ses etmez, IŞİD bir sonuçtur. Yapılan zulmün sonucudur bu sonuca herkes katlanacak düşüncesini doğurmuştur.


Şimdi Ortadoğu'da Türkiye 100 yıldır ilk kez bir oyun kurdu ve bu oyun en az 10 yıl sürer kazanan ise elbette Türkiye olmalıdır. Çünkü sıkıştığı bir anda oyunu açtı, ve sıkışıklıgı giderdi. O bile yeter; Ama daha çok şey olacak gibi, çünkü Türkiye artık kürtleri müttefik diye anıyor. Suriye bitmiştir, Irak ise 4 parçaya bölündü. Artık Türkiye'de yaşayan kürtler ise biraz buruk da olsa


İmralı'daki zat'ın işaret ettiği Irak' ın bir bölümü Suriye' nin bir bölümü alınarak ortaya çıkacak büyük Kürdistan'la yetinmiş durumda gözüküyor. Burada hamle yapmayan tek bölge Avrupa sanırım Avrupa mevcudu korumanın peşinde, Türkiye'nin Rusya ile tavrını gördü ama çaktırmıyor.


Türkiye Rusya ile Avrasya Projesi'ni mi kovalıyor dersiniz?