Türkiye 7 haziran’da Genel Seçime gidiyor. Bir anlam da millet geleceğe yönelik yönetim erkine kaderini teslim edecek. Yani vatandaş seçimini

Türkiye 7 haziran’da Genel Seçime gidiyor. Bir anlam da millet geleceğe yönelik yönetim erkine kaderini teslim edecek. Yani vatandaş seçimini yapacak. Benim tavsiyem gitsin herkes sandıkta oyunu kullansın. Oy kullanmayan vatandaş kalmasın çünkü bu Türkiye’nin geleceği açısından da önemlidir.

Genel seçimler yaklaşırken tüm partilerde bir yoğunluk başladı. Fakat geçtiğimiz seçimlere nazaran o şatavatlı heyecan yok. Çünkü vatandaşın büyük bir çoğunluğu kararsız ve ne yapacağını hangi kararı vereceğini kestiremiyor. Tabi ki iktidar partisi büyük bir gayretle kendi seçmen potansiyelini kaybetmemek için büyük uğraşlar veriyor. Başbakan Davutoğlu’nun mitinglerini baştan sona kadar izledim ve takip ettim. Şunu gördüm ki şahsi fikrim Davutoğlu’ nda eski başbakan şimdi ki cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karizması yok, onun gibi uslübü yok. Bununda İktidar partisi açısından bir çok bölge de oy kaybına neden olduğunu düşünüyorum ki zaten cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’da kedisinin eski partisi olan iktidar partisinin ekseninde giderken seçim meydanlarına inip kendisine oy istemesi ve başkanlık sistemi için mücadele etmesi, arada bir eksen kayması yaratıyor. Çünkü Halk Başkanlık sistemini istemiyor. Cumhuriyet Halk Partisi’ne gelince ; Sn. Kılıçdaroğlu vatandaşlara vaatlerini ve projelerini sundu. Olumlu gördüğüm tarafı her kesime yaklaşması, her kesimi kucaklaması tahmini olarak Cumhuriyet Halk Partisi oy potansiyelini Türkiye genelinde arttıracaktır. Milliyetçi Hareket Partisi ise Sn.Bahçeli ile emin adımlar ile ilerliyor. Bahçeli’ninde vaatleri ve özellikle esnaf , sanatkar ve çiftçi, işçi,emekçi kapsamında sunduğu projeler yabana atılacak cinsten değil. MHP’de oyunu 1-2 puanda olsa arttıracaktır. Kürt vatandaşlarının temsilcisiyim diyen Halkların Demokratik Partisi Selahattin Demirtaş ile kendi çizgisi dediği, her yöne ulaşmak istediği ama belli bir zumreyi temsil ettiği bir parti, bana göre dışarıdan bir üst akılın müdahalesi açık. Çünkü herkes el birliğiyle HDP’nin barajı aştırma çabasına girmiş. Bu da seçim için anahtar demek.

Türkiye genelin de tabi ki belli bir seçmen tabakası olan partilerde var. Saadet Partisi ile Büyük Birlik Partisi’nin birleşmesi ittifak yapması seçim genelinde oy potansiyelinin gözle görülür bir rakama ulaşmasını sağlayacaktır. Küçük de olsa Vatan Partisi Perinçek ile bir dizayn etme projesinde olup o dizaynın ne olduğunu zaten meydanlarda kendisi belli ediyor. Ve Yurt Partisi benimde Bolu ilinden aday olduğum vatandaşın nabzını dinlediğim partim. Sn. Sadettin Tantan belli bir çizgisi olan Türkiye’de asla siyaset açısından tutsak bir yol izlememe adına söylemleri ve ilkeleri olan bir lider. Proje kapsamında Türkiye’nin hazinesinin korunması gerektiğini dile getiren ve siyasetin bağımsız ve öz vatan evlatlarının ülkesine sahip çıkması gerektiğini her defasında yineleyen ve Anadolu’yu il, il, ilçe, ilçe gezen Anadolu insanın nabzını dinleyen lider. Oy potansiyeli olarak belli bir puan yakalama derdinde olmayıp sadece halkın cesaretli olup kendilerini tutsaklıktan çıkarmaları gerektiğini belirten ve bununda Yurt Partisi ile olacağının altını çizen bir lider.

Diğer irili ufaklı partileri saymama gerek yok, ama bağımsız adaylar olarak çıkış yapanlar da var. Onlarda meclise kendilerini bağımsız olarak sokmak ve mecliste söz sahibi olmak uğraşındalar. Şimdi şöyle bir tablo çizersek başta da dediğim gibi vatandaş kararsız ülke menfaati açısından oyların dağılımı kararsız bir portre çiziyor.

Benim şahsi görüşüm Türkiye genelinde bir koalisyon görünümü var. Ama anahtar HDP’ nin elinde fakat İktidar partisine en yakın ortak MHP’dir. Ama bu durumu iktidar partisi hiçbir yönden kabul etmez. Koalisyon sistemini baştan beri eleştiren bir yapıda çünkü koalisyon yapacağı bir partinin kendi sistemine uymayacağı düşüncesinde. O yüzden kısa ve net belirteyim olacak olan bellidir. İktidar partisi olası büyük çoğunluğu yakalayamadığı takdirde hiçbir şekilde koalisyonu kabul etmeyecek. Azınlık hükümeti ile bir yıl devam ve erken seçime gidilecektir. Bu da benim ön görüm diyelim . Olur ve yahut olmaz ne diyelim. Çarşamba’nın gelişi perşembeden bellidir.