GİZEM YILDIZ'ın röportajı için tıklayınız...

Merhaba Zeynep, Sırrımdaki Kambur oyunuyla seni sahnede izliyoruz. Ben oyunu ilk izlediğimde çok etkilendim. Bana biraz oynadığın Edna karakterini anlatır mısın?

Yorumunuz ve oyunu beğenmiş olmanız beni çok mutlu etti. Öncelikle şunu söyleyebilirim ki, "Edna" oyunumuzun kilit karakteri olmasının yanı sıra sürprizlerle dolu, gizemli ve dikkat çeken bir kadın. Seyirciler, oyun boyunca Edna'nın bu hikayedeki yerini merak ediyor. Bu nedenle, sürprizi bozmamak adına karakter hakkında detaylı bir açıklama yapamıyorum. Yeni sezonda seyircilerimizi Edna ile tanıştırmak için büyük bir heyecan duyuyorum.

1950’lerde Liverpool da geçen bir aşk hikayesi anlatıyorsunuz. Hikayeyi okuduğunuzda sizi en çok etkileyen şey ne oldu ?

Sırrımdaki Kambur"da aşk, ana temamıza hizmet eden derin bir yan tema olarak öne çıkıyor. Bu oyunda, kapitalist sistemin bireyler üzerindeki etkilerini, güç zehirlenmesini ve toplumsallıktan bireyselliğe, yani bencilliğe dönüşümümüzü ele alıyoruz. Bu zenginlik, oyunun her açıdan etkileyici ve düşündürücü olmasını sağlıyor. Her sahnesinde, aşkın, medyanın, gücün, bilimin kısaca insani duyguların gücünü derinden hissediyoruz.

Bütün bunların Yanı Sıra Aşkın bir kırılma noktası olarak işlev görmesi, oyunun derinliğine önemli bir katkı sağlıyor ve izleyiciyi düşündürüyor.

Evrensel hikayeler beni hep çok etkilemiştir. Ben bu metni ilk kez üniversite yıllarımda okudum. Mehmet, bu metni bireysel proje dersimiz için yazmıştı. Bu Hikayede de karakterlerin derinliği ve evrensel bir derdin ele alınması beni çok etkilemişti.Bir oyuncu olarak bu evrende olma, karakterleri derinlemesine tanıma, canlandırma ve seyircilerimizle tanıştırma isteği doğdu içimde.İçim kıır kıpır oldu. Ancak o zamanlar yeterli şartlar oluşmamıştı.

Bir gün kendi kurduğumuz tiyatronun ilk oyunu olarak bu metni sahneye koyacağımızı, ödüller alacağımızı ve beğeniler toplayacağımızı kim bilebilirdi ki? Ekibimizle beraber büyük bir gurur ve mutluluk içindeyiz.

Whatsapp Image 2024 07 19 At 23.28.47 (1)

Delirebilecek kadar büyük bir aşk hikayesi, sence hayatımızda böyle bir hikayenin başrolü olabilir miyiz?

Her hikaye özeldir ve her insan kendi yaşamının başrolüdür. Ancak önemli olan, aşk duygusuna fazla kapılmadan, yaşamı derinlemesine keşfetmek olmalı Aşk, hayatımızda büyük bir anlam taşıyabilir, ama asıl değerli olan, bu duygunun ötesine geçip kendimizi ve dünyayı daha iyi anlamak, insanlık yolunda ilerlemektir. Her birey, kendi aşk hikayesiyle olduğu kadar, yaşamın diğer yönleriyle de başrolü oynayarak, hem kişisel hem de toplumsal gelişimine katkıda bulunmalı. Kısaca bu kadar tutkulu bir aşk hikayesi bence herkesin yaşamından geçebilir.

Oyunun hazırlık süreci nasıl geçti?

"Sırrımdaki Kambur"un metin yazma süreci oldukça titiz bir çalışmayla geçti. Mehmet A. Salk ve Ufkum Kalaoğlu metin üzerinde çalışmalarını sürdürürken yardımcı yönetmenimiz Sena Özgün, Süpervizörlüğümüzü yapan Sevgili Sibel Akdeniz ile birlikte her an fikir alışverişi içerisindeydik. Bu süreç toplamda iki ay sürdü ve her detayın üzerinde özenle çalıştık.

Metin tamamlandıktan sonra, provalarımıza başladık ve prova süreci de yaklaşık bir ay sürdü. Dekor, kostüm, ışık gibi tüm unsurlarla biz ilgilendik. Her aşama ekip çalışması ve özveri gerektirdi. "Sırrımdaki Kambur"un sahneye en iyi şekilde konulması için ekip olarak tüm enerjimizi bu projeye verdik.

Bu süreç, bazen uykusuz gecelere ve yoğun düşüncelere yol açtı. Ama her şeyin sonunda, ortaya çıkan işten çok mutluyuz.

1900lü yılları sahneye yansıtmak zor bir süreç miydi?

Evet, 1900'lü yılları sahneye yansıtmak oldukça zorlu bir süreçti. Dönemin atmosferini doğru bir şekilde yakalayabilmek için yoğun bir araştırma sürecine girdik. "Sırrımdaki Kambur" ilk göz ağrımız sonuçta, seyircinin bize inanması çok büyük bir önem taşıyordu. Oyunda benim 7 farklı kostümüm var ve her biri sahnenin ve dönemin yapısına uygun olmalıydı. Saatlerce kostüm aradığımız oldu. Dekorların hepsini Feyk Sahne'nin atölyesinde yaptık; bütün ekibi boya yaparken gördüğümü anımsıyorum. Müzikleri ve aksesuarları bulmak da oldukça meşakkatliydi. Ufkum ve Ataberk saatlerce ışık tasarımı yaptı. Ben ve Mehmet dans koreografimizi kendimiz hazırladık. Zordu evet, ama işimizi büyük bir keyifle yapıyoruz ve zorluklar birlikte aşılıyor.

Whatsapp Image 2024 07 19 At 23.28.27

İki iyi dost ve büyük bir buluş söz konusu oyunun içinde. Bu dostluk hikâyesini yıkan şey ne oldu?

Sırrımdaki Kambur’da karakterlerin ideolojik görüşleri, çıkarları ve amaçları birbirinden oldukça farklı. Oxford'da Eğitim Aldığı Yıllarda iki iyi dost olan bu karakterin hikayesinde, hırs, başarı, güç ve ideallerin içsel ve dışsal çatışmalarını görüyoruz. Karakterlerin dünya görüşleri,idealleri ve çıkarları ilişkilerine yön veriyor diyebilirim.

Çok başarılı bir oyunla sahnedesin. Oyunculukla yolun nasıl kesişti?

Öncelikle tekrar çok teşekkür ediyorum. Gösteri Sanatlarına doğuştan bir ilgi besliyordum.Sahne deneyimim ilkokul 4. sınıfta dansla başladı. Dansın ardından edebiyat öğretmenimin desteğiyle meddahlık yarışmalarına katıldım ve bu alanda çeşitli dereceler elde ettim. Meddahlık yıllarım, sahneye olan ilgimi daha da güçlendirdi. Ardından amatör bir tiyatroda oyunculuk kariyerime adım atmış oldum. Ve sahnenin büyüsünü keşfettim, oyunculuğun hayatımda önemli ve büyük bir yeri oldu.

Sahneye İlk çıktığındaki heyecanı hatırlıyor musun?

Sahneye ilk kez 14 yaşımda Ferhan Şensoy'un "Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı" oyunuyla çıktım. Bu oyunda bakkal abla rolünü canlandırdım. Yaşıma nazaran oldukça büyük bir karakterdi ve bu rol beni çok zorladı, ancak hayatımda tarif edilemez bir mutluluk yaşadığımı hatırlıyorum. Şu anda da oynadığım her yeni karakter ve her sahne deneyimim bana aynı hissi ve heyecanı tattırıyor.

Whatsapp Image 2024 07 19 At 23.28.45

Şu ana kadar hep tiyatrodan kariyerine devam ettin. Televizyonda da bir kariyer yapmak istiyor musun?

Şu ana kadar, Gaziantep'te çekimlerini yaptığımız "Tempus" adlı sinema filminde ve birkaç kısa filmde rol aldım. Oyunculuk kariyerimi tiyatro ve kamera önü olarak ikiye ayırmak istemiyorum; her iki alanda da mesleğimi icra edebilmek benim için büyük bir önem taşıyor.

Tiyatrocu olmanın avantajlarını sektörde görüyor musun?

Oyunculuk mesleği, geniş bir performans yelpazesi sunuyor ve tiyatronun bana sağladığı en büyük avantajlardan biri, farklı dallarda eğitim almaya devam edebilme fırsatı. Örneğin, yaklaşık 9 ay boyunca flamenko eğitimi aldım ve at binme, silah kullanma, enstrüman çalma gibi farklı beceriler öğrenmeye çalışıyorum. Ayrıca, farklı kültürleri ve bakış açılarını keşfetmek, bu mesleğin en güzel yanı. Mesleğimin bana en büyük artısı öğrenmekte ve deneyimlemekte bir sınırının olmaması oluyor.

Whatsapp Image 2024 07 19 At 23.28.47

En büyük hayalini gerçekleştirdin mi?

Bütün dünyayı gezmeyi çok isterdim ve tabii mesleğimde sınırı olmayan bir başarının peşinde koşuyorum, Afife, Emmy,Oscar Ödülleri almak gibi isteklerim var. Buda kariyerimde tatmine ulaşmayı zorlaştırıyor Şuan için konuşacak olursam hayır. Çünkü hayallerin sürekli değişen ve büyüyen hedefler olduğunu düşünüyorum. Şu ana kadar birçok hedefimi gerçekleştirdim, ama en büyük hayalimin ne olduğunu söylemek benim için biraz zor. Her yeni başarı, bir sonraki büyük hedefe ulaşmak için bir basamak oluyor. Galiba hayatım boyunca, her zaman yeni hayaller ve hedefler peşinde koşmaya devam edeceğim.

Yeni sezonda planların neler?

Kreatif Sanat olarak "Kapı" adında yeni bir oyunun hazırlıklarına başladık.  Ayrıca "Sırrımdaki Kambur" oyunumuza da devam edeceğimizi söyleyebilirim. Kreatif Sanat'ı işleyen ve canlı bir tiyatro haline getirmek bu sezondaki hedeflerimden biri. Bunun yanı sıra, kamera önü projeler için de görüşmelerim ve çalışmalarımız devam ediyor. Arta kalan zamanlarımı dans ve dil eğitimlerimle doldurmayı ve sezona aktif olarak girmeyi planlıyorum.