Meşru Gayri Meşru filmini 27 Eylül’de vizyonda. Film çekimleriniz nasıl geçti?
Çok keyifli geçti. Uzun süre Urfa’da kaldık. Erkan (Can) ağabeyle birlikte vakit geçirme fırsatımız oldu. Çok fazla sıcak olduğu için yandığımızı hatırlıyorum. Onun dışında ekiple birlikte çok güzel zaman geçirdik.

Urfa’nın güzelliklerini yaşam fırsatınız oldu mu?
Yaşayamadık, çünkü oradaki süremiz çok kısıtlı olduğu için üç hafta boyunca geceli gündüzlü çekimdeydik. Halfeti’yi bile göremedim.

Film içinize sindi mi?
Çok seyirlik bir film olduğunu düşünüyorum. Kendimi seyirci yerine koyduğumda, çok keyifli zamanlar geçireceğini biliyorum.

Bir dolandırıcılık hikayesi anlatıyorsunuz. Son zamanlarda bu tür dolandırıcılığında çok fazla olduğunu düşünürsek, siz filmi nasıl yorumlamak istersiniz?


Telefon dolandırıcılığının temellerini anlatıyoruz. Erkan Can, filmde dolandırılan taraf, gerçek hayatta olduğu gibi… Ben de onun öğrencisiyim. Bu yolda ona yardımcı olmaya çalışıyorum. Bu filmin en önemli kısmı, düşünüldüğü gibi bir karikatürize hikaye değil. Çok gerçek bir şekilde çekmeye çalıştık. Daha önce dolandırılmış birçok seyirci kendiyle özdeşlik kuracaktır.

Fragman çıktıktan sonra dolandırılan insanlardan yorumlar aldınız mı?
Öyle yorumlar aldık, ama film izlendikçe bunla ilgili daha çok yorum alacağımızı düşünüyorum. Ben çevremdekilere hikayeyi anlattığımda “Bundan da bahsettiniz mi?” diye soran, ilgilenen çok oldu. Film vizyona girdikten sonra soran çok olacaktır.

Senaryoyu okurken sizi içine kısmı nedir?
Genelde oyuncular ilk önce kendi oynayacakları şeyi değerlendirirler, sonra filme bakarlar. Ben karakterin durduğu yer de, filmin hikayesi de çok hoşuma gitti. Dolandırılanların ve dolandırıcıların tam ortasında bir karakter oynuyorum. En çok ilgimi çeken kısmı oydu.

Bu filmden sonra oynayacağınız başka film-dizi var mı?
Geçen sezondan devam eden Lingo Türkiye yarışması var. geçen senenin en çok seyredilen ve ödül kazandıran yarışması oldu. Bu sene de ikinci sezonuyla daha çok ödül kazandırarak 30 Eylül’de Trt 1’de yayına giriyoruz. Çok heyecanlıyım. Bir proje tuttuğunda 3-4 tane benzer yarışma yapılıyor. Lingo Türkiye’den sonra bu tür yarışmaların başlamış olması bizi çok mutlu etti. İnsanlar bu tür yarışmaları seviyorlar.

Daha önce de sunuculuk tecrübeniz olmuş. Bu programın farkı nedir?
Programın formatı çok eğlenceli, ama enteresan bir şekilde, gelen yarışmacılarla birlikte müthiş bir ortam kuruyoruz. Programın seyirciler nezdinde de benim nezdimde de en özel alanı bu.

Bu sene sahnede olacak mısınız?
Kendi yazdığım, Merve Polat’la birlikte oynayacağımız iki kişilik bir oyun oynayacağız. İlişki Geliştirme Merkezi İftiharla Sunar adında bir oyun yazdım. Pek alışılmış bir oyun tarzı değil. İlerleyen aylarda sahnede buluşacağız.

Yazarlık yönünüz oyunculukla birlikte mi gelişti yoksa hep var mıydı?
Hep vardı, seneler içinde çok fazla işler yaptım. Çok iş ayıran biri değilim. Edebiyat Bölümü Mezunu olmamın da büyük bir faydası var. Eğer oyunculuk yapmıyorsam, mutlaka yazarım. Çok keyif aldığım bir alan.

Çok sevilen dizilerde, unutulmaz karakterlere hayat verdiniz. Peki sizin için unutulmaz olan bir karakter var mı?
Yedi Güzel Adam’da oynadığım Nuri Pakdil, Bir Zamanlar Kıbrıs’ta Cengiz Topel ve tabiî ki Ezel’de Mert karakterini hayatım boyunca unutamam.