HABER: DİNÇER KARACALAR

İstanbul Gedik Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Erdem Tezcan geliştirdiği bağırsak terapisi beslenme sistemiyle kabızlıktan sedefe ve çeşitli cilt hastalıklarına, otizmden ankilozan spondolite kadar çok geniş yelpazede birçok oto-immün hastalığa umut ışığı oluyor.

Dr. Öğr. Üyesi Erdem Tezcan, :

-Önemine istinaden ikinci beyin olarak da nitelendirilen bağırsaklarımız kendi vücut hücrelerimizin 10 katı kadar çok sayıda mikroorganizma içermektedir. İyi ve kötü mikroorganizmalar karışık halde bir denge içerisinde bulunmaktadırlar. Stres, sağlıksız beslenme, yoğun antibiyotik kullanımı gibi durumlar bağırsaklarımızdaki mikroorganizma dengesini değiştirerek zararlı mikroorganizmaların oranını arttırabilmektedir. Bağırsaklarımızda zararlı mikroorganizmalar fazla miktarda bulunursa bu zararlı mikroorganizmalar yediğimiz gıdalardan toksinler üretir. Bu toksinler ilk olarak bağışıklık sisteminin bağırsak duvarına saldırısına ve bağırsak geçirgenliğine neden olur. Bağırsak geçirgenliğinin ilk belirtileri ishal veya kabızlık şeklinde olabilmektedir. Sonraki aşamalarda bağırsaklardan kaçan toksinler önce karaciğere geçer orada ayıklanamayan toksinler kana yayılır. Kan yoluyla bu toksinler tüm vücudumuzu dolaşır ve toksinin türüne göre vücudumuzda çeşitli organlara birikir. Bu birikme noktalarına bağışıklık sisteminin saldırısı da birçok hastalığa neden olur.”  Dedi.

Biriken toksinler hasta ediyor…

Biriken toksinlerin hastalıklara davetiye çıkardığını ifade eden Tezcan,

-Örneğin ciltte biriken toksinler sedef, egzama ve vitiligoya neden olurken üreme organlarında birikenler kısırlık ve düşüklere neden olur. Beyinde biriken toksinler multiple sklerozis (MS) ve otizm gibi hastalıklar yapar. Eklemlerde biriken toksinler ise romatoid artirite neden olur.” şeklinde konuştu.

Bağırsak terapisi nedir?

Uyguladıkları bağırsak terapisi yöntemini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Erdem Tezcan,

- Özetle, birçok hastalık bozulan bağırsak florasından kaçıp çeşitli doku ve organlarımızda biriken toksinlere bağışıklık sistemi saldırısından kaynaklanır. Buna ilişkin birçok bilimsel makale literatürde bulunmaktadır. Biz de tüm bu bilimsel bilgilere dayanarak danışanlarımızı mevcut tedavilerinin yanında bağırsak florasını düzeltmeye yönelik prebiyotik takviyeler ve beslenme alışkanlıklarını değiştirmeye yönelik tavsiyelerde bulunduk. Mevcut tedavilerinin yanında destek olarak uyguladığımız prebiyotik takviye ve glütenli gıdalardan uzak durmayı ilke edinen beslenme biçimi uygulamalarından oluşan bu sisteme bağırsak terapisi diyoruz.”  İfadelerini kullandı.

Editör: TE Bilisim