Hristiyan ve Yahudi dinine mensup kişiler yeni bir oluşum peşinde Evanjelizm...
Nedir Evanjelizm ya da nasıl Evanjalist olunur? Amaç ne?
Evanjelistlerin oluşacağına inandıkları yedi aşama şöyledir:
1- Yahudilerin Filistin'e geri dönmeleri. Hitler'in zulmünden kaçarak Filistin'e dönen Yahudilerin, 1948 yılında İsrail Devleti'ni kurmaları ve ardından 1967 yılında Kudüs'ün tamamını ele geçirmeleri, Evanjelik Protestanlar tarafından Mesih'in gelişinin yaklaştığına dair güçlü ipuçları olarak değerlendirilmektedir.
2- Büyük İsrail'in kurulması. "Büyük Ortadoğu" veya "Genişletilmiş Ortadoğu"olarak adlandırılan proje çerçevesinde Irak ve Afganistan'ın işgal edilmesi, İran ve Suriye'yi de işgal etme planları ve Irak'ın kuzeyi ile Güneydoğu Anadolu bölgemizi içine alan bir Kürt Devleti kurma hazırlıklarını da bu çerçevede değerlendirebiliriz.
3- Yahudiler de dahil olmak üzere tüm dünya uluslarına İncil'in "müjde" olarak vaaz edilmesi. Misyonerlik faaliyetleri bununla bağlantılıdır. Rice Üniversitesi sosyoloji profesörü William Martin'e göre, "Yabancı memleketlerde faaliyette bulunan Protestan misyonerlerin yaklaşık yüzde 90'ını Fundamentalistler (köktendinci, radikal dindarlar) ve Evanjelikler oluşturmaktadır." Türkiye’de tutuklu bulunan ABD vatandaşı papaz Andrew Craig Brunson meselesini ve ona sahip çıkma adına sesini yükselten Başkan Donald Trump’ın duyarlılığını da bu bağlamda düşünmek gerekmektedir.
4- Yedi yıl sürecek olan felaket dönemi. Türbülasyon (bir çeşit kıyamet senaryosunun yaşanması) veya kaos olarak da adlandırılan bu dönemde Yecüc ve Mecüc orduları tarafından İsrail işgal edilecek ve ABD ile İngiltere İsrail'in yardımına geleceklerdir. Acaba bu inanıştan yola çıkarak ABD ve İngiltere, İsrail'in yardımına kolayca koşabilmek için Kıbrıs'ı, Suudi Arabistan'ın kuzeyindeki Dahran'ı ve Kuzey Irak ile Kuzey Suriye’yi üs olarak kullanıyor olabilir mi?
5- İsa'nın ikinci kez dünyaya gelişi.
6- Armageddon Savaşı.
7- Kıyametin kopmasıyla, İncil'e ve İsa Mesih'e iman edenlerin cennete yükseltilmeleri.
Evanjelistlere göre, insanlığın kaderi ilahi bir senaryo ile önceden belirlenmiştir ve herkes gibi Yahudiler de bu kozmik tiyatroda kendilerine biçilmiş rolü (Büyük İsrail'i kurmak) oynamaktadırlar.
Evanjelizm inancı o kadar tutarsızlık ve komiklikle doludur. Örneğin; sadece 150 bin kadar Yahudi İsa'ya iman edeceği için, bunun haricindeki yaklaşık 12,5 milyon Yahudi Armageddon Savaşı'nda yok edilecektir.
Yani savaştan ölen Evanjelik Hristiyanlardan sonra kala kala 150 bin Yahudi dünyada kalmaktadır.
Bu 150 bin Yahudi mi (cennete yükselen 500 milyon Evanjelisti de çıkarsak) yaklaşık 6 milyar insanı yenerek yeryüzünden silecektir. Ve savaştan sonra İsa, krallığını kurunca çoban misali bu 150 bin Yahudi’yi bin yıl boyunca yönetecektir. Sonra hep birlikte cennete gideceklerdir!
İkinci komik örnek ise, kimi Evanjeliklere göre, İncil'e ve Mesih'e iman edenler Armageddon Savaşı'ndan zaferle çıktıktan sonra cennete yükseltilmektedir. Peki, öyleyse bu durumda "Yeniden dirilerek yeryüzüne dönen İsa, Davud'un tahtına oturarak bin yıl boyunca dünyayı yönetecek olduğu krallığını kuracak" inancından yola çıkarsak ve diyelim ki Armageddon Savaşı'ndan zaferle çıkan Yahudi ve Evanjelistler göğe yükseltildiyse ve bunların haricindekiler de yok edildiyse dünya üzerinde kimse kalmamış oluyor. Öyleyse İsa, tek başına kaldığı dünyada kendi kendinin kralı mı olacaktır?Yani yukarıda saydığımız söz konusu aşamalar, her bir Evanjeliste göre kendi içinde yer değiştirebilmektedir.
Kimine göre ise İsa, belirli aralıklarla İncil'e iman edenleri veya kendini Mesih olarak benimseyenleri cennete yükseltmek için yeryüzüne gelip gidecekmiş! Yani parti parti cennete sefer düzenleyecekmiş!
Bu ne komiklik ve hastalıklı bir zihniyettir!
Alenen Tanrı'yla, kutsal kitaplarla ve peygamberlerle dalga geçilmektedir
Yüce İslam dininin gelişi ile birlikte aslı bozulmuş olan Hristiyanlık YOK hükmüne girmiştir.
Hristiyanlık nasıl bozulmuştur?
Fransızların Saint Paul dedikleri Pavlos adında bir Yahudi, peygamber Yahudilerden gelmedi diye, İsevi görünüp, kendini din âlimi tanıttı.
Hazret-i İsa’dan sonra ilk işi, hakiki İncili yok ettirmek oldu.
İsa, Allah’ın oğlu dedi. Şarabı ve domuzu helal etti. Kıblelerini Kâbe’den güneşin doğduğu tarafa döndürdü. Allah hem bir, hem üç dedi.
Yahudi dönmesinin sözleri ilk yazılan dört İncil’e, özellikle Luka’nın İnciline karıştı. Hazret-i İsa’nın sohbetinde bulunan, Hazret-i İsa’nın arkadaşı, yardımcısı yani Havarilerden olan Barnabas, Hazret-i İsa’dan işittiklerini doğru olarak yazdı. Fakat bozuk dört İncillere aldananlar, fırka fırka ayrıldı. Birbirine uymaz 72 fırka hasıl oldu.
Pavlos’un düşmanlığı anlaşılarak Kudüs’te iki kere hapsedildi. Sonra Roma’ya götürüldü. Neron tarafından orada başı kesildi.
Pavlos’un hayatı incelenirse, hep Havarileri kötülediği ve onları gözden düşürmeye çalıştığı açıkça görülür.
Pek çok Hristiyan papazı, Pavlos’u Hristiyanlığın tek kurucusu kabul eder. Çünkü bu papazlara göre, Hazret-i İsa ve Havarileri iman ve ibadet bakımından Yahudiliğe, [Hazret-i Musa’nın dinine] bağlı kalmışlardır.
Pavlos buna karşı çıkmış, Yahudilikteki bütün ibadetleri terk ettirmiş, böylece Hazret-i İsa ve Havarilerin bildirdikleri dine zıt bir din ortaya çıkarmıştır.
Bu din, Havari Petrus’un, tebliğ etmeye çalıştığı Nasraniliğin dışında, Pavlos’un fikirlerinden meydana gelen bir din oldu.
Bizim inanışımıza göre: Hz. İsa, Cenabı Allah'ın insanlara doğru yolu göstermek için gönderdiği bir peygamberdir.
Hz. İsa; Aynı zamanda günümüzde hakkında en çok konuşulan Peygamberlerden birisidir.
Bu konuşulanlardan, neyin doğru neyin yanlış olduğunu seçmemize yarayacak kaynak ise, Allah'ın koruması altında bulunan tek İlahi kitap olan Kuranı Kerimdir.
İsa Peygamber ile ilgili gerçek bilgilere ulaşmak için Kuran’a başvurduğumuzda şunları görürüz.:
İsa Peygamberi öldürmek için tuzak kuran inkârcıların onu kesinlikle öldüremedikleri bir ayeti Kerimede şöyle vurgulanır:
“Ve : “Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsayı gerçekten öldürdük” demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik) Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler.” (Nisa Suresi, 157)
Hz. İsa'nın ölmediği insanların yaşadığı boyuttan, Allah katına yükseltildiğini belirten ayet şöyledir:
“Hayır; Allah onu kendine yükseltti. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Nisa Suresi, 158)
Kuran’da verilen bir diğer bilgi de Hz. İsa’nın ölümünden önce tüm Ehli Kitap’ın kendisine iman edeceği şeklindedir: “Andolsun, Kitap Ehlinden, ölmeden önce ona (Hz. İsa’ya) inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o (Hz. İsa) da onların aleyhine şahit olacaktır.” (Nisa Suresi, 159)
Allah, inkarcıların Hz. İsa’yı öldürmelerine izin vermemiş, onu kendi katına yükseltmiştir. Ve tekrar yeryüzüne döneceğini insanlara müjdelemiştir:
“İnkârcılar onu öldürmek için tuzak kurmuşlardır, ama Allah bu tuzağı bozmuştur.” (Al-i İmran Suresi, 54)
Kuran’da Hz. İsa’nın durumunu açıklayan bir diğer ayet ise Meryem Suresi’nde geçmektedir:
“Selam üzerimedir; doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden kaldırılacağım gün de.” (Meryem Suresi, 33)
Bu ayette Hz. İsa’nın öleceği günden bahsedilmektedir.
Hz. İsa’nın yeryüzüne dönüşüne işaret eden bir diğer ayet şöyledir:
“Ona (Hz. İsa’ya) kitabı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretecek.” (Al-i İmran Suresi, 48)
Al-i İmran Suresi’nin 59. ayetindeki “şüphesiz, Allah katında İsa’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir” ifadesi de oldukça dikkat çekicidir.
Bu ayette iki peygamber arasındaki bazı benzerliklere dikkat çekilmiş olabilir. Hem Hz. Âdem hem de Hz. İsa babasızdır.
Ayrıca yukarıdaki ayette, Hz. Âdem’in cennetten yeryüzüne indirilmesi, Hz. İsa’nın Ahir Zaman’da Allah katından yeryüzüne indirilmesine de benzetilmiş olabilir.
Kuran’da Hz. İsa ile ilgili şöyle bir bilgi de verilmektedir: “Şüphesiz o (Hz. İsa) kıyamet saati için bir ilimdir. Öyleyse ondan (kıyametten) yana hiçbir kuşkuya kapılmayın ve bana uyun. Dosdoğru yol budur.” (Zuhruf Suresi, 61)
Bir araştırma dergisinde belirtildiği şekliyle; Hz. İsa, Kuran’ın indirilişinden altı yüzyıl önce yaşamıştır.
Yukarıdaki ayette bildirilen, onun ilk hayatının değil ahir zamandaki dönüşünün kıyamet için bir bilgi kaynağı olacağıdır.
Hz. İsa’nın ikinci gelişi hem Hıristiyan hem de İslam dünyasında sabırsızlıkla beklenmektedir.
Bu kutlu misafirin yeryüzünü şereflendirmesiyle de çok önemli bir kıyamet alameti daha tecelli etmiş olacaktır.
Hz. İsa’nın genç bir yaş olan otuz yaşının başlarında göğe yükseldiğini, yeryüzüne indikten sonra kırk yıl kalacağını ifade eden ve İbn-i Abbas’tan rivayet edilen Hadis-i Şerifi kaynak gösteren İslam âlimleri, Hz. İsa’nın yaşlılık döneminin, tekrar dünyaya gelişinden sonra olacağını, dolayısıyla bu ayetin, Hz. İsa’nın yeniden yeryüzüne gelişine dair delil olduğunu söylemektedir.
Yine aynı dergide bahsedildiği şekliyle; Hz. Muhammed (sav) Allah’ın insanlara gönderdiği son peygamberdir.
Allah Peygamberimize Kuran’ı vahyetmiş ve kıyamete kadar tüm insanları Kuran’a uymaktan sorumlu tutmuştur.
Hz. İsa da ahir zamanda bir mucize olarak dünyaya gelecek, ancak Peygamberimizin de bildirdiği gibi, yeni bir din getirmeyecektir.
Peygamberimiz tarafından insanlığa öğretilen hak din Kuran’da bildirilen İslam dinidir ve Hz. İsa da yeryüzüne ikinci gelişinde Kuran’a tabi olacaktır.
Yukarda arz etmeye çalıştığım Ayet-i Kerimelerden de anlaşılacağı üzere; Cenabı Allah, Hz. İsa’yı kendi katına yükselterek Yahudilerin onu öldüremediklerini beyan buyurmaktadır.
Ayet-i Kerimede Hz. İsa’nın sağ olduğu söylenmiyor, fakat Yahudilerin onu öldüremediği belirtiliyor.
İslam bilginleri bu konuyu enine boyuna araştırmışlar ve kesin sonuca varmışlardır.
Özetle söylemek gerekirse;
Bir kısım İslam bilginlerine göre; Cenabı Allah onu Yahudilerin elinden kurtarmış, Yahudiler Hz. İsa’yı öldürememişler, fakat eceliyle vefat etmiştir. Bedenen ve ruhen Allah kendi katına yükseltmiştir.
Bazı İslam bilginlerine göre ise; Cenabı Allah Hz. İsa’yı manevi semalarındaki özel yerine yükseltmiştir.
İslâm’a inanan insanlarımız Hz. İsa dahil Allah’ın gönderdiği bütün Peygamberlere ve onlara indirilen bütün kitaplara inanmaktadır.
Ancak Hz. Muhammed (SAV)’den önce gönderilen Peygamberler ve o Peygamberlere indirilen kitaplar belli ve özel kavim ve topluluklara, belirli zamanlar için gönderilmişlerdir.
Bu nedenle o Peygamberlerin ve kitapların hükümleri belirli topluluklar ve muayyen zamanlar için geçerlidir.
Hz. Muhammed (SAV)’in Peygamberliği ise hususi olmayıp umumidir.
Peygamberimiz belli toplumlara değil, bütün insanlığa gönderilmiştir.
Peygamberimizin tebliğ ettiği Müslümanlık kendisinden önce gelen dinlerin hükümlerini ortadan kaldırmıştır.
İncil; Hz. İsa’ya indirildiği şekliyle muhafaza edilmiş değildir. Eğer öyle olsaydı bugün yeryüzünde birbirine uymayan 4 tane İncil bulunmazdı. Bunlar Hz. İsa’dan en az 500 yıl sonra yazılmış, birbirinden farklı İncillerdir.
Hristiyan ve Yahudi alemi İslam düşmanlığı adına evanjelizm adıyla boş bir inanç peşindedir
Hoşça kalınız.