Haber: Damla Oya Erman
Günün daha erken saatlerinde, belki de tüm zamanların en cesur sanat hırsızlığında, Vincenzo Perugia Louvre'a girmiş, ünlü tabloyu duvardan çıkarmış, kıyafetlerinin altına gizlemiş ve kaçmıştı. Tüm Fransa ulusu şok olurken, bu paha biçilmez sanat eserinin ne olabileceğine dair teoriler ortaya atıldı.
Çoğu insan, dünyanın en ünlü tablosunu satmaya çalışmanın çok tehlikeli olacağını anlayacaklarını düşündüğünden profesyonel hırsızların dahil olamayacağına inanıyordu. Paris'te popüler bir dedikodu, Almanların onu çalarak Fransızları aşağılamış olabileceğiydi.
Araştırmacılar ve dedektifler, tabloyu iki yıldan fazla bir süre boyunca kayıp olarak aradılar ve sağlam bir ipucu bulamadılar. Sonra, Kasım 1913'te, İtalyan sanat simsarı Alfredo Geri, kendini Leonardo olarak adlandıran bir adamdan bir mektup aldı.
Mektup, Mona Lisa'nın Floransa'da olduğunu ve ciddi bir fidye karşılığında iade edileceğini belirtiyordu. Perugia fidye almaya çalıştığında yakalandı. Tablo zarar görmemişti.
Louvre'un eski bir çalışanı olan Perugia, İtalya'yı Napolyon adına intikam almak için vatansever bir görevle hareket ettiğini iddia etti. Ancak daha önceki soygun suçları ve sanat koleksiyoncularının bir listesini içeren bir günlük, çoğunluğunun sadece aç gözlülük nedeniyle hareket ettiğini düşünmesine neden oldu.
Perugia, bir yıl hapis cezasının yedi ayını çekti ve daha sonra Birinci Dünya Savaşı sırasında İtalyan ordusunda görev yaptı. Mona Lisa şimdi Louvre Müzesi'nde, onu korumak için şimdi daha iyi güvenlik önlemleri alınmış durumda.