Toz taşınımında mümkün olduğunca dışarı çıkılmaması uyarısı Toz taşınımında mümkün olduğunca dışarı çıkılmaması uyarısı

İSTANBUL- Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, unutkanlık hakkında açıklamalarda bulundu ve hafızayı geliştirecek öneriler paylaştı. 

Hafızayı oluşturan esas şey motivasyondur

Hepimizin aynı şekilde yaratılmadığını belirten Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Biyolojik olarak nasıl elimiz, yüzümüz, kolumuz farklıysa beynimizin de belirli alanlarında farklılıklar var. Hafıza ya da bellek dediğimiz şey de kişiden kişiye değişebiliyor. Ancak hafızayı oluşturan esas şey motivasyon ve ilgi alanıdır. Önce ilgilenilen konu hakkında motive olmak gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Unutmazsak birçok acı aynı canlılığını korurdu 

Zorunlu olarak öğrenilen bilgilerin kalıcı olmadığına dikkat çeken Tarlacı, “Merak olması gerekiyor. Merak, motivasyonu tetikleyen bir şey. Merak varsa insan her türlü şeyi öğrenmeye çalışıyor ve bütün derinliğini öğreniyor. O zaman unutması da zor oluyor.” dedi. 

Unutmayı da küçümsememek gerektiğini sözlerine ekleyen Tarlacı, “Eski bir söz var, ‘Tanrıya şükür, unutmak iyi ki var ve zorunlu.’ diyor. Çünkü unutmazsak birçok acı aynı canlılığını korurdu. Birçok sıkıntı aynı canlılığıyla tekrar tekrar hafızamıza gelirdi. İnsan doğası gereği unutuyor. Hatta çok unutuyoruz. Bireysel olarak da toplumsal olarak da unutuyoruz. Toplumsal bir hafıza da var. Yazılıysa buna tarih deniyor. Öte yandan tarihin ne kadar tartışmalı olduğunu hepimiz biliyoruz. Herkesin yazdığı tarih farklı. Hafızanın ne kadar uçucu olduğunu, yeniden inşa ederken ne kadar yanıldığımızı gösteriyor.” şeklinde konuştu.

Anılar yeniden kurgulanarak hatırlanıyor. Bu nedenle görgü tanıklıklarının kameralara göre güvenilmez olduğunu gösteren çalışmalar var

Hafızanın bilgisayar gibi olmadığını ve anıların dosyalar şeklinde geri gelmediğini dile getiren Tarlacı, “O an içinde bulunduğunuz koşullar, geçmişte anıyı yaşadıktan sonra üzerine eklenen yeni duygular, bilgiler ya da çıkarım yöntemleri zihinsel geçmişteki anınızı değiştiriyor. Yani onu yeniden kurgulayarak geri getiriyorsunuz. Anılarda yeniden kurgulama yapabildiğimize göre bu durum insanın iyileşmesine de yardımcı oluyor olabilir. Bilişsel terapiler vardır. Kişinin düşünce zincirini değiştirmeyi içerir. Bazen yanlış anılar ekleriz.” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:

 “Bu sebeple görgü tanıklıklarının kameralara göre güvenilmez olduğunu gösteren çalışmalar var. Kamera olayı birebir kaydediyor. Ama biz kurguluyoruz. Çünkü beyin esnek, yumuşak, akışkan. Zaman içerisinde değişiyor ve bu değişim anıları geri çağırırken boşluklara neden oluyor. O boşluklar bizi rahatsız ediyor. ‘Orada bir şey olması gerekiyor’ deyip onu başka bir şeyle dolduruyoruz. Böylece anınız değişiyor.”

Şiddetli travmalar, normal anılardan farklı kaydediliyor

Beynimizde badem büyüklüğünde iki sinir hücresi kümelenmesi olduğunu ve buna amigdala çekirdeği denildiğini belirten Prof. Dr. Sultan Tarlacı, bu yapının hipokampus denilen ve hafızayı oluşturan beyin bölgesi ile çok sıkı bağlantısı olduğuna, bu durumun da olumsuz bir yanı olduğuna dikkat çekti. Şiddetli travmaların da aynı yol üzerinden hafızaya kaydedildiğini söyleyen Tarlacı, “Travmalar öyle bir kazınır ki hafızaya, posttravmatik stres bozukluğu dediğimiz durum ortaya çıkar. Aradan bir, beş sene geçse de aynı anıları tekrar canlı canlı yaşarsınız. Rüyanızda, günlük yaşamınızda sürekli bütün olarak aklınıza gelir. Yani normal yaşamda kaydedemeyeceğiniz şekilde duygusal anı ile amigdala uyarılınca hafızaya zımba gibi yerleştirir. Özellikle posttravmatik stres bozukluğunda bu olumsuz anılardan kurtulmak çok zor olur.” açıklamasını yaptı.

Unutkanlığın önüne geçmenin birinci yolu tekrar etmektir

Belleği ve hafızayı güçlendirerek kaydı arttırmak için, öncelikle insanın unuttuğu gerçeğini kabul etmek gerektiğine vurgu yapan Tarlacı, “Bu haber yazısını okuyanlar 8-10 saat sonra bu yazının neredeyse üçte birini hatırlayacaklar. Yedi gün sonra yaklaşık bunun yüzde 20-25’i kalacak. Bir ay sonra da yüzde 20’si kalacak. İnsan hızlı unutuyor. Unutkanlığın önüne geçmenin birinci yolu tekrar etmektir. İlk gün, bir hafta ve bir ay sonra ilgilendiğiniz konuyu ya tekrar izleyeceksiniz ya tekrar okuyacaksınız. Tekrar olduğu zaman bilgiler beyinde pekişir. Bilgi ilk girdiği zaman izi kalmıyor, mühür gibi. O mühür ilk seferde maalesef etkili olmuyor. İkinci tekrarda mührün izi biraz daha belirgin oluyor. Üçüncü tekrarda mühür iyice yerleşiyor ve izi kalıyor beyinde. Yani beynin yapısını değiştiriyor. Dolayısıyla hafızada tutmak için tekrar etmek gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

HABER: ERCAN AYDIN 

Editör: Elif HAYVALI