Aylardır gündemde baş köşede olan yerel seçimler nedeni ile siyaset ve bütün ülke adeta ayakta gibi. Ekonomik sıkıntıların yanında sayın başkan

Aylardır gündemde baş köşede olan yerel seçimler nedeni ile siyaset ve bütün ülke adeta ayakta gibi. Ekonomik sıkıntıların yanında sayın başkan adayları; daha önceleri yapılan “O’nlar ne veriyorsa biz daha fazlasını vereceğiz” kabilinde olmasa da bol keseden vaatlerin peşindeler. 

AKP ve CHP geçtiğimiz günlerde seçim manifestolarını yayınladılar. Her iki manifestonun da ana başlıklarını sizlere sunuyorum: 

AKP Manifestosu


  • Şehir planlamaları 

  • Altyapı ve ulaşım 


  • Kentsel dönüşüm 


  • Benzersiz şehirler 


  • Akıllı şehirler 


  • Çevreye saygılı şehirler 


  • Sosyal belediyecilik 


  • Yatay şehirleşme 


  • Halkla birlikte yönetim 


  • Tasarruf ve şeffaflık 


  • Değer üreten şehirler 




CHP Manifestosu 


  • Hoşgörü ve saygılı kentler 


  • Hakça paylaşan kentler 


  • Hesap veren, şeffaf yönetilen kentler 


  • Yoksulluğu yenen kentler 


  • Üreten ve istihdam yaratan kentler 


  • Ulaşım ve altyapı sorunları çözülmüş kentler 


  • Nefes alan kentler 


  • Sosyal adaleti sağlayan kentler 


  • Kültür ve sanatı geliştiren kentler 


  • Doğa dostu yeşil kentler 


  • Mutlu ve gülümseyen kentler. 




  • Her iki manifestonun da aşağı yukarı modern hayatın gerektirdiği ve herkesin özlediği genel hususları içerdiği apaçık ortadadır. 

    Ancak şimdi hemen şu sorular aklıma geliyor. 

    Tabii büyük küçük bütün belediyeler dikkate alınarak hazırlanmış bu manifestolara göre başkan adaylarının, kendi kentleri için hazırladıkları plan ve programlara ihtiyaç yok mu? 

    Başkan adaylarının plan ve programlarının hazırlanabilmesi için bu manifestoların, belki daha bir yıl önceden yayınlanması gerekmez miydi? 

    Ve adayların seçiminde de bu plan ve programların tetkiki ve değerlendirmelerde esas alınması daha doğru olmaz mıydı? 

    Değerli okurlarım, malumları bu sorular daha da detaylandırılıp artırılmalı ve özellikle adayların kent halkı tarafından uygun bulunması da aranmalıdır. 

    Yeni anayasa değişikliklerinden sonra uygulanmaya başlanan yeni sistem; her ne kadar yürütmede istikrarın muhafazasına imkan sağlasa da TBMM’nin özellikle yasama faaliyetleri için önce iktidar kanadında, MHP ile işbirliği ardından da seçim nedeni ile de bilindiği gibi Cumhur İttifakı doğdu. 

    Çok geçmeden muhalefetin büyük bölümü de Millet İttifak’ı içinde bir araya geldi. 

    Bugün sadece bu seçimler için teşekkül etmiş gibi görünün ittifakların, önümüzdeki yıllarda, hele bir kaç seçimden sonra artık kalıcı hale geleceği ve siyasi hayata yeni bir çeki düzen vereceği değerlendirilmektedir.