Kendi yolumuzu her ne kadar belirlemiş olsak da ilk düşüşümüzde tıpkı ilk günkü gibi yürek lügatımızdan onlar dökülecektir. Büyüdüğünü s

Kendi yolumuzu her ne kadar belirlemiş olsak da ilk düşüşümüzde tıpkı ilk günkü gibi yürek lügatımızdan onlar dökülecektir.
Büyüdüğünü sandığın vakitlerde çelimsizce ağrıyan yanlarına sinsi bir yılan misali sokulan zaman usulca  fısıldayacak “Sen ne kadar büyüsen de  ilk yangınında yüreğini ferahlatacak olan onlardır” diye .Çünkü onların gözü göz değil adeta merhamet tozuna bulanmış bir yürek gibidir.Sanki yürek kendini gözlere teslim etmiş bir fedakarlık abidesidir.Velhasıl kelam onların gözü göz değil hissetme kabiliyetinin  görme organına düşmüş cemresidir…
 Kim mi onlar?Tanımlara sığdıramayacağımız kadar eşsiz iç güdülere sahip anneler…Hani hasta olduğumuz anlarda uykularından fedakarlık ederek ruhumuzu kalbimizi dermanmışçasına okşayan anneler.
Fikrimce anne bambaşkadır, tabi ki de babalara da haksızlık etmemek gerekir.Babalarından yeri çok farklıdır fakat hiçbir zaman bir erkekle kadının  duygu inceliği aynı seviyede değildir.Dediğim gibi  anne bambaşkadır.İnanın ki bir anne evladının gözünden anlar dilinden dökülecek olanları…
 Sizin dilinizden dökülenleri gözlerinizden okuyan annelerinizin kıymetini bilmeniz dileğiyle…