Beşiktaş, kendisi ve taraftarı hariç bu sezon hem Süper Lig’de hem de Avrupa’da tüm rakiplerine can suyu oldu.
Puan alamayan takımlar Beşiktaş, sayesinde 3 puanla tanıştı.
Beşiktaş, Adana deplasmanına sakatlıklar ve cezalar nedeniyle kadrosunda değişiklikle başladı. Özellikle orta sahada Gedson’un yokluğunda ilk 45 dakika boyunca oyunun içine giremeyen bir takım vardı. Adana Demirspor, içinde bulunduğu şartlar nedeniyle ligin son sırasındaydı ama Beşiktaş’tan puan alan takımlar arasına katılmayı başardı. Takım olarak iyi mücadele ettiler. Özellikle Yusuf Sarı’nın sezon başında Beşiktaş’la ismi anılmış, Samet Aybaba istememişti “kontratak oyuncusu” diye. Bu cümlenin Beşiktaş karşısında Yusuf Sarı’yı ekstra motive ettiğini maçın her anında dakika dakika izledik. Elbette galibiyeti, buna bağlamak Adana Demirspor’un takım oyununa haksızlık olur ama futbolda fizik, kondisyon kadar mentalin de ne kadar önemli olduğunu görmüş olduk.
Futbolda galibiyete odaklanmak, maça adanmış olmak kazanmanın şifresidir. İşte Beşiktaş’ta eksik bu! Galibiyete inanç yok, hırs yok, mücadele yok, takım ruhu yok. Tüm oyuncular, bireysel çabalarla bir şeyler yapmaya çalışıyor. Fakat bunu da ezbere yapıyorlar. Uzun top atılıyor isabetsiz, rakip oyuncuya gidiyor. İçeri top kesiliyor bu hamleyi okuyup o bölgeye koşan yok. Mert ve Al-Musrati dışında 101 dakika boyunca oyuna ve skora katkı sağlayan isim olmadı. Mert iki önemli kurtarış yaptı. Al- Musrati ise fırsatçılığıyla güzel bir gol attı. Bunlar olmasa Beşiktaş fark yiyebilirdi.
İki senedir, bakın tekrar ediyorum iki senedir, bu takımın doğru düzgün korner golü yok. Rakibi karşısında 14 kez korner kullandı Beşiktaş. Bu kornerlerin bir tanesi bile tehlikeli atağa dönüşmedi. Fakat siyah beyazlılar duran toplardan gol yemeye devam ediyor. Süper Lig’de duran top organizasyonunda rakibi, bu kadar boş bırakan başka bir takım yok. Uzaktan şutla gol zaten hiç yok. Ceza sahasına girince yine aynı karambol. Peki Beşiktaş nasıl maç kazanacak?
Adana Demirspor karşısında Beşiktaş’ın kadrosu kazanabilecek güçtedir. Buradaki sorun kadroda değil, oyuncuların zihnindedir. Özetle takımdaki otorite eksikliği skora yansımış durumda. Son yaşanan gelişmeler ve yönetim kaosu, takımın ayarını bozmuş durumda.
Beşiktaş’ın bir an önce seçime gidip, her şeye yeniden başlaması lazım.
Doğada kartallar 70 yıl yaşar. Lakin 40 yaşına gelince kendini yenilemezse ölmek zorunda kalır. Kartalın önünde iki seçenek vardır, ya ölüme teslim olur ya da zorlu bir yeniden doğuş sürecine girer. İşte bu dönüşüm sabır, dayanıklılık ve irade gerektiren bir durumdur. Kartal, bir dağın tepesine çekilir, önce gagasını vurarak söker ve yeni bir gaganın çıkmasını bekler. Ardından da eski işe yaramaz pençelerini söker. Son olarak eski ve ağırlaşmış kanat tüylerini tek tek yolar. Bu süreç yaklaşık 5 ay sürermiş. Bu 5 ayın sonunda kartal, eski gücüne kavuşur ve uzun bir ömre yol açarmış.
İşte Beşiktaş’ın yapması gereken budur. Hemen seçime gidip, yeniden doğmak! Beşiktaş’a çok hızlı bir devrim lazım!