Türkiye demokrasisi için unutulmayacak bir kara leke olarak tarih sayfalarına kazınan merhum Başbakan Adnan Menderes'in 17 Eylül 1961'de idam edilmesinin üzerinden 63 yıl geçmiştir.
1950 seçimlerinde yüzde 52,7 oyla iktidara gelen ve 10 yıl süreyle başbakanlık yapan Adnan Menderes, "Yeter söz milletindir" diyerek yola çıkmıştı.
Menderes, gerçekleştirdiği demokrasi hamleleri ve kalkınma atılımlarıyla Türkiye'de demokrasi mücadelesinin sembol isimlerinden olmuştu.
Adnan Menderes'in 17 Eylül 1961'de idam edilmesi, Türkiye demokrasisi için unutulmayacak bir kara leke olarak tarih sayfalarına kazınmıştı.
1899 yılında Aydın'da dünyaya gelen Menderes, siyasi hayatına CHP il yönetiminde göreve başlamış ve parti teşkilatını Aydın'da yeniden kurmuştu.
Menderes, Demokrat Parti iktidarında, Anadolu halkı tarafından kabul görmeyen çok sayıda politikaya son vermişti.
Menderes iktidarında Arapça ezana yeniden dönüş, Türkiye'nin NATO üyeliği başta olmak üzere iç ve dış politikadaki kritik gelişmeler ve darbe süreci yaşanmiştı.
Merhum Başbakan Adnan Menderes'in 17 Eylül 1961'de idam edilmesinin üzerinden 63 yıl geçti.
Adnan Menderes, 27 Mayıs Darbesi sonrası Başbakanlık görevinden alınmış ve Yüce Divanda yargılandmıştı.
Milli Birlik Komitesi'nin 75 numaralı kararı ile Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın idam kararı onaylanmıştı.
62 yaşındaki Menderes, İmralı Cezaevi'ne nakledilerek 17 Eylül 1961, Pazar günü Yassıada'da asılarak idam edilmişti.
Yargılamaların gerçekleştiği Yassıada'nın ismi 2013 yılında Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak değiştirildi.
Vatanını ve milletini seven Türk insanının vicdanında derin yaralar açan 1960 darbesinin üzerinden tam 64 yıl geçti.
27 Mayıs 1960 ihtilali, Cumhuriyet tarihine kara bir leke olarak geçti.
Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes'in de aralarında bulunduğu 592 kişi, Yassıada'da hukukun ayaklar altına alındığı bir davayla yargılandı.
Halkın iradesiyle seçilen Başbakan ve görev arkadaşları darbeciler tarafından idam edildi.
Türk halkı demokrasi şehitlerini hiç unutmadı, 27 Mayıs darbesi ve idam kararları, toplumda ve siyasette silinmesi zor izler bıraktı.
Neler olmuştu?
Anayasa feshedilmiş, siyasi faaliyetler askıya alınmıştı.
Demokrasiye ilk darbenin vurulduğu 27 Mayıs günü sabaha karşı askeri cuntanın yönetime el koyduğu ilan edilmişti.
38 kişilik Milli Birlik Komitesi'nin yönetime el koymasının ardından, Demokrat Parti üyeleri tek tek tutuklanıp Yassıada'ya götürülmüştü. Hukukun ayaklar altına alındığı bir mahkeme kurulmuştu.
Yassıada'daki yargılamaların ilki darbeden 5 ay sonra, 14 Ekim 1960 tarihinde başlamıştı.
Davada Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes başta olmak üzere, bakanlar ve Demokrat Partili milletvekilleriyle birlikte 592 kişi, sanık koltuğuna oturtulmuştu.
27 Mayıs mahkemeleri oldukça acımasız ve sıkıydı.
Yargılanan yakınlarını görmek için salona gelen aile üyeleri salonun en arkasında bekletilir, yargılananların ise arkalarını dönmelerine kesinlikle izin verilmezdi.
Aylarca aynı mahkeme salonunda aile üyeleri birbirlerini hiç görememişti.
14 Ekim 1960'ta başlayan dava 15 Eylül 1961'de karara bağlanmıştı.
Yüksek Adalet Divanı, 15 sanığı idam cezasına çarptırmıştı.
Celal Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu dışındakilerin idam cezası affedilmişti.
Cumhurbaşkanı Bayar'ın cezası ise yaş haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrilmişti.
Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan 16 Eylül 1961'de sabaha karşı, Başbakan Adnan Menderes ise 17 Eylül 1961'de öğleden sonra, İmralı Adası'nda idam edilmişlerdi.
27 Mayıs Darbesi toplumda atlatılması zor bir travma yaratmıştı. Türkiye yıllar süren büyük ekonomik ve siyasi bedeller ödemek zorunda kalmıştı.
1960 İhtilali'nde Adana’daydım.
İhtilalden 1 yıl önce rahmetli Sayın Adnan Menderes Adana’ya gelmişti.
Henüz orta ikinci sınıftaydım.
Sayın Adnan Menderes’in Adana’ya gelişi adeta olay olmuştu.
Bütün Adanalılar sokağa dökülmüştü. Sanırım bir tatil günüydü. Ben de halkın arasındaydım.
Tesadüfen konuşma yapacağı kürsünün yakınında bir yerdeydim. Büyük bir kalabalık eşliğinde tam önümden geçerken herkesin yaptığı gibi ben de elini öpmek istemiştim. Elimi uzatmıştım, o da elini uzatmıştı…
Parmaklarımızın birbirine temas etmesiyle birlikte göz göze gelmiştik.
O sırada başka ve güçlü ellerin araya girmesiyle maalesef elini öpmek nasip olmamıştı.
Ancak o sarışın görünümlü, hafifçe büyük burunlu, yüzünde çok hafif çilleri bulunan, saçlarını geriye doğru taramış olan o dönemin başbakanı Sayın Adnan Menderesin elini öpmek nasip olmamıştı.
Sonraki yıllarda kendisini idam sehpasında görünce ağladım, ağladım, ağladım…
İhtilal günlerinde tuttuğum “GÜNLÜĞÜM”e şöyle yazmışım;
“27 Mayıs 1960 İhtilalini bilmeyenler Türkiye’de hiçbir konuda söz sahibi olmamalıdırlar…”
bu cümleleri yazmıştım…
Bu cümlenin anlamını şimdi daha iyi anlıyorum…
Geçtiğimiz yıllarda televizyonda bir dizi izlemiştim…
Dizinin adı “Hatırla Sevgili” idi…
Hatırla Sevgili dizisi, 1960-1970’li yılları anlatıyordu…
Diziyi sevgili Tomris Giritlioğlu yönetiyordu…
Eğer “Hatırla Sevgili” dizisi olmasaydı kendilerinden ülkenin geleceği için çok şeyler beklediğimiz gençlerimizin hiç biri 27 Mayıs dramının farkına bile varamayacaktı…
Dizi gerçekten görülmeye değerdi…
Benim Adana’da okuduğum yıllarda meydana gelen 27 Mayıs ihtilali bir dramdı…
Nasıl mı?
27 Mayıs 1960 günü bir askeri darbe olmuştu…
Gerekçe olarak ileri sürülen Demokrat Partinin memleketi bir baskı rejimine doğru götürdüğü idi…
Kardeş kavgalarından söz ediliyordu…
Bu gerekçeleri ileri süren bir grup subay Türk Silahlı kuvvetlerinde yıllardır devam ede gelen emir ve komuta zincirini dikkate almadan, Genel Kurmay başkanının haberi yokken bu darbeyi gerçekleştirmişti…
Öyle ki İhtilalden sonra koskoca genelkurmay başkanımız sayın Rüştü Eldelhun paşamızın rütbeleri sökülerek er statüsüne indirilmiş, Yassıada'da yargılanarak idama mahkum edilmişti…
Türk Silahlı Kuvvetlerinin adı kullanılarak böyle bir ihtilal, böyle bir darbe olabilir miydi?
Olmuştu…
Genelkurmay başkanının suçu; Meşru hükümeti devirmek isteyenlere yardımcı olmamaktı…
Böyle bir suçlama olabilir miydi?
Olmuştu…
İhtilali yapanlar 37 subaydan oluşan Milli Birlik Komitesini kurmuşlardı…
3’üncü ordu komutanı Orgeneral sayın Ragıp Gümüşpala; Darbenin lideri kendisinden daha kıdemli değilse ordusuyla Ankara’ya yürüyüp isyancıları yok edeceğini söylemişti…
Gerçekten darbeciler arasında Orgeneral rütbesinde kimse yoktu…
Sayın Gümüşpala’nın bu tehdidi üzerine daha önceden emekli olan ve darbeden haberi olmayan sayın Cemal Gürsel Milli Birlik Komitesinin başına getirilmişti…
Darbenin sonunda başta Cumhurbaşkanı sayın Celal Bayar, Başbakan sayın Adnan Menderes, Genelkurmay başkanı Orgeneral sayın Rüştü Erdelhun, Kore Gazisi sayın Tahsin Yazıcı olmak üzere birçok Demokrat parti milletvekili tutuklanmıştı…
Ülke genelinde de Cumhuriyet Halk Partililerin ihbarı üzerine binlerce sivil kişi tutuklanmıştı…
150 bin kişi hakkında ihbar yapılmıştı…
Hemen-hemen bütün demokrat parti yerel yöneticileri de tutuklanmıştı…
Yassıada mahkemelerinde 14 Demokrat Partili idama mahkûm edilmişti…
Bunlar;
Sayın Celal Bayar, sayın Adnan Menderes, sayın Fatin Rüştü Zorlu, sayın Hasan Polatkan, sayın Refik Koraltan, sayın Agah Erozan, sayın İbrahim Kirazoğlu, sayın Bahadır Dülger, sayın Hamdi Sancar, sayın Nusret Kirişcioğlu, sayın Emin Kalafat, sayın Baha Akşit, sayın Osman Kavrakoğlu, sayın Zeki Erataman idi…
Bu idama mahkum edilenlerden sayın Adnan Menderes, sayın Fatin Rüştü Zorlu, sayın Hasan Polatkan idam edilerek şehit edilmişti.…
Diğer ölüm cezaları müebbet hapse çevrilmişti…
Yassıada mahkemeleri sırasında 6 Demokrat Partili milletvekili Yassıada’da ölmüştü…
Bunlar da şunlardı;
Sayın Yusuf Selman, sayın Lutfi Kırdar, sayın Gazi Yiğitbaşı, sayın Yümni Üresir, sayın Nuri Yamut ve sayın Kemal Yılmaz…
Eski Konya valisi sayın Cemil Kafesoğlu da Yassıada’da intihar ederek vefat etmişti…
Bu arada 47 Demokrat Parti milletvekili berat etmişti…
143 Demokrat Partili 4 yıl 2 ay,117 kişi 5 yıl,15 kişi 6 yıl,5 kişi 7 yıl,2 kişi 8 yıl,17 kişi 10 yıl,3 kişi 15 yıl,1 kişi 20 yıl,30 kişi müebbet hapse mahkûm edilmişti…”
İşte Cumhuriyet tarihine kara bir leke olarak geçen 27 Mayıs 1960 ihtilali…
Demokrasi şehidi merhum Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’ya Allah'tan rahmet dileriz.
Hoşça kalınız.