Süper Lig’de 2 yıl aradan sonra erken derbi heyecanı yaşandı, 6. haftada Galatasaray, deplasmanda Fenerbahçe ile karşılaştı. E tabii bu maç oynanmadan zaten yankıları başlamıştı. ‘The Special One’ yani ‘Özel Biri’ lakaplı Jose Mourinho, haftalardır maç sonu röportajlarında Galatasaray’ı ve teknik direktörü Okan Buruk’u hedef alan açıklamalarda bulunuyordu. Buruk ise sakin bir şekilde bekledi, tamamen maça konsantre oldu. Bu esnada Okan Buruk sadece camia dışı değil, camia içi düşmanlarla da savaşıyordu. Kendisi hakkında ‘yetersiz’ imalarında bulunanlara da cevap vermesi gereken bir karşılaşmaydı. Eğer kaybetseydi kendisine gelecek adına çok daha kötü senaryolar yazılabilirdi. Neyse gelelim maça; Okan hoca, özellikle herkes fiziksel üstünlük adına orta sahada Berkan, kanatta da Sallai beklerken kazanan 11’ini bozmadı. Yunus’a güvendi, derbilerde hiç skoru olmaması nedeniyle eleştiriler alan Mertens’i de ateşledi. Nitekim Galatasaray maçı özellikle Yunus ve orta saha üçlüsüyle kopardı. Cimbom, Kadıköy’de Fenerbahçe’yi Torreira, Mertens ve Sara’nın golleriyle 3-1 yendi. Yunus Akgün skor yapamasa da maçın kahramanlarındandı resmen. Savunmasından hücumuna, kalesinden orta sahasına makine gibi takır takır işledi Galatasaray. Kaç maçtır kötü performans sergileyen Muslera bile yeniden şahlandı. En son RAMS Park’ta oynanan derbide gördüğüm ruhsuz takımdan sonra bu oyun ve karakterler ilaç gibi geldi resmen. Geçtiğimiz günlerde ‘ruhu dirilten neşter’ demiştim ayrılıklar için. Hem ayrılıklar hem de transferler Galatasaray’a çok iyi yaradı. Teknik direktör Okan Buruk böyle kritik bir maçta fırsatı çok iyi değerlendirdi ve kendisini sürekli saha dışına çekmeye çalışan meslektaşına gerekli cevabı verdi. Demek ki neymiş; ‘Özel Biri’ olmak yetmiyormuş, karşında ‘Kazanan Biri’ olunca…