Kadınların emeği karşılıksız kalmayacak

İşte Kadın Derneği’nin AB destekli 'Kadınların Karşılıksız Emeğinin Farkına Varalım' projesi bütün hızıyla sürüyor…

İşte Kadın Derneği’nin Macaristan JOL-LET Derneği ve Adıyaman Genç Kuşak Kadın Girişimciler ve İstihdam Derneği (AKİD) ortaklığıyla 'Kadınların Karşılıksız Emeğinin Farkına Varalım' projesi, odak görüşmeleriyle başladı. İşte Kadın Derneği, veri toplamak amacı ile sendika ve STK’larla görüşmelerin ardından Adıyaman ekibiyle birlikte ilk ziyaretini Macaristan’a gerçekleştirdi.

Ziyaret kapsamında Macaristan Sendikaları Federasyonu (Magyar Szakszervezeti Szövetseg) ile bir araya gelen proje ekibi, sendikanın başkanı Maria Hercegh’den ülkedeki kadınların iş alanındaki sıkıntılarını ve kanuni hakları hakkında bilgi verdi. Daha sonra proje ekibini ağırlayan Csömör Belediye Başkanı Fabri İstvan, İşte Kadın Derneği ve AKİD’in çalışmalarına destek olmaktan mutluluk duyacağını belirtti. Ekibin Macaristan ziyaretinin son adresi ise Budapeşte BP oldu. İşte Kadın Derneği yöneticilerden kadın istihdamı hakkında bilgiler aldı. 

İkinci ziyaret de Macaristan JOL-LET Derneği’nin İstanbul’a gelmesiyle gerçekleşti. İş yeri ve sendika ziyaretlerinin ardından proje ekibi, Adıyaman’a gitti. İş yeri ziyaretlerinin ardından Adıyaman Valisi Mahmut Çuhadar, Belediye Başkanı Dr. Süleyman Kılınç, İşkur İl Müdürü Mehmet Emin Yücekaya ile Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Mehmet Hasan Bereket, proje ekibinden çalışmalarıyla ilgili bilgiler aldı. 

Nisan ayında başlayan ve önümüzdeki Haziran ayında sona erecek proje kapsamında; İstanbul-Adıyaman-Budapeşte arasında STK’lar aracılığıyla kurumsal kapasite artırımına yönelik bir dizi eğitim ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirilecek. Bu proje ile kadınların görünmeyen emeğinin farkına varılmasına katkıda bulunulması hedefleniyor. Proje ayrıca, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik müzakerelerine ve istihdam için politika önerilerine katkı da sağlayacak. 

Sonbaharda Dökülen  Saçlar İçin

Günümüzde saç dökülmesi artık sadece orta yaşlı kişilerin değil 20’li yaşlardaki gençlerin de sorunu. Saç dökülmesini etkileyen faktörleri ise 4 ana başlık altında toplayabiliriz; beslenme sorunları, psikolojik etkenler, fizyolojik hastalıklar ve dış etmenler. Saç dökülmesinin düzenli devam ettiği durumlarda mutlaka bir doktora gidilmesi gerektir. Saç dökülme sorununda ilk işlem saç ekimi olmayabilir, önce sorunun nedeninin bulunması gerekir.
Eksik ve yetersiz beslenmeler; fast food alışkanlıkları, kilo vermek için yapılan ağır diyetler ve buna bağlı vitamin ve mineral eksiklikleri saçlarda belirgin dökülmeye sebep olmaktadır. Tabiki   uzmanına danışılmadan saç bakımı adı altında kullanılan sağlıksız kimyasallar da saç dökülmesinin başlıca sebepleri arasında sayılabilir.  Dış faktörler olan çevre kirliliği, radyasyon yayan cihazla, bilgisayarlar, elektromanyetik kirlilik gibi faktörlerin saç dökülmelerini tetikleyebilir.  Psikolojik faktörler arasında ise üniversite sınav kaygısı, gelecek, iş kaygısı ve aşk acısı gibi stres yaratan durumlar var.

Saç analiziyle birlikte bazen de gerekli tetkikleri yaptıktan sonra, tedavi protokolünü oluşturuyoruz. Saç dökülmesinde tedaviye başlamadan dökülmenin nedeni ortaya koyduktan sonra; beslenmeye bağlı bir saç dökülmesi varsa diyetisyen ile ekip çalışması içerisinde özel bir beslenme program oluşturuyoruz. Saçın büyümesini sağlamak ve dökülmesini azaltmak için özel besinler öneriliyor. Eğer strese ya da kaygıya bağlı bir sorun ise kişiyi psikolog ile birlikte değerlendiriyoruz. Hastalıklara bağlı ve dış etkenlere bağlı bir dökülme varsa, hastalığın tedavisi için dış etkenlerin uzaklaştırılmasını öneriyoruz. 

Eğer dökülme yeni başlamışsa ve saçlı deride bir açılma veya seyrelme yoksa; ilaçlar, losyon ve şampuan yeterli iken, dökülme fazla ve seyrelmeler fazlaysa saç mezoterapisi, saç kök hücre serumu, saç PRP, saç aşısı ve saç dolgusu işlemlerinden kişiye en uygununu seçerek uygulamakta fayda var. Açıklıklar varsa ve deri belirgin şekilde görünmeye başlamışsa saç ekimi yapıyoruz. Ve her uygulamayı içilebilir keratin ile kombine ediyoruz.

 Özellikle kadın hastalarımız hem mevcut saçlarını korumak için hem dökülmeyi azaltmak için hem de ince saçlarını kalınlaştırmak için mezoterapi, PRP ve içilebilir keratin kombinasyonunu oldukça sık tercih etmektedirler.

Dr. Servet Karaca 'revizyon burun ameliyatı tehlikeli midir?' sorusunu yanıtladı

KBB ve Baş-Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Servet Karaca, revizyon (ikincil) rinoplasti ameliyatının gerektiği durumları anlatarak "Revizyon rinoplasti başlı başına ciddi tecrübe gerektiren cerrahidir ve bütün tekrar edilen cerrahilerde olduğu gibi bazı zorlukları içermektedir" dedi.

Kimi insanlar görünümü kimi insanlar da sağlıklı nefes alabilmek amacıyla burun ameliyatına (rinoplasti) başvuruyor. Bazı istenmeyen durumlardan dolayı da ikinci bir ameliyat gerekliliği ortaya çıkıyor. İkinci bir ameliyat yaptırmak zorunda kalanların merak ettiği şey ise revizyon burun ameliyatının tehlikeli olup olmadığıdır. KBB ve Baş-Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Servet Karaca, merak edilen soruya cevap verdi.

Daha önce rinoplasti geçirmiş bir burnun tekrar estetiksel amaçlı düzeltilmesi işlemine revizyon rinoplasti ameliyatı dendiğini belirten Dr. Servet Karaca "Rinoplasti ameliyatı sonrası kişinin beklediği buruna sahip olamaması, zamanla burun yapısının bozulması, travma vb. nedenlerle ikincil ameliyat gerekebilir. Bu durumda yapılan ameliyat revizyon (ikincil) olarak adlandırılmaktadır. Revizyonu en çok yapılan cerrahidir. Bunun nedeni ise burnun yüzümüzün tam ortasında olup oldukça dikkat çekmesidir" dedi.

"Rinoplasti ameliyatı sonrası, her cerrah için değişen oranlarda olmak üzere ortalama yüzde 5-15 arasında tekrar cerrahi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Minimal düzeltmeler gerekebileceği gibi, ciddi yapısal problemlerin düzeltileceği daha kapsamlı bir cerrahiye de gerek duyulabilir. Revizyon rinoplasti başlı başına ciddi tecrübe gerektiren bir cerrahidir." ifadelerini kullanan Dr. Servet Karaca şöyle devam etti:

"Revizyon burun estetiğinin sebepleri arasında sıklıkla; burun ucu düşmesi, burunun eğilmesi, asimetrik görünüm, burun tıkanıklığı sayılabilir. Buruna güzel bir görünüm kazandırırken nefes alma fonksiyonunun da düzeltilmesi gerekir. Revizyon cerrahi gerekmesi cerrahi tecrübedeki yetersizlikler olabileceği gibi, doku iyileşme dönemi sorunları (enfeksiyon, travma) ile de ilgili olabilir. Eğri burun, hastanın beklentilerinin tam anlaşılamaması, hastaya ait özellikler (çok ince veya çok kalın deri) nedeniyle de burun yapısında problemler ortaya çıkabilir ve revizyon cerrahi gerekebilir. Dünyanın bu konuda en tecrübeli cerrahının dahi tekrar ameliyat etmesi gereken hastaları olmuştur. Çünkü doku kesildikten sonra iyileşme döneminde deri yeni burun iskeletine uyum sağlamaya çalışacaktır. Bu dönemde iyileşme dokularının anormal oluşumu burunun görünümünü olumsuz yönde etkileyebilir. Sigara-alkol tüketimi, güneş ışınlarına maruz kalma, kötü beslenme, sistemik ek hastalıklar (şeker, yüksek tansiyon vb), ileri yaş gibi sebeplerle kötü iyileşme olabilir. Bu da ameliyat tekrarı gerektirebilir dedi."

Tuzak Hastalıklara Dikkat!

İÇ HASTALIKLARI UZMANI DR. NAFİZ KARAGÖZOĞLU UYARIYOR. BASİT SANDIĞINIZ ŞİKAYETLER ÖNEMLİ HASTALIKLARIN BELİRTİSİ OLABİLİR. HASTALIKLARI ÖNEMSEMEYEREK KENDİ KENDİNİZE TUZAK KURMAYIN.

Tuzak Sendromu' olarak adlandırılan bu benzerlik, çoğu zaman doğru tanı konulmasını güçleştiriyor. Bunun sonucunda da çok ciddi hastalıkları maskeleyebiliyorlar.

"Küçük detaylar atlanmamalı!"

“Pek çok hastalık ortak belirtilerle birbirini taklit edebiliyor. Dolayısıyla bu tür yakınmalarla başvuran hastaların öyküsünün alınması, genel muayenesinin yapılması ve teknik olanakların sonuna kadar kullanılması gerekiyor. Çünkü çoğu zaman hastalık küçük detaylarla yakalanıyor. Aksi halde yanlış konulan teşhis nedeniyle hastalık ilerleyebilir ve tedavisi zor bir noktaya gelebilir.’’

İDRAR YOLU İLTİHABI MI? ŞEKER Mİ?

Ortak belirtileri: Sık idrara gitme, tekrarlayan idrar yolu iltihapları.

Ayırıcı tanı nasıl konuyor?  İdrar yolu ile ilgili şikayetler günlük hayatta sık görülen durumlardır. Özellikle kadınlarda idrar yolunun kısa olması, sık idrar yolu iltihaplarına yatkınlık oluşturabilir. Kanıksanan şikayetler ciddi hastalıklara neden olabilir.  Diabetes Mellitus'ta (Şeker Hastalığı) ilk şikayet sık sık idrara gitme, sık idrar yolu enfeksiyonu geçirme olabilir. Doktor başvurusu ertelenirse tuzak durumlar ortaya çıkabilir. Kan şekeri tespiti, şeker yükleme testi, son üç aylık kan şeker düzeyinin ölçümü, Tam idrar tahlili, gereğinde idrar kültürü, gereğinde Ultrasonografik tetkikler ile ayırıcı tanı tamamlanır.

BEL FITIĞI MI ? MULTIPL MYELOM MU?

Ortak belirtileri: Sırt ve bel omurları ağrıları.

Ayırıcı tanı nasıl konuyor? Öncelikle doktora başvurmak çok önemli. “Multıpl Myelom” bir çeşit kan kanseridir. Bel ağrısı şikayeti bazen hastalığın ilk şikayeti olabilir. Omur fıtıkları da, ağrı şikayeti ile kendilerini belli ederler. Bel, boyun, sırt omurlarının fıtıkları günlük hayatta sık karşılaşılan hastalıklardır. Bu nedenle bel, boyun, sırt ağrıları “Fıtıktır canım, başka bir şey değil” denilerek önemsenmezler. Bu tuzak bir durumdur. Önemsenmeyen ağrı “Multıpl Myelom” hastalığının ağrısı olabilir. Öncelikle ağrıları olanlar doktora başvurmalı. Temel tetkikler, Röntgen filmleri, Kan sayımı, Sedimentasyon, Protein Elektroforezi ve gerekirse doktorun isteyeceği farklı tetkiklerle tanı konulabilir.

HEMOROİD Mİ ? KOLON KANSERİ Mİ?

Ortak belirtileri neler ? Kanlı dışkılama, ağrı, kabızlık.

Ayırıcı tanı nasıl konuluyor ? Hemoroid, makat bölgesindeki damarların genişlemesi yani varisidir. Toplumumuzda sık rastlanılan bir hastalıktır. Günlük hayatta, pratik bilgi olarak insanlar birbirinin şikayetini dinleyip “Hemoroid” ya da “Basur” tanısı koyabilirler. Dışkılama dönemi ile ilgili ağrılar, kabızlık, dışkıda kan-kanlı dışkılama şeklinde ifadelerle tanımlanırlar. Kolon kanseri de benzer şikayetlerle kendini gösterebilir. Bu tuzak bir durumdur. Kolon Endoskopisi en önemli ayırıcı tanıdır. Endoskopi sırasında gerek olursa alınacak biopsi kanserin ayrıntılı tanısının konmasına da yardımcıdır. Bununla beraber muayene bulguları, farklı kan testleri ve görüntüleme yöntemleri ilede tanı tamamlanır. Şikayetiniz varsa tanıyı doktor koysun. Yoksa tuzağa düşebilirsiniz.

ASTIM MI? BRONŞİT Mİ?

Ortak belirtileri neler ? Nefes darlığı, öksürük, balgam.

Ayırıcı tanı nasıl konuluyor ? Sigara içiminin yaygın olduğu bir toplumuz. Buna bağlı gelişen şikayetler olan nefes darlığı, balgam, öksürük gibi şikayetler kanıksanmıştır. Bu şikayetlere karşı genel bir umursamazlık ortaya çıkabilir. Bu da ciddi tuzaklara neden olabilir. Tanıda gecikme tedavide gecikmeye neden olabilir. Ani başlangıç, genç yaşta başlama,  burun ile ilgili şikayetler bulunması daha çok Astım tanısını destekler. Sigara içme, fazla miktarda balgam çıkarma ağırlıklı olarak Kronik Bronşit hastalığını düşündürür. Yapılan testlerde alt hava yollarının daralması Astımlı hastalarda düzelebilir özelliktedir. Kronik Bronşitte ise ilerleyici olarak alt hava yolları tıkanır. Geçmişe ait bilgiler, Başlangıç özellikleri, Muayene bulguları, Solunum testleri, alerji testleri ile ayırıcı tanı tamamlanır.

ÜLSER Mİ ? KALP KRİZİ Mİ?

Ortak belirtileri neler ? Karın ağrısı, terleme, fenalık hissi, bulantı.

Ayırıcı tanı nasıl konuluyor ? Özellikle yemek borusu- mide- barsak bölgesi iltihaplarında ya da yaralarında (ülser) Karın ağrısı terleme, fenalık hissi, bulantı şikayetleri olur. Bazen bunlar aniden başlayabilir. Özellikle kalbin alt bölgesini besleyen damarların tıkanması durumunda (kalbin alt bölge krizi-İnferior myokard infarktüsü) aynı şikayetler olabilir. Sindirim sistemine ait gibi durabilen bu şikayetler tuzak bir durum ortaya çıkarır. Önemsenmeyen, “birazdan geçer” gibi düşünülerek ihmal edilen şikayetler hayati bir riske neden olabilir. Bu nedenle ani başlayan, daha önce hiç yaşanmayan düzeyde huzursuzluk ve kaygı yaratan,genel durum bozukluğu yapabile karın ağrısı, terleme, fenalık hissi ve bulantınız başladıysa mutlaka doktorunuza başvurun. Muayene bulguları, EKG çekilmesi ve yapılabilecek bazı kan tahlilleri ve görüntüleme yöntemleri ile ayırıcı tanı yapılır. Umursamazlık etmeyin hayati riskli bir tuzağa düşmeyin. 

CROHN HASTALIĞI MI ? KALINBAĞIRSAK KANSERİ Mİ ?

Ortak belirtileri neler ? Sümüklü-kanlı dışkılama, kilo kaybı, yaygın ağrılar.

Ayırıcı tanı nasıl konuluyor ? Crohn hastalığı iltihabi bağırsak hastalığıdır. Yavaş gelişir. Kilo kaybı ve yaygın vücut -eklem ağrıları yapabilir. Kalınbağırsak kanseri de aynı şikayetlerle başlamış olabilir. Kolon Endoskopisi tanı koydurucudur. Endoskopi sırasında alınan biopsi tanı-tedavi-takipte karar verdiricidir. Şikayetler fark edildikten sonra Doktor muayenesinin geciktirilmesi risklidir. Tuzak bir durum ortaya çıkarır. Kansere ve İltihabi barsak hastalığına ait farklı kan testleri, ayırıcı tanıyı destekler.

EYÜP SABRİ TUNCER’DEN ALZHEİMER HASTALARI İÇİN
ANLAMLI PROJE: “HATIRALARI TAZELER”

Eyüp Sabri Tuncer, Türkiye Alzheimer Derneği ile Alzheimer hastaları ve yakınları için ‘Hatıraları Tazeler’ sosyal sorumluluk projesine başladı. Proje hem kokularla hatıralarımızı tazelemeyi hem de Alzheimer hastalığına dikkat çekmeyi hedefliyor. Proje kapsamında, eyupsabrituncer.com web sitesinde satışa sunulan ‘Hatıralar Kolonyası’ ürünlerinden elde edilen gelir ile Türkiye Alzheimer Derneği’ne bağlı Gündüz Yaşam Evleri’ne katkı sağlayacak.

Eyüp Sabri Tuncer, doğayı koruyarak ve değerlerimizi geleceğe taşıyarak sektördeki birçok yeniliğe ve ilke imza attı. Türkiye’nin vegan ve vejetaryen sertifikalarına sahip ilk kozmetik markası olduklarını belirten Eyüp Sabri Tuncer Pazarlama Direktörü Pelin Tuncer, markanın değerini şu sözlerle ifade etti:

“Köklü geçmişimizin ve bununla beraber miras edindiğimiz güvenilirlik, sadakat, devamlılık ve saygınlığı bir dünya markası olarak sürdürmeyi ve her zaman en iyisi olmayı amaçlıyoruz.”

“MARKAMIZIN ARKASINDA DURMAKTAN ONUR DUYDUĞU BİR PROJE OLDU”

Eyüp Sabri Tuncer, 1923 yılından beri eğitim, kültür-sanat ve spor gibi farklı alanlarda gerçekleştirdiği projelerin yanında sağlık alanına da öncelik veriyor. ‘Hatıraları Tazeler’ projesi ile bizi mutlu eden hatıralarımızı tazelemek istediklerini belirten Pelin Tuncer şunları söyledi:

“Türk koku tarihinin öncü markası olarak, kokuyu temel alan noktada yapılacak bir sosyal sorumluluk projesini başlatmak bizde büyük bir heyecan ve mutluluk yarattı. 98 yıldır bireye, topluma değer veren ve doğaya zarar vermeyen kozmetik ürünlerini erişilebilir kılan bir marka olarak gelenek ve gelecek arasında bağ kurmanın öneminin farkındayız. Bu noktada da ‘Hatıraları Tazeler’ projesi hem taşıdığımız değerlerle hem de temsil ettiğimiz gelenekle oldukça örtüşen ve markamızın onur duyduğu bir proje oldu.”