Yusuf Has Hacip Kutadgu Bilik adlı eserinde insanların konuşmadan önce nelere dikkat etmesi gerektiğini ve dilin insana neler getirebileceğini ve neler götürebileceğini uzunca anlatmıştır. Biz ancak birkaç satırını örnek ve ibret alınsın diye sunacağız:

“Ey beylerin beyi, kul beyin yüzünü görünce, ne diyeceğini şaşırır. Hükümdar ne söyleyeceğimi henüz buyurmadı; sormadan, neyi arz edeyim. Bilgilinin sözünü dinle, itiraz etme; sana sorulmadan da söz söyleme. Birini kim lüzum görerek, ister ve çağırırsa, söze de ilk önce o başlar. Kendisine bir şey sorulmadan, söze başlayana biri "hayvan" derse, doğru söylemiş olur.”

“Yine bil ki, kendisine bir şey sorulmadan, beylerin huzurunda konuşan adam da deli ve ahmaktır. Kırmızı dil senin ömrünü kısaltır; selâmet dilersen, onu sıkı tut. Diline hâkim olan insan ne der, dinle; kendisine hâkim olan insan rahat ve huzur içinde yaşar. Kara başın düşmanı kırmızı dildir; o ne kadar baş yemiştir ve yine de yemektedir. Başını kurtarmak istersen, dilini gözet; dilin her gün senin başını tehdit eder.”

“Sözünü tamamen anladım, fakat yaşayan birinin hiç konuşmaması imkânsızdır. Bil ki, ancak iki türlü insan konuşmaz:

Biri bilgisiz, biri de dilsiz. Dilsizin dili konuşmaz, bilgisizin dili de sözünü saklayamaz. Bilgisizin dili daima kilitli olmalı ve bilgili insan da diline hâkim bulunmalıdır.”

“Bilgilinin sözü toprak için su gibidir; su verilince, yerden nimet çıkar. Bilgili insanın sözü eksilmez; akan duru pınarın suyu kesilmez. Âlimler sulak yerlere benzerler; nereye ayak vururlarsa, oradan su çıkar. Bilgisiz insanın gönlü kumsal gibidir; nehir aksa, dolmaz; orada ot ve yem bitmez.”

"Eğer bu dilim dönerse, söyleyeyim; sözün faydası çoktur. Boş söz bilgisizin ağzından çıkar; bilgisiz adama âlim hayvan der. Boş ve densiz konuşan ayak takımıdır; onun başını yiyen de bu boş sözlerdir. Söz boş yere söylenirse, çok zarar getirir; söz yerinde söylenirse, faydalı olur. Avamın karnı doyarsa, bak, öküz gibi yatar; boş sözler ile avunur ve vücudunu besler. Sâdece yiyen, doyan ve yatan hayvandır; bu hayvan dediğim, onun tabiatıdır.”

“Bilgili insanlar vücutlarını yıpratırlar; bilgi ile avunurlar ve ruhlarını beslerler. Vücudun nasibi hep ağızdan girer; ruhun nasibi ise, doğru sözdür ve kulaktan girer. Bak, bilginin iki alâmeti vardır; bu iki şey ile insan bahtiyar olur. Bunlardan biri dildir, biri boğazdır; insan bu ikisine hâkim olursa, çok fayda görür. Bilgilinin boğazına ve diline hâkim olması lâzımdır; boğazını ve dilini gözeten bilgililere ihtiyaç vardır.”

“Sözün yeri sırdır; söz On’dur, fakat biri söylenmelidir. Biri söylenebilir, dokuzunun söylenmesi yasaktır; yasak sözler aslında esasında hep fenadır.”

“Sözün faydası büyüktür; söz yerinde kullanılırsa, kulu yükseltir. Söz sayesinde kara yerdeki mavi göğe yükselir ve başköşeye geçenlerden olur. Eğer dil söz söylemesini bilmezse, mavi gökte olanı yere indirir.”

"Fazla söz, sormadan söylenip, insanı usandıran sözdür. Az söz ise, sorulduğu zaman söylenen ve bir ihtiyacı karşılayan sözdür.” “Sözü güzel ve iyice düşünerek söyle; ancak sorulduğu zaman söyle ve kısa kes. Çok dinle, fakat az konuş; sözü akıl ile söyle ve bilgi ile süsle.”

“Sözü bilenden dinlemeli ve sonra bilmeyene söylemelidir. Lüzumlu sözü büyüklerden dinlemeli ve ona göre hareket etmeleri için, küçüklere söylemelidir. Çok dinlemeli, fakat sözü birer birer söylemeli; bilgili hakîm bana böyle dedi. Çok söylemekle insan âlim olmaz; çok dinlemekle âlim başköşeyi bulur. İnsan, dilsiz de olsa, bilgili olabilir; fakat sağır olursa, bilgiyi elde edemez.”

“Hükümdara arz edeyim; dil ile söylenmezse, bilgi öylece kalır. Dile yalnız sövmek olmaz, övülecek tarafı da çoktur; sözün de övülecek ve sövülecek tarafları vardır. Bütün canlılar, bütün bu sayısız mevcudat Tanrı’nın birliğine dil ile şehadet getirir. Tanrı yüz binlerce mahlûku yarattı; onların hepsi Tanrı’yı dilleri ile överler. Vücut sahibi insana lâzım olan şeylerden biri dil ve söz, biri de gönüldür. Tanrı gönlü ve dili doğru söz için yarattı; sözü eğri olanları zorla ateşe atarlar. Söz doğru söylenirse, faydası çoktur; eğri söz daima kötüdür. Doğru söyleyecekse, dilin kımıldasın; sözün eğri ise, onu saklamalısın.

"Konuşmayan kimseye dilsiz derler; çok söyleyenin adı ise, geveze başıdır. İnsanların itibarsızı geveze olanıdır; insanların itibarlısı cömert olanıdır.”