Can gezikolikler, sevgili dostlar hepinize kucak dolusu selamlar... Yazılarımızı facebook

Can gezikolikler, sevgili dostlar hepinize kucak dolusu selamlar... Yazılarımızı facebook ve instagram üzerinden MURAT AK SEYAHAT YAZARI sayfamıza beğeni yaparak da takip edebilirsiniz. Hazır mıyız bu haftaki rotamıza ? Cevaplarımız evet ise sadece ülkemiz için değil tüm dünyada özel anlamlar ve maneviyatlar taşıyan bir şehre gidiyoruz.....


Yüzyıllardır Mevlana hazretlerinin dergahının yeşil kubbesinden tüm dünyaya yayılan "Ne olursan ol yine de gel" nidasıyla tüm insanlığı kutlu şehir Konya'ya davet ediyor. Davete icabet etmek ister misiniz ?


GÖNÜLLERİN HUZUR BULDUĞU DERGAHA HOŞ GELDİNİZ


Ümitsizlik karanlığında kaybolan gönüllere kurtuluş ışığını yakan bir derviş. Gelmiş geçmiş en büyük sufilerden birisi. Mevlana Celaleddini Rumi Hazretlerinin gönül dergahına hoş geldiniz.


DENİZİN ARKASINDAN GİDEN BİR OKYANUS


Ünü Anadolu topraklarını da aşarak tüm dünyaya yayılacak Mevlana Celaleddini Rumi hazretleri 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan ülkesinin Belh şehrinde dünyaya gelir. Babası Baheeddin Veled ile birlikte Belh şehrinden hicret ederler. Hicret yolculuğu esnasında Nişabur kentinde karşılaştıkları Şeyh Attar Mevlana'ya Esrâr- nâme adlı eserini hediye eder ve babasına da “Çok geçmeyecek, bu senin oğlun alemin yüreği yanıklarının yüreklerine ateşler salacaktır” dediği rivayet olunmaktadır. Bir başka rivayete göre ise Mevlâna ve babası birlikte Hac farizası dönüşünde Şam şehrini ziyaret ederler. Devrin en ünlü sufilerinden biri olan Muhyiddin İbnü’l Arabi hazretleri ile görüşürler. İbnü’l Arabi hazretleri, babasının arkasında yürüyerek giden Mevlâna’ya bakarak: “Sübhanallah!. Bir okyanus bir denizin arkasında gidiyor !..“ dediği rivayet edilmektedir. Babası ile birlikte 1228 yılında Konya'ya yerleşen Mevlana Hazretleri böylelikle bu kutlu şehirden tüm dünyaya yayılacak mesnevi nurunun da nur membası olacaktır aynı zamanda.


ŞEMSİ TEBRİZİ HAZRETLERİ İLE TANIŞMA DÖNÜM NOKTASI OLUR


Her ne kadar Mevlana Hz. kadar tanınmış olmasa da Şemsi Tebrizi Hazretleri büyük bir evliya ve sufidir. İslam dünyasında 3 şemsten biri olarak kabul edilen Tebrizi hazretleri isminden de anlaşılacağı üzere Tebriz'lidir. Kendi gönül deryasında boğulmayacak bir derviş arayan Tebrizi hazretleri bu isteğine ancak Konya'da Mevlana ile buluşmasıyla ancak giderebilecektir. Mevlana daki gönül ufkunun büyüklüğünü ve ilimdeki zenginliğini keşfeden Şemsi Tebrizi işte buldum, aradığım sofi burada nidalarıyla sevincini cümle aleme ilan edecektir.


SELÇUKLU SARAYININ GÜL BAHÇESİYDİ


Mevlana hazretlerinin, babasının ailesinin ve birçok dervişim türbesinin bulunduğu müze aslında Selçuklu sarayının gül bahçesiydi. Bahçenin bulunduğu arazi, Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad tarafından Mevlana hazretlerinin babası Sultanül- Ulema Bahaeddin Velede hediye edilir ve günümüze kadar ulaşacak bir nur membasına ocaklık eder.


ÜNLÜ YEŞİL KÜLAH (KUBBEİ HADRA) SULTAN BEYAZID DÖNEMİNDE


Mevlana Hazretlerinin babası Sultanül-Ulema 1231 de vefat edince türbedeki bugünkü yerine defnedilir. Bu defin şimdiki türbeye yapılan ilk defindir. Dünyanın dört bir yanından gelen misafirlerini kabul eden müze, Mevlana Hazretlerinin vefatından sonra 1274 yılında Alemeddin Kayser ve Muiniddin Pervane ile karısı Gürcü Hatun tarafından yaptırılmıştır. Türbenin mimarı Bedreddin Tebrizidir. Müze yapısını oluşturan külliye bugünkü görünümüne çeşitli dönemlerde yapılan eklemelerle kavuşmuştur. Buna göre ana türbe binası Selçuklular döneminde yapılmıştır. Türbenin yivli gövdesi ile yeşil külah, Çelebilerin mezarları, post kubbesi ile giriş koridoru ise Karamanoğulları devrinde inşa edilmiştir. Semahane, mescit, derviş hücreleri, matbah ve şadırvan ise Osmanlı döneminde külliyeye kazandırılmıştır. Türbede bulunan son süslemelerin kitabesi, Türbenin güney duvarı üzerindedir Celî Sülüs Hatla kabartma olarak yazılan kitabenin Türkçesi şöyledir. "Yeşil Kubbe, Mehmet Han'ın oğlu, kendisinden yardım talep edilen, Allah tarafından saltanatı teyit edilen Sultan Bayezid'in hükümdarlığı zamanında, zayıf kulu, Halepli Mehmet oğlu Mevlevi Abdurrahman eliyle nakşedilmiştir."


MEVLANA HAZRETLERİ: GÖK KUBBEDEN DAHA İHTİŞAMLI BİR MEKAN YOKTUR


Mevlana hazretlerinin hakkında birçok menkibenin nakledildiği Ahmed Eflaki'nin eseri "Arifler'in Menkıbeleri isimli Ahmet Eflaki'nin eserinde Mevlana hazretlerinin, babası için türbe yaptırmak isteyen devrin sultanına "gök kubbeden daha görkemlisini yapamayacağınıza göre zahmet etmeyin" dediği rivayet edilmektedir. Bu nedenle türbe, Mevlana' hazretlerinin vefatından sonra yapılmıştır.



AHŞAP SANDUKA BİR SELÇUKLU ŞAHESERİ


Mevlana hazretlerinin babasının mezarının bulunduğu sanduka bir takım kişiler tarafından Mevlana hazretlerinin cenazesinin türbeye getirilmesi ile saygısından ayağa kalkması şeklinde tabir edilmektedir. Oysa ahşap sanduka tamamıyla bir Selçuklu şaheseri olup 1274 yılında Mevlana hazretleri için yaptırılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman, 1565 yılında Mevlana hazretleri ve oğlu Sultan Veled için yeni bir mermerden sanduka yaptırınca eski ahşap sanduka sandukası olmayan Mevlana hazretlerinin babasının mezarının üzerine yerleştirilmiştir.



ŞADIRVAN YAVUZ SULTAN'IN ESERİ


Külliye içerisinde en çok dikkat çeken yapılardan birisi olan kapalı şadırvan ile Şebi Arus havuzu ve avlunun hemen kuzey yönünde bulunan Selbesil ismi de verilen çeşme Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılmıştır.



TİLAVET ODASI ŞUAN HAT DAİRESİ


Kuranı Kerimin güzel sesle ve usulüne uygun bir biçimde okunması anlamına gelen Tilavet için kullanılan oda günümüzde Hat dairesi olarak kullanılmaktadır.



ÜLKEMİZDE EN ÇOK ZİYARET EDİLEN 2. MÜZE


Mevlana Dergahı ve Türbesi, 1926 yılında Konya Asar-ı Atika müzesi ismiyle hizmete girmiştir. 1954 yılında müzenin teşhir salonları ve nizamı yeniden değerlendirilmiş ve müzenin ismi günümüzde olduğu gibi Mevlana müzesi olarak değiştirilmiştir. Mevlana müzesi İstanbul'da yer alan Topkapı müzesinden sonra ülkemizde en çok ziyaret edilen 2. müze olma özelliğine sahip bulunuyor. Her geçen yıl artan ziyaretçi sayısı ile dikkat çeken müzeyi geçtiğimiz yıl kişi ziyaret etmiş. Bakanlık tarafından yine geçtiğimiz yıl alınan bir kararla bu kutlu davete herkesin rahatlıkla icabet edebilmesi için girişler tamamen ücretsiz hale getirilmiş.



ÜMİTSİZLİK KARANLIĞINA MEVLEVİ NURU


Bin defa tövbeni bozmuş olsan da yine de gel. Bu dergah ümitsizlik kapısı değildir ne olursan ol yine de gel nidaları ümitsizlik karanlığına düşmüş gönüller için adeta nur aydınlığı olan Mevlana hazretleri kurduğu dergahı ve yazdığı Mesnevi adlı eseriyle yüzyıllardır tüm dünyaya ışık saçmaya devam ediyor.



Konya, yüzyıllardır tüm dünyaya yayılan Mesnevi nuruyla kutlu davetin yolcusu siz misafirlerini bekliyor. Ruhunuzun ve tüm benliğinizin bu davetten mahrum kalmaması için kutlu topraklar Konya'ya yelken açın, hep seyahatte kalın...


Facebook ve Instagram: MURAT AK SEYAHAT YAZARI


E POSTA: [email protected]KUTLU BİR DAVETİN NİDASI: KONYA MEVLANA CELALEDDINI RUMI HZ