(“Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” diyen şaire saygı ile)

Eskişehir ve Kütahya savaşlarını kaybeden İsmet Paşa karargâhta üzgün bitkin düşünürken Atatürk karargâha girer.

İsmet Paşa, içeri giren Atatürk’e:

“Her şey bitti” der!

Atatürk İsmet Paşa’ya:

“Asıl şimdi kazandın” diye cevap verir. 

Herkes şaşkın halde ve Atatürk, “haritaları açın” der.

Haritalar açılır ve Atatürk “İsmet orduyu Sakarya’nın gerisine şu hatta çekin” der!

Bu yaklaşık 100 km’ye tekabül etmektedir!

İsmet Paşa, itiraz eder ve “aradaki halkı kime bırakacağız” diye sorar.

Atatürk itirazın haklı bulur ve “peki sen söyle İsmet ne yapalım” der!

İtiraz eder ama cevabı yoktur.

(Bunu hayatta görürsünüz her şeye itiraz ederler ama çözüme cevapları yoktur. Bunu yapmayın dersiniz sizi susturmak isterler)

Atatürk İsmet İnönü’ye:

İsmet Paşa ben düşmanı 100 km kendi vatanımın içine çekiyorum.

Yunan benim vatanımın içinden geçerken kazandığım zaman ve toparlanma ile, Onları vatanın “Harem-i İsmetinde” (yani namusunda) boğacağım!

(O tarihlerde bazı malum gazeteler:

Düştü mü paşam düştü mü boynuzlu külahın?

İran’a mı Turan’a mı Afgan’a mı niyetin?

Al bütün adamlarını defol git!

Ervahına ecdadını lanet” diye manşetler atarlar, -ki o gazetelerin uzantıları günümüzde hâlâ var!

Ve savaş başladı.

Yunan ordusu ilerliyor, Türk ordusu geri çekiliyordu!

Kimi gazeteler o günde yine Atatürk’le alay etmeye başladılar!

Atatürk, kontrolü şekilde de geri çekilme planı uygulamaya devam etti.

İlerleyen Yunan askerlerinin ana karargahla bağlantısını kopartıp öldürücü darbeyi vurmayı planlamıştı.

Yunan ordusu hızla ilerliyor Ankara’ya 50 km mesafeye kadar yaklaşmışlardı.

Herkes korkulu ve endişeli Yusuf İzzet paşa Atatürk’e der ki:

Bu hatta giderse, hangi hattı savunacağız?

Bu aslında hangi tarafa kaçacağız demekti.

Atatürk bu seferde Yusuf İzzet Paşa’ya:

Şimdi bir cephe emir alacaksınız. O emir gelene kadar korkunuzu bulunduğunuz yere gömün.

Emir şuydu ve dünya savaş tarihinde ilklerden biriydi.

Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır.

Ve o satıh bütün vatandır!

Normal savaş şartlarında Ordunun kaybettiği hattan çekilmesi gerekirken, Atatürk o hattı bütün satıh ve vatan yaptı.

Şahsi kanaatim o ki; bu aslında bir yönüyle gemileri yakmaktı.

Büyük komutan Tarık Bin Ziyat’ı örnek almaktı.

Ya öleceğiz, ya kazanacağız!

Dostlarım:

Fazla değil eylül başı gibi İzmir’de olacağız çünkü inanıyoruz.

İnanıyorsak en üstünüz.

Bu duygularla SAKARYA MEYDAN MUHAREBEMİZİN 100. yılı kutlu, gençlerimize örnek ve umutlu olsun.

Sevgili gençler:

Herkesin umutlarını yitirdiği anda, yeniden umut vad eden insanlara büyük komutan, lider, siyasi sosyal dehâ denir.

Yeni planlar ve stratejiler geliştiren insana lider denir!

Öyle liderlik “ben liderim” demekle olunmaz.

Söylevle ancak cücelerin içinde dev olunur.

Tarih sizin yaşadığınız zamandan sonra yazılır.

Unutmayın ki, bugün sizi eleştirenler hatta hakarete tevessül edenler, yarın anlamamışız takdir edilecek fikirlermiş diyebilirler, -ki o bile erdemdir.

Doğru yolda olana selam olsun.