Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde şehit düşen Piyade Üsteğmen Abdullah Köse ile bazı illerde yaşanan sel felaketlerinde yaşamını yitiren vatandaşlara başsağlığı diledi.
İktidarın, sel felaketlerini iklim krizine bağladığını dile getiren Özel, "Bütün dünya dirençli kentlerden bahsediyor. Sel, deprem, afet olacak ama siz hazırlığınızı yapacaksınız. Dirençli kentler için iktidarın hazırlık yapması gerekiyor. Kastamonu'da, Sinop'ta, Giresun'da, Şanlıurfa'da yakın geçmişte ölümlü sel felaketleri yaşandı. O günden bugüne hiçbir şey değişmiyorsa, 'iklim krizi var, biz ne yapalım?' diyemezsiniz." ifadelerini kullandı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin CHP'ye geçtiği dönemden itibaren altyapı yatırımlarına büyük ağırlık verdiğini anlatan Özel, pandemi döneminde başlatılan bu yatırımların meyvesini almaya başladıklarını; geçen hafta sonu İstanbul'daki sağanak yağışlarda daha önceki görüntülerin yaşanmadığını belirtti. Hafta sonu İstanbul'da metrekareye 30 ila 50 kilogram yağış düştüğünü aktaran Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Pandemide sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte İSKİ'de aldığımız bir sunumu dün gibi hatırlıyorum. Dediler ki 'zaten bir büyük planımız vardı ancak pandemide trafiğin de olmamasını avantaja çevirerek İstanbul'da bir şeyler yaptık. Göreceksiniz bir daha sel, bir daha bu kadar yağışta böylesi görüntüler olmayacak.' Ve o günden sonra ilk büyük sınav bu hafta sonuydu. Öyle görüntüler görmedik. Esenyurt'ta, Kadıköy'de, Kartal'da, Beyoğlu'nda, Sarıyer'de, Beşiktaş'ta, Avcılar'da, Zeytinburnu ve Fatih'te, 120 noktada kronikleşmiş su baskın alanlarındaki sorun çözüldü, bu hafta sonunu sorunsuz atlattık. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu yatırımlara 40 milyar lira harcadı."
Özel, hafta sonu bir heyetle Bosna Hersek'e gideceklerini ve 25 Kasım'da kutlanacak Devlet Günü törenlerine katılacaklarını söyledi.
Bosna Hersek'in çok büyük acılar yaşadığını; 1995'te Srebrenitsa'da tüm dünyanın gözü önünde katliam ve soykırım yaşandığını aktaran Özel, o tarihlerde dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın dünyanın dikkatini çekmek için Bosna Hersek'e gittiğini hatırlattı. O süreçte CHP'nin ve Türkiye'nin olması gereken yerde olduğunun altını çizen Özel, "Zulme karşı durduk ve Avrupa'nın, dünyanın, soykırımı işleyene ve mağdura göre değerlendiren tutumunun karşısında durduk, şimdi İsrail-Filistin meselesinde olduğu gibi." diye konuştu.
"Soruna dikkat çekmek için Filistin'e gideceğiz"
İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarının sürdüğüne dikkati çeken Özel, "Filistin'de olaylar aslında Filistin halkına da en büyük zararı veren Hamas'ın bir gece yarısı sivillere yönelik roket saldırılarıyla, bir takım uçan hava araçlarıyla sınırı aşmasıyla başladı. Bunu fırsata çeviren İsrail hükümeti, Hamas ile mücadele adı altında Filistin'e inanılmaz bir saldırıya, adeta bir soykırıma girişti. O günden bugüne 13 bin 300 Filistinli hayatını kaybetti. Bunun yüzde 70'i çocuklar ve kadınlardan oluşuyor. Öldürülen çocukların sayısı 4 bin 600'e ulaştı." değerlendirmesinde bulundu.
Bu kadar büyük bir zulmün karşısında dünyanın güçlülerinin sessizliğe büründüğünün altını çizen Özel, şöyle devam etti:
"1995'te de sustular, Srebrenitsa için yıllar sonra 'savaş suçu' dediler, yargılanmalara destek verdiler. Bugün yapılması gereken, yarın timsah gözyaşları dökmek yerine, Filistin'deki çocuklara ve Filistin'e sahip çıkmaktır, bu mezalime 'dur' demektir. CHP olarak bundan sonraki süreçle ilgili dünyadaki sosyal demokrat sosyalist liderlere sesleniyoruz; biz Sosyalist Enternasyonal'in üyesiyiz. Bundan sonra Sosyalist Enternasyonal'de, CHP, genel başkan düzeyinde temsil edilecek. Her toplantıya bizzat katılacağım. O toplantılarda elbette ki dünyadaki solu, sosyal demokrasiyi, sosyalist partilerle ilişkilerimizi konuşacağız ama Türkiye'nin haklı davalarını, dünyanın gözünü yumduğu meselelerde akrabalarımızla konuşmaktan geri kalmayacağız."
Özel, Sosyalist Enternasyonal üyesi tüm devletler ile bütün sol sosyal demokrat partilerin liderlerine mektup yazarak, Filistin'deki katliamın durdurulması, ateşkesin sağlanması ve bölgeye barış ve huzurun gelmesi için gayret göstermelerini beklediklerini ilettiklerini aktararak, "Bundan sonra etkin olarak bu girişimleri sürdürmeye devam edeceğiz. Arkadaşlarımız çalışıyor, gerekli diplomatik girişimleri başlattılar, ilk fırsatta CHP'li yerel yönetimlerin insani yardımlarını bölgeye ulaştırmak, soruna dikkat çekmek için Filistin'e gideceğiz. Bunun için girişimlerde bulunuyoruz." dedi.
"500 saat de olsa bu mücadelemiz orada sürecek"
Özel, geçen hafta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine giderek bir dizi ziyaretlerde bulunduğunu ve görüşmeler yaptığını anlattı.
Eski Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın anıt mezar düzenlemesi için İstanbul Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla yapılacak çalışmanın, Türkiye'den gelen bir takım baskılar nedeniyle KKTC tarafından ötelendiğini öne süren Özel, konunun takipçisi olacaklarını söyledi.
Özel, ayrıca Kıbrıs gazilerine şeref aylığı sorunu konusunda ayrımcılık yapıldığını iddia ederek, sorunun çözümü için Meclis'teki tüm siyasi partilere açık davette bulunduğunu söyledi.
Genel Başkan Özel, Yargıtayın, Anayasa Mahkemesinin Can Atalay ile ilgili verdiği hak ihlali kararına uymamasına tepki göstermek amacıyla 9 Kasım'da CHP Grubu olarak başlattıkları TBMM Genel Kurul Salonu'nu terk etmeme eylemini sürdürdüklerini hatırlattı. Meselenin "bir devlet krizi olduğunu" savunan Özel, şunları kaydetti:
"Mesele, 'Anayasa'nın bir sayfasını tanımayayım, ses çıkmazsa öbür sayfasını da tanımam' deyip yarın Meclisi de tanımamanın, ülkede anayasasız bir düzeni dayatmanın, belki yarın seçimleri yapmamaya falan kalkışmanın hesabı içinde olan bir darbe girişimine direnip direnmeme meselesidir. O yüzden CHP, Recep Tayyip Erdoğan'ın başına geçtiği darbe girişimine direnmeye karar verdi. Grubumuz ilk günden itibaren toplandı ve şu an tam 280 saat oldu, Genel Kurul Salonu'nu boşaltmadık. Nöbetçi arkadaşlarımız orada adalet oturumu yapıyorlar. İkinci bir karara, eylemimizi farklı bir boyuta taşıyana kadar, grubumuz toplanıp ayrı bir karar alana kadar 280 değil 500 saat de olsa bu mücadelemiz orada sürecek."