Merhaba kıymetli okurlarım bu makalemi pişkin ile pişmiş arasındaki farkı kaleme almaya çalışacağım kıymetli vaktinizi ayırıp okuma zahmetinde bulunduğunuz için çok teşekkür ederim anlayan yüreğiniz dert görmesin. 

Bilseler bile sizin sözünüzün doğru olduğunu benlik duygusuyla muhalif olurlar size. Hiç ısrar etmeyin üstelemeyin doğru bir gün er geç çıkar meydana. Siz ne derseniz deyin kişi menfaatince hareket eder görmez doğruyu puslu görünür çünkü menfaat dünyasındaki doğrular. Kimin işine ne nasıl geliyorsa öyle yaşar dünyayı haksızlık varsa kimse ses etmesin hak yiyenleri rahatsız etmesin. 

Anlamak güç... her yerde anlatılan başka nutuklar, nasihatler başka yaşananlar yaşatılanlar başka gerçekler bambaşka. Pişkinlerin dünyası burası pişmişlerin değil kanaatim bu benim, nerede bir olgun yüz görsem yorgun üzgün gam ile doludur yüreği. Sessiz sakin yılmış pes ettirilmiştir gönlü.

Pişkinler ciden olmamış tavrı ve hareketleriyle durup durup nereden vursamda can yakıcı darbeyi atsam diye kollar adeta yorgun yüreğe. Ne umur edinir ne duygu ne düşünce nede ilerisini gerisini düşünür çoktur sayıları baş etmek zor emekle mücadele ister ya gemiyi terk edersin onların istilasından yada son nefesine kadar kalırsın inanmışlıklarının uğruna. 

Alışmıştır zalim, adım adım zafer onun olacak gibi kendinden emindir, bir mikrobun vucudun zayıf halini bekler gibi pusudadır her an avantajı yüksektir her konuda çare yolu azdır garip için. Sınırın her yerinden girmiş düşmanın çaresizliğine bakmadan savunur cephesini garip. Onun için önemli olan inanmışlıktır çünkü, düşman güçlü o inançlıdır.

Bu yer herkesin gözüne batan gerçeklerin ört bas edildiği yer. Zalimin düşmanlık haykırışları arasında kaybolur duyulmaz gider garibin sulh dilekleri. Yeni değil bu hep böyle olmuştur sadece rol aynı oyuncular deişmiştir. Etrafı kalabalık olur pişkinlerin pişmişlerin aksine yani onlar yalanlara sahtelere çok ortak bulur tavırlarıyla korku salarlar etraflarına bilselerde gerçek başka aman bana bulaşmasın dercesine herkes onların safında yer alır. Bu durumdan dolayı pişmişler yanar son bir kez daha.

Buradaki pişkinlik sözcüğü arsızca, saygısızca davranarak işini yürüten, yüzsüz (kimse) anlamına geliyor.

Pişmiş kelimesi ise Mevlâna’nın “Hamdım, piştim, yandım” diye özetlediği kendi yaşamını ifade etmektedir.

Çoktur bu devrin pişkinleri azdır pişmişleri ama onlar çeker dünyanın kahrını.

Sevgi ve saygılarımla sağlıcakla kalın.