Fenerbahçe Spor Kulübü Yüksek Divan Kurulu Başkanı Şekip Mosturoğlu ile kulübün geçmişi, bugünü ve geleceği üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik
Merhabalar Şekip Bey, bizlere kıymetli zamanınızı ayırdığınız için teşekkür ederim. Fenerbahçe camiasının çok sevdiği bir isimsiniz. Ancak kısaca kendinizden bahsetmenizi isterim. Fenerbahçe ile nasıl tanıştınız ve bu kulüpte görev almaya nasıl karar verdiniz?
1966 yılında istanbul’da doğdum. Kuleli Askeri Lisesinden 1984 yılında, İstanbul Üniversitesinden 1988 yılında mezun oldum. 35 yıldır avukatlık yapıyorum. 1997-2004 TFF hukuk kurulu üyesi, 2004-2006 TFF Başkan Vekili olarak görev yaptım. 2006-2018 FBSK Yönetim Kurulu Üyesi (Hukuk İşlerinden Sorumlu) olarak görev yaptım. 2017-2018 Kulüpler Birliği Başkan Vekili, UEFA Marketing and Tv Rights Panel üyesi, Avrupa Kulüpler Birliği komite üyesi, TMOK Hukuk Kurulu Üyesi görevlerinde bulundum. TFF Vakfı Kurucusu ve Fenerbahçe Üniversitesi kurucu mütevvelisiyim. Spor Hukuku Enstitüsü kurucularındandım. Futbol Adamları Derneği üyesiyim. Euro 2008 UCL 2005 tertip komite üyesi olarak çalıştım. CAS, TFF Tahkim, GSGM Tahkim Kurulları, UÇK önünde çok sayıda dava takip ettim. TFF Yasa ve Statüleri ile Talimatlarının hazırlanması, TFF Kulüp Lisan sisteminin kurulması, FİFA transfer sisteminin TFF ye adaptasyonu, Sporda Şiddet Yasası, Spor Kulüpleri Yasası çalışmalarında görev aldım. 1998-2006 TFF yayın ihalelerinin hazırlanması süreçlerinde ve aynı zamanda ihaleleri yapan komisyonlarda görev aldım. Kamuoyunda havuz sistemi diye adlandırılan süper lig maçlarının merkezi satışı düzenlemesi sonrası açılan davaların TFF avukatı olarak takibi ile ilgili olarak TFF ile tanıştım. Fenerbahçe Spor kulübünün 100.ncü kuruluş yılında Sayın Aziz Yıldırım tarafından yönetim kuruluna davet edildim. Fenerbahçe çocukluk aşkımdı. Tereddüt etmeden bu daveti kabul ettim. O tarihten sonra kesintisiz olarak 12 yıl yöneticilik yaptım. Bu süre zarfında Fenerbahçe 3 kez lig şampiyonu oldu. Görev süremce 2 Türkiye Kupası ve 3 Süper Kupa kazandı. Basketbol takımımız Eurolig Şampiyonu oldu. Tüm branşlarda sayısız kupa ve madalyalar kazandık. Futbol takımımız UEFA Şampiyonlar Liginde Çeyrek Final, UEFA Avrupa Liginde Yarı Final oynadı.
Yeni görevinizde başarılar dileriz. Yüksek Divan Kurulu Başkanı olarak günlük görevleriniz ve sorumluluklarınız nelerdir?
Yüksek Divan Kurulu kulübümüzün en yüksek danışma organı. Denge ve danışma fonksiyonu ile Tüzükte belirlenmiş görev ve sorumlukları var. 5000 Yüksek Divan Kurulu üyemiz var. Aileleri birlikte 12/15.000 arası bir etkileşim alanı var. Kulüpçülüğün kalbi durumunda. Üyeler arası ilişkilerin ve üyeler ile kulüp arasındaki iletişimin bir kanalı. Uzun yıllar içinde Tüzükle belirlenen fonksiyonlarını yitirmiş ve 3 ayda bir toplanan işlevsiz bir kurul haline dönüşmüş. Bizim amacımız Yüksek Divan Kurulunun Tüzükler belirlenen sınırlar içinde Tüzüğe uygun şeklide çalıştırmak.
Şekip bey, en çok merak ettiğim ve asla unutulmaması gereken tarihe dönmek gerekirse 3 Temmuz sürecinde yaşananlar hakkında düşünceleriniz nelerdir? O dönemde yaşananların Fenerbahçe üzerinde hala süren etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? 3 Temmuz davasının üzerinden 12 yıl geçti, Fenerbahçe'nin ciddi maddi kayıpları oldu, bu maddi kayıpların hukuk önünde hesabı sorulacak mı?
3 Temmuz 2011 de Fenerbahçe Spor Kulübüne tarihin en büyük kumpaslarından biri ile darbe yapılmış, hayatına kast edilmiştir. Arka planı ve amacı yıllar süren yargılamalar neticesinde bir nebze olsun aydınlatılabilmiştir. Bugün bu kumpası kuranlar yargı önündedir. Yüzlerce yıllık cezalar almışlardır. Bir kısmı ise kaçaktır. Ekonomik sonuçları Fenerbahçe için çok ağır ve yıkıcı olmuştur. Taraftarlarının birlik ve beraberliği oluşturduğu sinerji ile yıllar içinde toparlanılmış ve eski gücüne yakın bir noktaya gelmiştir. 3 Temmuz mücadelesi destansı bir mücadeledir. Bizler ve camiamız büyük bedeller ödemiştir. Taraftarımızın ördüğü sarı-lacivert duvara çarpan bu karanlık güç ilk kez durdurulmuş, geri çekilmek zorunda kalmıştır. FETÖ ile mücadele konusunda kazanılmış ilk mücadeledir ve tüm Türkiye’ye ilham olmuştur. Bireysel zararlar ve Fenerbahçe’nin kurumsal zararları ile açılan davalar sürmektedir. Bu süreç uzun ve zorlu bir süreçtir. Bizler ve Kulübümüzün hukuk ekipleri bu davaların kazanılması için özveriyle çalışmaktadır. Neticede zararlarımızın tümünün karşılanabilmesi mümkün olamasa da camiamızın yüreğini ferahlatacak sonuçları alacağımıza inancım tamdır.
Bu süreçle ilgili kişisel olarak hangi zorluklarla karşılaştınız ve nasıl aştınız?
Kişisel olarak maddi ve manevi büyük zorluklarımız ve kayıplarımız olmuştur. Gelinen noktada yaşadıklarımız bizde kalmıştır. Mücadele sonucunda elde edilen başarının değeri paha biçilmezdir. Taraftarımız ve camiamız davanın ilk gününden itibaren bize inanmış ve destek vermiştir. Neticede haklılığımızın ortaya çıkmış olması bizler için gururdur. Camiamıza karşı sorumluklarımızı yerine getirmenin mutluğu bizlerin evlatlarımıza bırakacağı en değerli miras olacaktır. Bu süreçte bizim yanımızda olan bir an olsun bile bize bırakmayan, bize destek olan, güç veren camiamızın her bireyi bizim için ailemizin fertleri kadar değerlidir. Bu değer karşılıklıdır. Gittiğimiz her yerde gördüğümüz saygı ve sevgi bu değerin bir tezahürüdür.
Şimdiki zamana dönmek gerekirse 99 gol ve 99 puanla yaşanan ikincilik çok enteresan ve akla mantığa yatmıyor. Bunun sebepleri ve sonuçları elbette çok net. Peki Fenerbahçe'nin şu anki sportif ve mali durumu hakkında bizimle neler paylaşabilirsiniz?
Futbol düzeni her zamankinden kirlidir ve adeta bir bataklıkla karşı karşıyayız. Futbolda toptan bir temizlik ve yeni bir düzenin kurulması kaçınılmazdır. Sistem tamamen iflas etmiştir. Güven kaybolmuştur. Güvenin kaybolduğu yerde haklı ile haksız birbirine karışmaktadır. Şampiyonlukların veya küme düşmenin saha dışı faktörlerle belirlendiği bir düzende sportif performansın değeri kalmamaktadır. İçinde bulunduğumuz futbol eko sistemi çatışmayı ve parçalanmayı körüklemektedir. Bugün yaşananın ötesinde çatışmanın toplumsal boyutlarda büyüme ihtimali çok yüksektir. Bir an önce bu duruma müdahale edilmeli adil ve sportif rekabetin saha içinde sağlandığı bir düzene geçilmelidir. Bunu sağlayabilmek için futbolun özerkliği desteklenmeli ve taviz verilmeksizin tesis edilmelidir. Özerklik, futbolun futbol içi aktörler ile yönetimi ile mümkündür. Kulüplerin seçilmesinde söz sahibi olamadığı futbol federasyonu yönetimlerin futbolun özerkliğini sağlayabilmesi mümkün değildir. Türk futbolu mali ve sportif açıdan gerilemektedir. Futbol ekonomisi küçülmüştür. Takımlarımızın uluslararası alandaki rekabet gücü geçmişe oranla zayıflamıştır.
Önümüzde bir başkanlık seçimi var? Hayırlı olanın kazanmasını dileriz. Seçim sürecinin kulübün ulusal ve uluslararası itibarına etkisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Siz bu başkanlık seçiminin akışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Fenerbahçe seçim sürecinde Yüksek Divan Kurulu bir nevi Yüksek Seçim Kurulu işlevini yerine getirmektedir. Bu çerçevede bizin görevimiz şeffaflık içinde ve adil bir şekilde seçim sürecini yönetmektir. Katılımın rekor seviyelerde olacağına inandığımız seçimlerin demokrasi şöleni olarak yaşanması arzumuzdur.
Ali Koç ve Aziz Yıldırım'ın yönetim tarzları hakkında kişisel olarak ne düşünüyorsunuz?
Seçimi sürecini yürüten ve yöneten bir kurulun başkanı olarak adaylar hakkında bir değerlendirme yapmam doğru olmayacaktır. Sayın Aziz Yıldırım ile 12 yıl Sayın Ali Koç ile 6 yıl birlikte çalıştık. Her ikisi de tutkulu ve inanılmaz bir sevgi ile Fenerbahçe Spor Kulübüne bağlıdır. Seçim sonuçlarının özelde Fenerbahçe’ye genelde Türk Sporuna hayırlı olmasını dilerim.
Başkanlık seçimlerinin ardından kulübün yönetiminde görmek istediğiniz değişiklikler nelerdir?
Yüksek Divan Kurulu olarak seçilecek yönetimlerden büyük beklentilerimiz var. Yüksek Divan Kurulu Başkanlığı sürecinde ve sonrasında görüştüğümüz yaklaşık 5000 kulüp ve yüksek divan kurulu üyelerimiz yönetimden beklentilerini bizimle paylaşmıştır. Bunların bir kısmı kolaylıkla çözülebilecek mahiyettedir. Bir kısmı için süreye ihtiyaç olacaktır. Bu konuları rapor halinde seçilecek yeni yönetime sunacağız, divan kurulu toplantılarımızda gündeme getireceğiz ve takipçisi olacağız.
Kişisel bir soru sormak gerekirse spor dünyasında edindiğiniz en değerli ders nedir?
Spor Dünyasında edindiğin çok değerli dersler var. Bunları anlatmaya kalksam bir kitap olur. İnşallah ilerleyen yıllarda bu konuda bir kitap yazmayı düşünüyorum. Muazzam kaynakların harcandığı ve sonunda bir şampiyonun bir kazanın olduğu bir alanda edinilen tecrübeler çok çok önemli. Bu tecrübelerden dersler çıkararak geleceğe yönelik düşüncelerinizi yeniden şekillendirmeniz gerekiyor.
