Mevlânâ bizlere ışık tutan sözlerinde diyor ki: “ Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmekte gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.”

Mevlânâ’ nın bahsettiği, vurguladığı sihirli sözcük “SEVGİ” nedir?

İnsan varlığının en önemli özelliklerinden biri sevgidir...

Sevmek; Allah tarafından insanlara verilmiş ilahi bir duygudur.

Allah'a iman; samimi bir sevgiyle taçlanır.

Sevgi'den uzak ve korkuya dayalı bir iman tam değildir.

Samimi ve sağlam bir imanda sevgi vardır.

Sevgiden uzak olan bir iman, bir inanış gösterişten ibarettir. Hafif bir esintiyle yıkılır, yok olur.

Sevgi hayatın bereketidir...

Nasıl mı?

Annenin çocuğuna kucak açması sevgi iledir.

Çocuğun anne kucağına koşması sevgi iledir...

Çiçekler sevgiyle açar...

Ağaçlar sevgiyle yeşerir...

Petekler sevgiyle dolar...

Kuşlar sevgiyle kanatlanır...

Kavgalar sevgiyle önlenir...

Barış sevgiyle sağlanır...

Son günlerde medyada sıkça görülen katliamlar sevgiyle son bulur...

“Paralel yapı” davalarına konu olan “ihtilal” denemeleri ancak sevgiyle sona erebilir...

“Demokratik açılım” çalışmaları sevgiyle noktalanabilir...

"Yeni Türkiye" sevgiyle kurulur.

“Dinde özgürlük” sevgiyle sağlanır...

Maçlar, Yarışmalar sevgiyle kazanılır...

Kış; Bahar sevgisiyle son bulur...

Bahar; Kış sevgisiyle uğurlanır...

Sevgi; Allah'ın emri, Peygamberin ahlakıdır.

Tabiat ve çevre sevgisi olgun insanların vazgeçemeyeceği özellikleridir.

Medeniyetler; Sevginin sonucunda meydana gelmiştir.

Laboratuvarlarda insanlığın iyiliği için 10'larca, 100'lerce tekrarlanan deneyler iş ahlakının, vazife aşkının ve sevginin sonucudur.

Mevlânâ’nın bahsettiği sevgi Allah vergisidir...

Allah vergisi sevgi olmasa; Uçaklar uçmaz, gemiler yüzmez, çarklar dönmez, fabrika bacaları tütmezdi.

Çocuğa karşı sevgi olmasa; Hangi anne uyumaz-uyutur, yemez-yedirir, içmez içirir, giymez-giydirirdi?...

Sevgi ömrümüzün tadıdır...

Zorlar sevgiyle aşılır...

Yollar sevgi ile açılır...

Hayat yarışı sevgi ile kazanılır...

Gündüz geceye, gece gündüze sevgiyle girer...

Allah sevgisi, Peygamber sevgisi, Kur'an sevgisi, Dünya sevgisi, Vatan ve Millet sevgisi,

Bayrak sevgisi, Tarih sevgisi, İnsan sevgisi, Hayvan sevgisi, Tabiat sevgisi, Kitap sevgisi, Anne sevgisi, Çocuk sevgisi, Barış sevgisi hep iyiliğe ait sevgilerdir...

Allah sevgisi; İhlas'ı, Kur'an sevgisi; Kur'an ilimlerini, Dünya ve tabiat sevgisi; Müspet ilimleri, Tarih sevgisi; Vatan sevgisini, Vatan sevgisi; Şehitlik ve Gazilik rütbesini, İnsan sevgisi; Eşsiz medeniyet hamlelerini doğurmuştur.

Muhteşem kütüphaneler; Kitap ve okuma sevgisinin, Dünyada kurulan devletler; Vatan sevgisinin sonucudur.

Anne sevgisi, çocuk sevgisi ve bütün sevgiler, Allah'ın kutsal emirlerinin meyvesidir...

Maddenin en küçük parçası olan Atomun yapısı, muhteşem kainatın dürülüp küçülmesidir.

Kainat ise Atomun büyütülmüşüdür...

Kainatın dürülüp atoma sığdırılmasında da, atomun büyütülmesinde de Allah'ın akıllara durgunluk veren yüce kudreti, ince sanatı, insana lütuf ve sevgisi vardır.

İnsanın yaratılışı da ancak ilahi kudretle izah edilebilir...

Vücudun çalışması insanı hep ilahi kudrete götürür...

Bir tek böbreğin ömür boyu yaptığı fonksiyonu bir defa yapmak üzere icat edilen makineye harcanan emek ve masraf akıllara durgunluk verecek kadar çoktur. Onun da olumsuz yan etkileri giderilememiştir.

Karaciğerin gördüğü iş yapılmak istense Ankara büyüklüğünde bir makineye ihtiyaç vardır.

İnsan beynine ise henüz girilememiş onun rakamlarla ifade edilemeyecek fonksiyonları hesap edilememiştir.

Suni kalp yapma çabaları, kalbin sadece kan pompalama fonksiyonunu yapmaya yöneliktir.

İnsan beyninden çıkıp insanın gönlünde taht kuran “SEVGİ” nimeti insan eliyle icat edilemeyecek kadar kutsal bir Allah vergisidir.

Hz. Ali’nin; “Sen kendini küçücük bir eser mi sanıyorsun? Sende koskoca bir alem dürülüp toplanmıştır” sözü insanın Allah vergisi sevginin hem merkezi, hem hedefi olduğunu gösteren güzel bir vecizedir.

Kainattaki tabii cazibe gücünün, Mevlânâ'nın “NE OLURSAN OL YİNE GEL”

çağrısının temelinde "SEVGİ" vardır.

Tabiatın insana itaat etmesi, tabiatta hürriyet içinde yaşarken kafese girmeye razı olan kuşların saflığı bu sevgiyi telkin etmekte değil midir?

Allah'ın kullarına sevgisine; Af ve merhamet, Peygamberin ümmetine sevgisine Şefaat denilmiştir.

Bu sebeple dünya sevgi üzerine, ahiret sevgi üzerinedir.

Peygamberimizin; "Vatan sevgisi İmandandır..."Hadisi, kutsal sevginin vatanı ayakta tutacağına, imanın bir parçası olduğuna delildir.

Allah'ı seven Peygamberi sevmelidir...

Allah'ı ve Peygamber'i seven; Allah'ın sevgi emrine, Peygamberin sevgi temeli üzerindeki yaşayış ve telkinlerine uymalıdır.

"Allah'ın kullarına sevgisi, annenin çocuğuna olan sevgisinden yüzlerce kat fazladır."

Allah'a iman ve sevgide bu vefa duygusu vardır.

"Bir gözün hatırı için bin göz sevilir."

Allah'ı seven; Allah'ın yarattıklarını da sevmeli, barış içinde yaşamanın yollarını aramalıdır.

İnsan; "Yaratılanı yaratandan ötürü sevmelidir."

Çünkü; Sevgide iman, imanda sevgi vardır.

...Ve barışa giden yol sevgiden geçer.

Mevlânâ’nın SEVGİ anlayışına uygun olarak Cenab-ı Allah’ın Ülkemize bir an önce huzur ve barış getirmesini diliyorum.

Hoşça kalınız.