Bu haftaki yazımda sevgili arkadaşım Hülya Habbabe’nin “Yağmur Kuşu” kitabını inceledim. Kitabın yazarı Hülya Hanım ile online bir röportaj yaparak kendisine kitabı ile ilgili birçok soru sorma fırsatı buldum. Kitabı okuyup, aklında soru işareti kalanlar varsa umuyorum ki bu röportaj sorularınıza cevap bulacaktır.

Kitapta ele alınan konu, kitabın isim hikâyesi, protagonistin yaratılması, eserin yazım süresi, kitapta okuyucuya verilmek istenen mesaj gibi birçok konuya değindim.

Ve kitabın sonuna geldiğimizde hikâyenin bitmediğini görüyoruz, serinin ikinci kitabının cevabı da bu röportajda.

Kitapta, akraba evinde yaşayan masum bir kızın bu evde gördüğü eziyetler konu alınırken, para için zorla evlendirilmek istenmesiyle gelişen olayların sonunda ise hala bir umudun olduğu mesajı verilmiş. Finalde ise gerçekten içinde sevgi olan insanların kıymetlerini anlıyor ve hayata kattıkları değeri görüyoruz.

Hülya Hanım kitaplarda genellikle ilk sayfalarda yazarın hayatı kısa da olsa yer alır. Sizin kitabınızda bunu göremedim, bunun bir nedeni var mı?

Bence yazar ve hayatından ziyade, yazarın kitabı ve eserindeki hayal gücü ön planda olmalı. Hülya Habbabe olarak kitaplarımda hayatımın değil, sadece yazmış olduğum hikayemin yer alması gerektiğini düşünüyorum.

“Yağmur Kuşu” kitabını yazmaktaki amacınız neydi?  Okuyucunuza vermek istediğiniz bir mesaj var mıydı?

Kitap tutkunu biri olarak zaten okuyucudan çıkma bir yazarım. Birçok kitap yazdım. Hepsinin yeri ve önemi farklı olsa da asıl işlevi insan ve toplum üzerine; konu insan olunca da sadece isimler ve üstlerindeki duyguları değiştirerek hem bir şeyleri anlatmayı hem de okura okunası eserler bırakmayı hedefliyorum. “Yağmur Kuşu” kitabı da bunlardan sadece biri. Her kitap bir şeyler anlatmak ve ders vermek içindir.

Bu eserde ise tüm insanların hissedeceği ve hayatlarında yaşamış oldukları duygular yer alıyor.

Bu kitabı bir iki cümle ile özetleyecek olsanız, kitabınızın konusu nedir?

“Yağmur Kuşu” tamamen duygular üzerine bir kitap. İnsanların yaşam içinde kaybettikleri değerlerini ifade ediyor, sevgiye dair bir şeylerin hâlâ var olduğunu ve insanın bunda rolünün ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Kitabın sonuna gelince ise umudun her zaman olduğunu görüyoruz.

Kitabın ismi olan “Yağmur Kuşu” nereden geliyor, bu ismi seçerken neyi düşündünüz?

Kitap basım aşamasına gelmeden “Fesleğen” olarak çıkacakken, başka bir yazarın bu isimde kitap çıkarması her şeyi değiştirdi. Ama iyi ki değiştirdi. Günlerce süren isim arayışı bence kitabın ana karakteriyle o kadar güzel uyum sağladı ki Caroline’ın verdiği mücadele ile gerçekte var olan yağmur kuşu sanki birbirini tamamlamış oldu. Her zaman derim “Yağmur Kuşu” masum bir kitaptır.

Kitabınızın yazımını ne kadar sürede tamamladınız?

Kitabı yazmaya 2016 yılında başladım ve ancak 2023 Şubat ayında okurlarla buluştu.

Bu hikâyeyi ele almanızda size ilham veren bir şey ya da yaşadığınız bir olay oldu mu?

Açıkçası özel bir durum olmadı. Fesleğen çiçeğinin insanla örtüşen varlığının, bir kızda çok yakışacağını düşünerek, Caroline’a ruh vermeye çalıştım, sadece bu. Yani bir karakter yarattım ve fesleğen çiçeği ile ona bir hayat verdim. Bu eserin konusu için kendi hayatımdan yaşadığım bir olay olmadı diyebilirim.

Size Caroline karakterini sorsam, bir cümle ile ne söylerdiniz?

Caroline’ın yeri bende çok ayrı oldu ve tek bir cümleyle Caroline için benim kızım diyebilirim, öyle hissediyorum.

Peki Caroline karakterini yaratırken neyden esinlendiniz?

İlk olarak fesleğen çiçeğinden esinlendim. Lakin Caroline’ın kendi iç dünyasındaki duyguları değil de gerçek dünyadaki varlığında da yağmur kuşunun etkisi büyük bir yere sahiptir. O yüzden fesleğen çiçeği ve yağmur kuşu diyebilirim.

Kitabınızı bitirmiş biri olarak, bu hikâyenin tamamlanmadığını görüyorum ve sanki “Yağmur Kuşu 2” gelecek gibi duruyor. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz? Tüyo alabilir miyiz?

Hiçbir kitap son değildir aslında. Ben burada okuyucunun heyecanının devam etmesi için açık bir kapı bırakarak, yoğun talep olması durumunda ikinci kitabın gelebileceğini ifade edebilirim. Yani neden olmasın?

O zaman “Yağmur Kuşu 2” gelecek olsa; bununla ilgili herhangi bir hazırlığınız var mı?  Veya yazmaya başladınız mı?

“Yağmur Kuşu 2” elbette hazır. Ancak o demini alana kadar birkaç kitap daha çıkacak. Ancak bir önceki soruda verdiğim cevap gibi, okuyucunun heyecanı ve talebine bağlı olarak bu süre kısalabilir veya yakın zamanda da çıkabilir.

Tüm kitaplarınız arasında sizin için en özeli hangisi ve nedeni nedir?

Kitaplarımın hepsinin yeri ve önemi çok farklı, hepsinde de ayrı bir emek var. Lakin her zaman söylediğim gibi yaratmış olduğum karakterim Caroline benim kızım, dolayısı ile “Yağmur Kuşu” masum ve benim için çok özel bir kitap.

Hülya Hanım, röportaj için sizlere çok teşekkür ederim. Serinin ikinci kitabıyla ilgili de gerekli tüyoları aldık, bunun için de ayrıca teşekkür ederim. Kitabınızın isim hikâyesi de gerçekten öğrenilmeye değermiş, vermeyi düşündüğünüz ismin kısa süre önce bir başka yazar tarafından kullanılması ve son anda bir isim değişikliğine gitmeniz duygusal olmuş. Emeğinize sağlık ve mürekkebiniz hiç bitmesin.

Ben teşekkür ederim sevgili Uğur, benim açımdan da çok keyifli bir sohbet oldu ve umuyorum ki okuyucularımız da keyif alacak. Seni özel hayattan da tanıdığım için kitap sayfanı, kitaplarla ilgili inceleme yazıları yazdığını biliyorum ve sonunda mutlaka bir alıntı yazıyorsun. Bugün hep sen bana sordun, bu sefer de ben sana sorsam ve kitabımla ilgili sence en güzel alıntı hangisi ya da bir alıntı alabildin mi?

Tabii ki de aldım ve kitaplarla ilgili en keyif aldığım kısma temas ettiniz. Bence kitabınızın en güzel alıntısı:

“Kukla olursan yaşarsın! Ama kendin olarak değil köle olarak…Birinin ya da birilerinin insafına göre yaşarsın.”

Serinin ikinci kitabında, bu sefer yüz yüze bir röportajda görüşmek üzere Hülya Hanım. Heyecanla yeni kitaplarınızı bekliyoruz.

Evet sevgili okurlar, “Yağmur Kuşu” röportajın içinde yazarımız Hülya Hanım’ın da dediği gibi tamamen duygular üzerine yazılmış bir kitap. İnsanların yaşam içinde kaybettikleri değerlerini gözler önüne seriyor ve sevgiye dair bir şeylerin hâlâ var olduğunun umudunu veriyor. Bakalım sizler bu kitabı okuduğunuzda, Caroline’ın hayatında kendi hayatınızdan neleri göreceksiniz?

Çok okuyun, kitapla ve sevgiyle kalın…