Kadim mısır medeniyetinin ilk çağlarında firavunlar kızlarını asil soydan gelenler ile evlendirmek istiyordu. Gaythelos Mısır’a Yunanistan Kralının oğlu olarak sürgüne gönderilmişti. 

Sürgün günlerinde firavunun kızlarından biri olan Scota ile tanıştılar ve birbirlerine aşık oldular… 

Ancak geleneklerine göre bu evlilik asla doğru değildi. Scota sadece firavun soyundan olanlarla evlenebilirdi. 

Fakat bu iki aşık direndiler ve sonuç olarak Mısır’dan kovuldular… 

Kendilerine inananlar ile birlikte bir gemiye binerek Mısır’dan uzaklaştılar, günlerce süren ağır koşullarda ki yolculuktan sonra İskoçya kıyılarına yanaştılar ve yerli halkın çok yakınında yerleştiler… 

Ancak gelenekler uyuşmadı, Scota bir kraliçeydi ve öyle davranıyordu ancak yerli halk için onun kraliçe olması hiçbir şey ifade etmiyordu. Dolayısı ile bir süre sonra bu kez de yerli halk onları kovdu ve çatışmalardan sonra İskoçya’dan kaçarak uzaklaştılar… 

Sonra ki durakları İrlanda oldu… 

İrlanda’da yerli bir kabile ile birleştiler ve kendilerine Scotti hanedanlığı dendi. Burada uzun yıllar mutlu ve mesut şekilde yaşadılar… Hatta bazı araştırmacılara göre İrlanda’nın krallıklarını kuran aile Scotti ailesidir… 

Güçlenip krallıklarını kurduktan sonra nesiller boyu kendilerine aktarılan kraliçe Scoti’nin intikamını almak için yeniden kovuldukları İskoçya’ya döndüler ve büyük savaşlar vererek İskoçya’yı feth ettiler… 

Ancak burada bazı gariplikler vardır, tarih bilimcilere göre Scota ya da Scotti ismi Mısır kökenli bir isim değildir… 

Bu nedenle Scota Mısır’dan gelmiş olamaz… 

Eğer Mısır’dan gelmemişse hem İskoç tarihi, hem Mısır tarihi hem de İrlanda tarihinde önemli değişiklikler olması gerekiyordu… 

Yani ortalığı karıştıracak bir durumdu bu… 

Yapılan araştırmalar Walter Bower el yazmasının bulunmasını sağlar… Bu el yazmasına göre Scota’nın babasının ismi Achencres olarak bildirilmiştir. 

M.Ö 300 civarında Manetho isimli bir tarihçiye göre bu isim aslında Mısır firavunlarından en ünlüsü olarak  tanıdığımız Akhenaton’dan başkası değildir. 

İşte düğümün çözülmesinin beklendiği yer Akhenoton tarihidir… Ancak bu olayda düğüm çözülmek yerine daha da çok karmaşık bir hal almaktadır… 

Akheneton M.Ö 1350 civarında Mısır’da hüküm süren ve Mısır’ın kadim dinini değiştirmek isteyerek devrimler yapan en ünlü firavunlardan bir tanesi… 

Akheneton’un eşi olan Nefertiti ise en az kocası kadar üne kavuşmuş bir kraliçeydi. Akheneton’un altı kızı olmuştu… 

Krallığını Amarna isimli bölgeye kurmuştu… 

Amarna’da yapılan kazılarda kızlarından beş tanesinin mezarı bulundu ve Mısır’da öldüğü kanıtlandı… 

Ancak en büyük kızları Meritaten kayıptı… 

Kral Akhaneton öldüğünde yanına ailesinin kayıtları yazılıyordu… Ama ilginç şekilde 6 kızı yazılmasına rağmen altıncı kızları olan Meritaten’in ismi bilinçli olarak silinmişti… 

Çok ilginç şekilde varlığı kabul ediliyor ama ismi siliniyordu… 

Sanırım kral kaçtığı için kızına çok kızmıştı… 

Ancak başka bir konu daha var… 

Akheneton az önce söylediğimiz gibi Mısır’ın köklü geleneklerinden bir çok değişikliğe imza atmıştı. Onun ölümünden sonra Tutankhamun ve Horemheb eski Mısır geleneklerine geri dönmeye çalıştı. 

Ancak kral Horemheb, kendinden önce ki kral Akheneton’a büyük bir kin duyuyordu ve onunla ilgili her şeyi yok ediyordu ve hatta bırakın onun adına dikilen anıtları, tapınakları, normal binaları dahi yıktırmıştı… 

Belki de kızı Meritaten Horemheb’in zulmünden kaçmak için Mısır’ı terk etmişti! Neden olmasın ki?

Ve bulunduktan sonra da sır gibi saklanan walter Bower el yazmaları belki de bu konuda ki en önemli kanıtlardan biri. 

Zira Mısır’dan kaçan kraliçe ve beraberindekiler önce İskoçya’ya, sonra İrlanda’ya ve sonra İngiltere’ye gitmiş, daha sonra tekrar geri dönerek İskoçya’yı işgal etmiştir. 

Elbette ki başka kanıtlarda var, mesela 1943 yılında İngiltere’de Neolitik bir mezar açılmıştı. Arkeologlar bu mezarda M.Ö 1300’lü yıllara tarihlenen genç bir kadına ait takılar buldular. 

Kadının köle olduğu düşünülüyordu ve kolunda kehribar boncuklardan oluşan bir bileklik bulunmuştu. 

1955 yılında bu kez de İrlanda’nın Tara bölgesinde benzer döneme ait bir mezar açıldı ve bu mezardan da genç bir adamın boynunda fayans boncuklardan oluşmuş bir kolye bulunmuştu… 

Bulunan kolye ve bilekliğin ortak noktası ikisi de M.Ö 1300’lü yıllara ait olmasıydı. Ama şok edici başka bir ortak özellikleri daha vardı. Bu iki eşyanın benzeri Tutankhamun’un mezarındakilerle neredeyse aynıydı. 

Bu kazılar arkeologları oldukça heyecanlandırdı çünkü hem İngiltere kendi atalarının köklerini Mısır’la bağdaştırmak için yeterli kanıtı bulmuştu ve diğer taraftan da, çıkarılan mezarların bir ucunun Mısır’da olması muazzam bir arkeolojik keşif olarak kabul ediliyordu. 

1889’da Devon’da çıkarılan bir Tunç çağı mezar höyüğünde benzer bir kolye bulunduğu yeni kolyeler bulununca anlaşılmıştı. Kuzey İngiltere’de ise Humber bölgesinde bir gemi enkazına rastlandı. 

Ancak bu gemi enkazı bilinenlerden farklıydı ve tarihi örneklerine bakıldığında Akdeniz bölgesinde kullanılanlara benziyordu. Yani bu krali Scoti’yi taşıyan gemi olabilirdi. 

Karbon tarihi ise gerçekten de M.Ö 1350-1500 yılları arasını gösteriyordu. Araştırmacılar bu geminin kraliçe Scotiyi taşıyan gemi ya da onun filosuna ait bir gemi olabileceğini kabul etti. 

İşte asıl serüvende burada başlıyor… 

Biliyorsunuz küresel elitlerin başı yani yılanın başı olarak tanımlanan İngiltere ve onun evlatları olarak dünyanı başına bela olan gizli örgütlerin pek çoğu keza özellikle İlluminati ve tek göz kültü kendisini Mısır’a dayandırır… 

Neden Mısır’a dayandırır diye hiç merak ettiniz mi?

Onlar kendilerine ark krallığı diyorlar… 

İnanışlarının elbette ki farklı versiyonları bulunuyor… Ancak güneşe tapan Ark krallığının İngiltere’de varoluş sebebi, işte en başından beri anlattığımız kraliçe Scoti ya da diğer adıyla Meritaten’e dayanıyor… 

Mısır’dan kaçan Meritaten ve onun torunları bugün ki Ark krallığını yani İngiltere’de ki krallığı kuran ilk kişiler… 

Bugün bilinen İngiltere tarihinde bu bilgiler elbette ki yok! Bu bilgiler İngiltere’nin yılan kardeşliği ismi verilen gizli tarihinden bir yaprak… 

İngiltere’yi kuranlar bu alternatif kanıtlar ve anlatımlara göre bir Firavun Kraliçesi olan Meritaten ya da diğer adıyla Scoti… 

Firavunların ikinci büyük ülkesi ise İngiltere… 

Sanırım İngiltere ve onun yavrusu Amerika’nın bağrından kopup gelen pek çok ezoterik örgütün neden kendi soylarını, tarihlerini kadım Mısır’a ve Firavunlara dayandırdığını daha iyi anlamış olduk…