Eskiden çocuklarımızın altına muşamba bezler tutulurdu, tahtadan oyuncaklar yapılırdı. Ebelerimiz, annelerimiz bakar gelinlerine kızlarına tavsiyede bulunur, babalar çocuklarına fazla zaman ayırırdı. Akşamları toplanır hoş sohbet edilir, fıkralar vs. şeyler anlatılırdı. Sokaklarda oyunlar oynarlardı, becerisini kendiler bulurdu ve öğrenirdi. Kendi aralarında kavga eder, sonra barışırlardı. Evdeki ebelerimiz, dedelerimiz çocuklara saygı, sevgi, ahlaki durumları öğretiyorlar. 

Günümüzde ise anne-baba hiç durmadan çocuk bezleri ve oyuncaklar alıyor. Üstelik kredi kartına yükleniyor, bir de çocukların rahat bıraksın diye tablet, cep telefon bilgisayar gibi gereçler alınıyor, çocuklar oyuna dalıp gidiyor. Sonra çocuk yaşamında ve okulda geri kaldı diye olmadık kurslara yazılıyor, çocukluğunu yaşamadan büyüyor, sonra da geçim zorluğu çekiyorlar anne de çalışmak zorunda kalıyor sonra bakıcı aramaya başlanıyor. Sabah ezanından önce kalkılıyor, çocuk bakıcının evine bırakılıyor, çocuk anne ve babasının davranışı ile bakıcının davranışı arasında kalıyor, gelişme olanağı iyice karışıyor. Doğruyu yanlışı ayırma durumu değişiyor, akşam olunca anne ve baba çok yoruldum diye televizyona veya cep telefonuna sarılıyor, çocukla ilgilenme durumu sadece bakıcıya kakmış oluyor. Maddiyat için çalışırken, çocukları unuturken, olmadık alışverişleri ödemek için borçlar yapılıyor, sonra aralarında şiddetli geçimsizlik çıkıyor boşanmaya kadar gidiyor. Sonuç; çocuklarının gelişimini şiddete, maddiyata dönüyor, kendini düşünen bir topluluk ortaya çıkıyor. Teknoloji ile yaşamın şartları değişti diye karakterimizi, insani ahlakı, vicdan ahlakı, iman ahlakını da değiştiriyoruz farkında olmadan.

 Ve kendimizi batının yaşam şartlarına göre ayarlıyoruz serbest yetişen büyük, küçüğü ayırmayan saygıdan yoksun bir birey ortaya çıkıyor. Özürlük adı altında kızlarımızın giyim kuşamı öyle değişti ki, batı ile aralarında hiçbir fark yok. Aklıma 1932 yılında Belçika’nın spa şehrinde düzenlenen Türkiye’nin Keriman Halis’in birinci olduğu dünya güzellik yarışmasında jüri üyelerinin sözü geldi, bugün tarihe geçecek hristiyanların zaferi olarak değişi. 

Gelelim erkek çocuklarımıza. Sert, ciddi halde yetiştiriyoruz. Onların isteklerine fazla dikkat ederken, şiddete bağımlı bir birey ortaya çıkarıyoruz. İş yapma gibi haller yerine emreder bir hale sokuyoruz. Hovardalığı ellinin kiri diye onca kişinin hayatını mahvederken babasız bir çok çocuk ortada kalıyor. 

  Toplum olarak eski yaşantımızı hayatımıza sokmalıyız ona göre yaşarken tabi ki teknolojinin gelişen dünyaya belli düzende ayak uydurmalıyız. 

Her sabah dikkat ediyorum, sanki anne ve babalar yarışıyor, çocuklarını bakıcıya bırakmak için birde ağızlarda zaman değerli diye. 

Eskiden zaman çok fazla değerli ve zaman iyi kullanılıyordu.