Gizli güçlerin bağlantıları daima yönettikleri ülkelerin istihbari birimleri olmuştur. 1976 yıllarında CIA dış ülkelerde itibarını yitrmişti. Ab

Gizli güçlerin bağlantıları daima yönettikleri ülkelerin istihbari birimleri olmuştur. 1976 yıllarında CIA dış ülkelerde itibarını yitrmişti. Abd içerisinde bile kendi vatandaşları tarafından hiç iyi gözle görülmez olmuştu. Örnek verecek olursak CIA ile KGB metodları arasında hiçbir fark kalmamıştı. Abd’nin 39. Devlet Başkanı olarak göreve başlayan J.E.Carter büyük bir temizliğe başladı.
CIA yeni teşkilat başkanına kavuşmuştu. Başkan J.Carter 1976 yılında “ Güney Avrupa Müttefik Kuvvetleri Komutanı” olarak görev yapmış olan Oramiral Stansfield Turner’i CIA nin başına getirdi.
Turner görevi alır almaz, hiç beklenmedik bir şekilde, ayıklama işlemine girdi. Teşkilat içerisinde şaibeli kim var ise süratle teşkilat dışına itti ve bağlarını kesti.Daha sonra alel acele kendi güvendiği kişileri onların yerine aldı. Aynı şekilde duruma devam ederken, teşlilatın çok gizli “top secret” kayıtlı ve özer mühürlü dosyalarına da derhal el koydu, ve kendi güvendiği uzmanlara inceletti.
Ortaya çıkan hadise vahimdi. Hemen hemen hiç kimsenin ihtimal veremeyeceği derecede korkunç, dehşet ve esrarengiz dosyalar ve dökümanlar ortaya çıkmıştı.
Öğrenilen ve haberdar olundan durum vahim halde idi; 1946 yılında “Nurenberg Duruşmaları’nda Nazileri  ağır cezalara çarptıran ve kendisini Dünyanın Jandarması ve Kurtarıcısı olarak lanse ettiren Abd bu dosyalara bakıldığında hiç mi hiç masum olmadığı apaçık şeytani bir planın parçasına hizmet ettiği, Almanları yargılama hakkı olmadığı halde yargılaması açıkça görülmekte idi… Yani bizim anlayacağımız ifade ile Nurenberg’de gerçek adalet mekanızması çalışmamış bazı şeyler gizlenerek örtbas ettirilmişti. Dehşet bir panaroma gözler önüne serilmişti.
Böylece bütün dosyalar tek, tek incelenmişti.Dosyalar “Senato Araştırma Komisyonu’na havale edildi. Oramiral Turner komisyona çok önemli açıklamalarda bulundu. Kayıtlar aynen şöyle idi;
-İnsanları Kobay olarak kullanma projesi
-Deneylerde kullanılan Müesseseler
-Yalan Haber yayma ve Devlet başkanlarının yıpratılması projesi
-Biyolojik Savaş Projesi dosyası
1953 yılında faaliyete geçirilmiş olan ve tam 20 yıl aralıksız sürmüş olan İnsanları Kobay olarak kullanma projesi bu proje ile görevli olan servis sayısız icraatlar sergilemiştir. Şimdi bunlardan bir tanesine bakalım. Mahkumlar başta olmak üzere, kobay olarak kullanılan bazı insanlara çeşitli şekilde zerk edilen uyuşturucu maddeler ve insan sağlığına zararlı son derece zararlı ilaçların, insan vücudunda nasıl tesirler bıraktığını “ cinsi davranışlarda” ne gibi durumlar meydana getirdiğini inceleme deneylerinde bulunulmuştur. LSD denilen madde dahil olmak üzere hemen her uyuşturucu madde bu deneylerde kullanılmış ve binlerce masum insan; kobay olarak kullanıldığını bilmeden feci şekilde çıldırarak ölmüşlerdir.
Bu deneylerin kullanıldığı yerler birçok araştırma merkezi ; 44 Üniversite Kliniği, 12 Hastahane ve Hastahane Kliniği, 15 Araştırma Kurulu ve İlaç Şirketi, 3 Cezaevi Kliniği ve icraatlara katılmış 185 doktor. Ayrıca Doğu Bloğu Ülkelerinde aynı amaçla yapılan deneylerin tatbiki için özel yetiştirilmiş ajanlar bu ülkelere yollanmıştır.
CIA’nin Yalan Haber Yayma ve Devlet Başkanlarını yıpratma ile alakalı servisteki ajanları çeşitli ülkelerin Devlet Başkanları ile ünlü politikacıların hayat yaşantılarını ve sosyal durumlarını inceleyip bunları lekeleyip, şantaj ve rezil duruma düşürebilmek “siyasi hayatları”na son vermek için görev yapıyorlardı. Endonezya Devlet Başkanı Mütevaffa Sukrano’yu ülkesinden kaçırabilmek için ve milletininin gözünden düşürmek için Sukrano’ya benzeyen bir aktörü “ Mutlu Günler” adlı filmde kullanmış sözde dökümantor bir film çevrilmiş, tamamen iğrenç seks sahnelerinden ibaret olan bu film Jakarta sokulmak istenmiştir. Ancak sonradan plan değişmiş bu iğrenç tuzak bir tasarı olarak kalmıştır ki bu gibi faaliyetler sayısız olarak bu kuruluşta vardır diyebiliriz..
Biyolojik savaş dosyasına geldiğimizde ise tüyler ürpertici çalışmalara şahit oluyoruz. Mesela bunların en önemlisi zehirleme yöntemi; Zehirli puro, zehirli sigara, pipo tütünü ve bazı meşrubatlar vs.. Asıl görev Abd’nin takip ettiği politikaya ters düşen önemli politikacı, iş adamı ve bürokratların derhal ortadan kaldırılmasını gerçekleştirmek amacıyla hazırlanan nesneler bu insanlara tatbik edilmesi gayesi ile hazır halde tutuluyordu. Bir başka üzerinde durulan öldürücü silahta şu idi; Özel suretle hazırlanmış ve yüzük altına yerleştirilmiş, gözle görülmeyecek kadar küçük zehirli iğneler imalatı. Bu çeşit yüzükler sayesinde ortadan kaldırılması icab eden şahıslar ile tokalaşmak suretiyle iğne batırılmakta ve böylece amaca ulaşılmaktaydı. İğnenin battığı yer özel bir mayinin yayılması suretiyle hiç acı duyulmamakta ve böylece aradan geçen 2-3 gün içerisinde aniden rahatsızlanan kurban derhal ölmektedir. Bu dehşet verici cinayet aletini deneyleri panzehir kontrolünde yapılmış ve son derece tesirli bir zehir olduğu öğrenilmiştir. Tatbil konusu ile alakalı bilgi meçhul kalmıştır..
Bir hayli zaman sonra Rus gizli servisi KGB de aynı silahı değerlendirme icraatına girmiş ve benzeri bir silah geliştirmiş tatbik sahasına koymuştur. 1979 yılında Avrupa’nın bazı ülkelerinde Özel Zehirli Şemsiye silahı ile Sovyet politikalarına ters düşen bazı şahıslar devreden çıkarılmıştır.
Bu yapılan çalışmalar ve gizli dosya klasörlerin içindeki en önemli proje “Yalan Haber Yayma ve Devlet Başkanlarını Yıpratma Bölümü” Herhangi bir ülke için en başta gelen tehlikeli kuruluşlardan birisidir. Dolayısı ile meseleye biraz daha yaklaşalım Neden mi böyle diyorum ? Şöyle ki Bu acımasız hücre, icraatlarında hedef aldığı herhangi bir ülkeyi en kısa zamanda istediği duruma getirebilmek için o ülkenin bilhassa Eğitimci, Gazeteci, Yazar,Tarihçi, Öğretmen, Bürokrat, Karikatürist vs. topluma hitap ve hizmet açısından görevli olan aydın kişiler yada bazı zaafları olan bu durumdaki kimseleri hedef alıp ele geçirmeye çalışmaktadır. Çünkü bu yapıdaki kişiler onların planlarını gerçekleştirmek için en önemli baş harekatıdır. Bu konunun önemini size anlatırken şuraya da değinmek istiyorum. Son derece önemli ve tehlikeli olduğunu anlatmaya çalıştığım bu hücre ve teşkilat sadece CIA değil, hemen hemen her güçlü devletin Güvenlik Teşkilatlarında mevcuttur.Yani bu gibi hücrelerin sadece CIA de olduğunu düşünmek tamamen yanlış bir düşünce olur.
Söz konusu kuruluşun başlıca hedefleri ise, daha evvelde belirttiğim gibi Devlet Başkanlarını, Bürokratları, Ülke ekonomisinde büyük çapta rol oynayan önemli işadamlarını hedef almaktadır. Uygulanan planın başlıca dayanağı doğrudan “Lenin Manifestosu” nun bütünüdür. Evet yanlış okumadınız tamamen Lenin Manifestosunun tamamıdır. Bu manifesto “Marxizm”e onun temeli ise dünyaca meşhur “Protokollere” ve “Protokollerin” hayat kaynağı ise tamamen karışık bir felsefeye dayanan KABALA ve TALMUD’a dayanır.. Bu enteresan birleşme çok hayret verici şekilde Alman Nazizmi dahil, dünyaya hükmetmek isteyen hemen hemen her devletin birleşme kanunu ve izleyici yol haritası olmuştur. Kabala ve Talmud bu karmaşık felsefi şeytani yapıya emperyal devletlerin itibar etmiş olması inanması düşündürücüdür. Onuda bir diğer yazımda size uzunca yazarım. Çünkü bu öyle bir inanç sistemedir ki; onun tesir sahasına giren her kim olursa olsun, bir daha asıl kimliğini kazanamaz. Çünkü o artık “şeytani bir inancın kölesi” olma yolunda tüm adımlarını atmıştır. Geri dönüşü yoktur.
Firavunda tövbe etmişti…!
Kaynakça: Gizli Harp Misyonu / A.Hadi Gündoğdu- A.Cemil Çelebi